© Alevi Haberler

Alirıza Özdemir yazdı: Aleviler cenazelerde saz çalar mıydı?

Son dönemde Alevi toplumu içerisinde cenaze merasimlerinde yaşanan alışılmadık uygulamalar dikkat çekiyor. Sosyal medya platformu X’te,  Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Önceki Dönem Başkanı Alirıza Özdemir, bu konuyu ele aldı.

Son dönemde Alevi toplumu içerisinde cenaze merasimlerinde yaşanan alışılmadık uygulamalar dikkat çekiyor. Sosyal medya platformu X’te,  Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Önceki Dönem Başkanı Alirıza Özdemir, bu konuyu ele aldı.

Özdemir, paylaşımında, “Aleviler cenazelerde saz çalar mıydı?” sorusunu gündeme getirerek, bu tür merasimlerin Alevi inancının geçmişteki uygulamalarına uymadığını savundu. Araştırmacıya göre, son yıllarda ortaya çıkan bu uygulamalar, Alevi toplumunu İslam imanından uzaklaştırmayı hedefleyen “yeni icatlar” olarak nitelendirilebilir. Geleneksel olarak Alevilikte cenaze hizmetleri, Şeriat ve Tarikat kapıları çerçevesinde iki aşamada gerçekleşiyor. İlk aşamada cenaze yıkanıp kefenlendikten sonra musalla taşına götürülüyor ve dört veya beş tekbirli cenaze namazı kılınıyor. İkinci aşamada ise “Dardan indirme erkânı” adı verilen bir tören, genellikle defin sonrası 7 veya 40 gün içinde icra ediliyor. Ancak Özdemir, bu erkânda bile saz çalma ve semah dönme gibi uygulamaların yer almadığını vurguluyor.

Alevi inancında ölüm, “Hakk’a yürüme” ya da “Hakk’a kavuşma” olarak tanımlanıyor ve cenaze merasimlerinde saygı, sükûnet ve dua ön planda tutuluyor. Özdemir’in aktardığına göre, Hacı Bektaş Veli’nin Velayetnamesi ve Pir Sultan Abdal’ın dörtlükleri gibi yazılı kaynaklar, cenaze namazının Alevi geleneğinde yer aldığını doğruluyor. Ayrıca, son dönemde bazı çevrelerin Fatiha suresini kaldırma çabaları da tartışmalara eklenmiş durumda.


Kaynak:https://x.com/etnojenez/status/1973069118460027165

Alirıza Özdemir’in paylaşımı şöyle:


ALEVİLER CENAZELERDE SAZ ÇALAR MIYDI?

Son dönemde “Alevilik” adına alışık olmadığımız cenaze merasimleri yapılıyor. 

Bu yeni uygulamada; musalla taşına konulan cenazenin başında sazlar çalınıp deyişler okunuyor, hatta cenazenin etrafında semahlar dönülüyor. 

Hatta işi daha da ucube hale getirmeye çalışanlar, Fatiha suresini kaldırmaya çalışıyor.

Peki, Aleviler eskiden bu şekilde cenaze erkanı uygular mıydı, bakalım...

Esasen Alevi terminolojisinde ölen kişinin “Hakk’a yürüdüğü” veya “Hakk’a kavuştuğu” birer terim olarak yerleşmiştir. 

Ancak cenaze merasimleri için kullanılan Hakka yürüme erkânı yeni bir kavramdır. 

Aleviliğin yazılı ve sözlü kaynaklarında bu isimde bir erkân yoktur. 

Bu bağlamda günümüzde kimi çevrelerce hazırlanan Hakka Yürüme Erkannameleri de yeni girişimlerdir.

(Esasen erkanname Babagan Bektaşiliğine ait bir türdür ama son denemde Aleviler arasında da yerleşmiştir. Bunda da bir beis yoktur.)

 

Alevilikteki cenaze hizmetlerini anlamak için Alevilikteki 4 Kapı 40 Makamsistemini (Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat kapıları) bilmek gerekir. 

Çünkü Alevilikteki her şey bu sistem içinde adeta bir manzume gibi kusursuz şekilde yapılandırılmıştır.

Alevilikte cenaze hizmetleri temelde iki aşamalıdır: Bunlardan birincisi Şeriat kapısında, ikincisi ise Tarikat kapısında uygulanmaya başlanır.

Teknik konulara boğulmadan sırasıyla özetleyelim.

 

Birinci aşamadaki uygulamalar

Hem Şeriat kapısında hem de diğer kapılarda Şeriat kapısında yapılan uygulamalar yapılır. 

Hakk’a yürüyen kişinin bedeni yıkanır, abdest verilir, kefenlenir. 

Ardından musalla taşına götürülür; bütün bu aşamalarda Türkçe dua, gülbank ve deyişler okunur. 

Bunların örnekleri pek çoktur ve yöresel farklılıklar gösterir. Standart metinlerde söz etmek güçtür ancak ana tema aynıdır.

Dört veya beş tekbirli cenaze namazı kılınır. Mevta toprağa verilmeden önce yine dualar, gülbankler, deyişler okunur. Mevta defnedildikten sonra lokmalar (kansız kurbanlar) dağıtılır.
 

İkinci aşamada yapılanlar

İkinci aşama Tarikat kapısında uygulanmaya başlanır. Marifet ve Hakikat kapısındaki kişiler için de uygulanır. 

Bu merasim genel olarak Dardan indirme erkânı adlandırılır. 

Musahipli, ikrârlı, görgülü, sorgulu kişiler için yapılan bu erkân, tercihen definden 7 veya 40 gün sonra yapılır. 

Dardan indirme erkânı, bazı yörelerde cenaze defnedilmeden önceki gece yapılır. 

İşte saz çalıp deyiş okumak, sadece bu erkânda uygulanır. Bu erkânda semah hariç, cem erkânında yapılan on iki hizmetin tamamı yerine getirilir. 

Dar duası okunur. Dar duası, emsalsiz derinlikte güzel bir duadır. Hakk’a yürüyen kişinin toplumdan helalliği, rızalığı alınır. Ulu Divan’a (maddi ve manevi) borçsuz uğurlanır.

 

Son dönemlerde icat edilen uygulamalar, özellikle mevta musalla taşındayken saz çalınıp deyiş okunması, etrafında semah dönülmesi Alevi toplumunun geçmiş uygulamalarında olmayan şeylerdir. 

Proje olarak hazırlanmış yeni icatlardır ve temel hedefi, Alevi toplumunu İslam imanından uzaklaştırmaktır.

Alevi belleği; yani Aleviliğin sözlü ve yazılı kaynakları hem cenaze namazını ve hem de dardan indirme erkânını günümüze kadar sağlıklı şekilde taşımıştır. 

Halen Alevi toplumunun genelinde bu uygulamalar devam etmekte, sözlü kültürle sonraki nesillere aktarılmakta ve yazılı kaynaklarda yeterli düzeyde işlenmektedir.

Hiç şüphesiz konuyla ilgili sayısız örnek verilebilir, hatta bu malzemeden orta boy bir kitap bile yazılabilir. Ancak biz burada birkaç örnekle yetinelim.

 

Birincisi; Hacı Bektaş Velayetnamesinde Hacı Bektaş Veli’nin yaşadığı sosyal ortamda ölenler için cenaze namazı kılındığı defalarca ifade edilmiştir. (Bunun gibi yazılı kaynaklarda sayısız aktarım vardır.)

İkincisi; Devlet tarafından yasaklandığı halde Hacı Bektaş Veli Dergâhı postnişini Hamdullah Çelebi’nin (1767-1836) talipleri onun cenaze namazını kılmışlardır.

Hem dardan indirme erkânına ve hem de cenaze namazına atıfta bulunan Pir Sultan Abdal’ın aşağıya aldığımız dörtlüğü konumuzu gayet açık şekilde özetlemektedir:

“Pir Sultan Abdal’ım özümüz darda
Seni sakınırım ağyar nazarda
Çıkmadık can kazılmadık mezarda
Cenaze namazın kılsın da gelsin”

Aşk ile…

.
 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER