AKD Genel Başkanı gerçeği gizlemiş; işte belgesi!
GÜNDEMAlevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz, yayınımız üzerine “ Kurumumuza İcra gelmesi gibi bir durum söz konusu değildir” demişti. Halbuki, Belçika’da bir mahkeme ödenmeyen borcun icra yoluyla alınmasına karar vermişti ve karar Türk mahkemelerine uygulanması için gönderilmişti!
Alevi Kültür Dernekleri’nin AB fonundan proje karşılığı aldığı ve “buharlaşan” 175 Avro ile ilgili tartışma devam ediyor.
Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz şube başkanlarına gönderdiği mesajda AKD’ye icra gelmesi söz konusu olmadığını, bizim haberimizin “kasıtlı bir kötülük olduğunu” ve (bizi “tetikçilikle” suçlayarak), “yalan ve iftiradan suç duyurusunda bulunacağı”nı belirtmişti.
Elbette, başkanın bütün bu gerçek dışı beyanları şube başkanlarını yatıştırmak içindi.
AKD Genel Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz, haberimizin doğru olduğunu bildiği halde, şube başkanlarına gönderdiği mesajda sitemizi ve genel yayın yönetmenimizi çirkin ifadelerle hedef aldı.
Başkan Yılmaz, şube başkanlarını yatıştırmak için, mesajında şu ifadeleri kullanıyordu:
“Kurumumuza İcra gelmesi gibi bir durum söz konusu değildir. BORÇ BELÇİKADA Kİ AB FONUNADIR. Türkiyede bir Ticaret mahkemesinden dava açıp borcun tespit edilip tanınması gerekmektedir. Sonrasında da icra mahkemesi yapılması gerekmektedir.
Dolayısıyla bu en iyi ihtimal ile 3 yada 5 yıl gibi bir süre demektir.”
BAŞKAN YILMAZ’IN İFADELERİ GERÇEĞİ İÇERMİYOR!
Başkan Yılmaz, AKD’nin yerine getirilmeyen projenin geri ödenmeyen 175 bin Avro’su ile ilgili icra süreci konusunda da şube başkanlarını yanıltıyordu.
Çünkü, daha kısa bir süre önce Belçika’da AKD’ye karşı açılan dava icra kararı ile sonuçlanmış ve “tanıma ve tenfiz” işlemlerinin gerçekleşmesi için Ankara Adliyesi, 33. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne Avrupa Birliği avukatları tarafından yapılan başvuru kabul edilmiş, 19 Şubat 2026 tarihine de duruşma günü verilmişti!
Yani; Başkan Yılmaz Belçika’da davanın sonuçlandığını, Belçika mahkemesinin AB fonuna olan borcun AKD’den icra yoluyla tahsiline karar verdiğini, AB ile Türkiye arasındaki anlaşmalar gereği, orada bir mahkemenin aldığı kararın burada da aynen geçerli olduğunu ve uygulanması için Türk mahkemelerinin kararı “tanıması ve tenfiz etmesi” gerektiğini biliyordu!
Hatta, bu işlem için verilen duruşma gününü de büyük ihtimalle biliyordu!
İŞTE BELGE: MAHKEME KARARI TENFİZ EDİLECEK!
Şube başkanlarının tepkilerini başka yöne kaydırmak için muğlak ifadeler kullanan ve haberi yapan sitemizin genel yayın yönetmenine çirkin ifadelerle saldıran Seher Şengünlü Yılmaz’ın “hatırlamadığı duruşma belgesini” yayınlıyoruz.
Hukukçuların bildiği gibi, Belçika mahkemesinin verdiği karar kesindir ve Türk mahkemesinde görülecek tanıma ve tenfiz işlemi “yabancı bir ülkede verilen bir mahkeme kararının, başka bir ülkede icra edilmesi ve hukuken bağlayıcı hale getirilmesi süreci”ni ifade eder.
Yani, Başkan Yılmaz’ın şube başkanlarına gönderdiği mesajda yer alan “Türkiyede bir Ticaret mahkemesinden dava açıp borcun tespit edilip tanınması gerekmektedir. Sonrasında da icra mahkemesi yapılması gerekmektedir” ifadeleri gerçeklerle bağdaşmamaktadır.
Üstelik bu sürecin 3 ya da 5 yıl süreceğini iddia etmek, tamamen yanıltıcı bir ifadedir. Bu tür davalar en fazla 3 celsede karar bağlanır.
BAŞKAN YILMAZ NEDEN GERÇEKLERİ GİZLİYOR?
Önceki haberimizde de açıkladığımız gibi, bu borç Doğan Demir’in genel başkanlık döneminde oluşmuştu. Ancak, Başkan Yılmaz, ifadelerinde, ısrarla borcun oluşma dönemini ve şeklini gizlemeye çalışıyordu.
O halde soralım: Başkan Yılmaz neden borcun asıl sorumlusu olması gereken eski genel başkanı korumaya çalışıyordu?
Daha da vahimi, bir proje başvurusunun hayata geçirilmesi şartı ile verilen 175 bin Avro nasıl “buharlaştı”?
Bu para kimin cebine girdi?
AKD üyeleri neden birilerinin “buharlaştırdığı” bir meblağı ödemeye zorlanıyordu?
Seher Şengünlü Yılmaz, AB’den alınan meblağı buharlaştıranlar hakkında neden işlem yapmıyor ve hatta isimlerini dahi gizliyordu?
Taksitler halinde ödenen proje bedelinin son 60 bin Avroluk kısmını o dönemdeki genel sayman Feryat Bakan kime elden ödemişti?
Borcun ödenen taksitlerinde Almanya’dan gönderilen deprem bağışları kullanılmış mıydı?
Almanya’dan gönderilen deprem bağışları neden ABF’ye ve Pir Sultan Abdal Derneği’ne kişisel hesaplar üzerinden gönderilmişti?
ŞUBE BAŞKANLARINA ÇAĞRIMIZ: AKD’Yİ KURTARIN!
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’nda toplanma amacına aykırı harcanan deprem bağışları skandalını ortaya çıkardığımızda, Hüseyin Mat da bizim AABF’yi bölmeyi hedeflediğimizi iddia etmişti.
Mat ile aynı yöntemlerini kullanan Seher Şengünlü Yılmaz da, şube başkanlarına gönderdiği mesajda “Organize kötülük ile bu örgütü dağıtmak isteyenlere inat dirayetle duruş sergileyen AKD ailesine minnet duyuyorum” diyor.
Soruyoruz;
Birilerinin “buharlaştırdığı” 175 bin Avro’nun hesabını sormak mıdır, “organize kötülük”?
Yoksa, AKD üyelerine sorumlusu olmadıkları bir borcu ödettirmek midir?
Yine soruyoruz;
Birilerinin kirli işlerini gizlemek mi örgütü dağıtır?
Yoksa, hakikati gizlemeden, sorumlulardan hesap sormak mı?
AKD dürüstlük ile, yanlış yapanlardan hesap sormakla mı dağılır?
Yoksa, örgütün sırtına basıp vekil olanları ısrarla korumakla mı?
Alevihaberler.com.tr olarak Alevi Kültür Dernekleri şube başkanlarına çağrımız, örgütünüze sahip çıkın, içinizdeki çürük elmaları temizleyin, diyoruz.
Alevihaberler.com.tr haber sitesi hiçbir cemevinin veya Alevi kuruluşunun rakibi değildir, alternatifi hiç değildir.
Biz sadece, Alevilerin binbir emekle oluşturdukları kurumların istismarcı, çıkarcı, kişisel ajandalarını örgüte dayatan kimselere peşkeş çekilmesine karşıyız.
Biz sadece, örgütün sırtından yiyip-içip faturayı en alttakilere ödeten inanç simsarlarına karşıyız!
Bundan sonra da bu tutumumuzu ısrarla sürdüreceğiz.
Hodri meydan!
İlginizi Çekebilir