© Alevi Haberler

Alevi Bektaşiler Talat Paşa’yı unuttu mu?

Osmanlı'nın son döneminde Sadrazamlık görevinde bulunmuş, İttihat ve Terakki'nin önde gelen isimlerinden Talat Paşa, son günlerde hem siyasi hem de inançsal kimliğiyle yeniden gündemde. Ancak, Talat Paşa’ya yönelik özellikle de bölücü çevrelerin saldırısına Alevi Bektaşi çevrelerin tepki vermemesi Alevi Bektaşiler Talat Paşa’yı unuttu mu? şeklinde sorulmasına neden oldu.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Talat Paşa adına yaptırdığı anıta bölücü çevreler saldırırken, TBMM’de konuya dair tartışmalar hararetli anlara sahne oldu.

Öte yandan, Talat Paşa’nın Bektaşiliğe olan bağlılığı herkes tarafında bilinirken, Alevi Bektaşi çevrelerin sessizliği tepki çekti.

Modern Türkiye’nin kuruluşuna katkıda bulunan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin lider kadrosunda entelektüel birikimi ve vizyonu ile yol gösterici olan Talât Paşa, aynı zamanda TBMM tarafından “milli şehit” ilan edilmiş bir kişi.

Talat Paşa'nın kendi sözleriyle dile getirdiği inançsal yönelimi, bu tartışmalarda çoğu zaman göz ardı ediliyor.

Paşa, Bektaşiliğe intisabı konusunda şöyle diyor:

“Ben bir tarikat bağlılığı bakımından Bektaşi'yim. Ali Aba'nın muhibbiyim. Anadolu ve Rumeli'ni mutlak bir Türk yurdu yapan manevi hareketin içinde Bektaşiliğin özel bir yeri vardır. Bu gerçeği elbette bir gün gelecek, o güzelim diyarların nasıl evlad-ı fatihan vatanı oluşumuna gelebildiğinin gerçek içeriğini araştıranlar, yadsınması olanaksız kanıtlamaya ulaşacaklardır. İşte bu ulusal yapıdan dolayıdır ki, Bektaşi'yim ve Ali Aba bağlısıyım (Bende-i Ali Aba). Hiçbir zaman bu inancımı saklamadım. Saklama gereği duymadım.”

Bu sözler, Talat Paşa’nın inanç ve millet kavramlarını nasıl birlikte ele aldığını ve Bektaşiliği yalnızca bir dini eğilim değil, birleştirici bir kültürel güç olarak gördüğünü açıkça ortaya koyuyor.

TBMM’DE KATİL TARTIŞMASI

Bölücü terör örgütü PKK ile bağlantılı olduğu iddia edilen DEM Parti Mardin Milletvekili George Aslan, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Talat Paşa adına dikilen anıtı TBMM Genel Kurulu’da eleştirerek Paşa’dan “katil” olarak söz etti ve “Ermeni soykırımı” ifadesini kullandı.

Aslan’ın bu sözleri ülke çapında büyük tepkiye neden olurken, CHP’li Tekin Bingöl’ün başkanvekilliğini yaptığı TBMM tarafından “milli şehit” ilan edilmiş Talat Paşa’yı savunmaması da tepkilerden nasibini aldı.

İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat’ın DEM’li vekile tepki konuşmasını kesen CHP’li Bingöl, Divan Katibi Yasin Öztürk’ün kendisine yönelik “Siz de tarafsız olun. Ermeni soykırımı denmez!” sözleri üzerine “Divanda bağırma, dışarı çık” diyerek oturuma ara verdi.

ALEVİLER BEKTAŞİLER VE DEVLET

Osmanlı devletinin son döneminde modernleşme ve özgürlükçü hareketlerin lider kadrolarında Alevi Bektaşilerin yer aldığı biliniyor.

İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurucularından Talat Paşa, Niyazi Bey, İbrahim Temo, Bursalı Tahir, Ahmet Rıza ve daha pek çok aydın Bektaşîdir.

Aynı şekilde, Osmanlı toplumuna vatan kavramını aşılayanların öncüsü olan Namık Kemal, Ziya Paşa ve Mithat Paşa da Bektaşîdir.

Türk dilinin hizmetkarı Muallim Naci ve Şemşeddin Sami de Bektaşîdir.

Alevî Bektaşîler Osmanlı devletinin girdiği buhrandan kurtulması ve sonraki süreçte modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında öncü roller üstlendiler.

BÖLÜCÜLER BEKTAŞİLERLE HESAPLAŞACAK!

Uzmanlar, Talat Paşa’nın bugün yeniden “hedef” haline getirilmesini sadece bir tarihî tartışma olarak değil, Türkiye’nin ortak değerleriyle hesaplaşma arayışı olarak değerlendiriyor.

Bektaşilik gibi Anadolu’yu kültürel ve inançsal olarak birleştiren bir geleneğe bağlılığı açıkça ifade eden bir şahsiyetin, mezhepçi ve etnik odaklı siyasi söylemlerle karalanmasının tehlikeli olduğu vurgulanıyor.

Öte yandan, Osmanlı devletinin 500 yıl önce Alevi Bektaşilere karşı Kürtlerle yaptığı ittifakın 21. Yüzyılda yönetim modeli olarak yeniden tartışmaya açılması, Türkiye’de mezhepçi çatışmaları kışkırtma provası olarak değerlendiriliyor.

Gerek siyasal gerek kültürel boyutuyla Talat Paşa’nın kimliği, bugün hâlâ Türkiye’de ideolojik kutuplaşmaların hedefinde.

Ancak onun yine kendi sözleriyle ifade ettiği Bektaşilik anlayışı; inanç ve milleti birlikte kavrayan, dışlayıcı değil birleştirici bir yapının temsili olarak tarihteki yerini koruyor.

TALAT PAŞA KİMDİR?

1874 yılında Edirne’de doğan Mehmed Talat Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine damgasını vurmuş bir devlet adamıdır.

İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurucu ve lider kadrosunda yer alan Talat Paşa, 1917–1918 yılları arasında Sadrazam (Başbakan) olarak görev yapmıştır.

Talat Paşa aynı zamanda Osmanlı tarihinde modernleşme, milliyetçilik, savaş ve tehcir politikaları gibi birçok başlıkta kilit rol oynamış bir figürdür.

15 Mart 1921’de Berlin’de, Taşnak örgütü tarafından düzenlenen bir suikastla öldürülen Talat Paşa, 1926 yılında TBMM’de kendisi için çıkarılan bir kanunla “milli şehit” ilan edildi.

Cenazesi 1943 yılında Türkiye’ye getirildi ve İstanbul’daki Abide-i Hürriyet Tepesi’ne defnedildi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER