© Alevi Haberler

Alirıza Özdemir yazdı: Alevilikte "lokma" kavramı

Alevilikte "lokma" kavramı ve kurban gelenekleri, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Önceki Dönem Başkanı Alirıza Özdemir tarafından kaleme alınan kapsamlı bir paylaşımda detaylı bir şekilde ele alındı.

Alevilikte "lokma" kavramı ve kurban gelenekleri, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Önceki Dönem Başkanı Alirıza Özdemir tarafından kaleme alınan kapsamlı bir paylaşımda detaylı bir şekilde ele alındı. Özdemir, Arapça "lukme" kelimesinden türeyen "lokma" teriminin, Alevi terminolojisinde kansız kurbanlar için özel bir anlam taşıdığını belirtti. Bu kavram, ağza alınacak bir yiyecek parçasından ziyade, ibadet amaçlı sunulan gıda maddelerini ifade ediyor.

Kurbanın Tanımı ve Çeşitleri
Din bilimciler, kurbanları kanlı ve kansız olarak iki ana gruba ayırıyor. Kanlı kurbanlar, kesilen hayvanları içerirken; kansız kurbanlar, tahıl, helva, börek, çörek gibi yiyecek maddelerini kapsıyor. Alevilikte kurban, Allah rızası için kesilen hayvanların eşit şekilde topluma dağıtılmasıyla anlam buluyor. Kurban Bayramı’nda ekonomik durumu elveren her Alevî’nin kurban kesmesi bir görev olarak görülüyor. Bu gelenek, Kur’ân-ı Kerîm’in Hac Suresi 34. ayetinde de açıkça emrediliyor: “Biz, her ümmete kurban kesmeyi gerekli kıldık… Öyleyse O’na teslim olun.”

Alirıza Özdemir'in açıklaması şöyle:

ALEVİLİKTE “LOKMA” KAVRAMI

Arapça “lukme” kelimesinden türemiştir. Günlük kullanımda; “Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası” olarak tarif edilen lokma kelimesi, Alevî terminolojinde genellikle kansız kurbanlar için kullanılan özel bir terim hâline gelmiştir.

Din bilimciler, kurbanları kanlı ve kansız kurbanlar olmak üzere iki ana grupta tasnif ederler. Kanlı kurban terimi, söz konusu edilen dinin özelliklerine göre kesilen hayvanları ifade eder. Kansız kurbanlar ise, bunların dışında kalan her türlü yiyecek maddeleri için kullanılır.

Alevîlikte kurban, Allah rızası için kesilen hayvanlar ve bunların eşit şekilde parçalanarak topluma dağıtılması anlamına gelir. Kurban Bayramı’nda ekonomik olarak gücü yeten her Alevî, kurban kesmekle mükelleftir.

Kurban kesmek, Kur’ân-ı Kerîm’in birçok yerinde açıkça emredilmiştir. Mesela Hac Suresi’nin 34. ayetinde şöyle demektedir: 

“Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah’ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlahınız, bir tek İlah’tır. Öyle ise, O’na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlaslı ve mütevazı insanları müjdele!”

Alevîlikte kurban ibadeti, Hz. İbrahim ile Hz. İsmail arasındaki meşhur kıssaya dayandırılır. Şah Hatâyî kurban ibadeti ile Hz. İsmail arasındaki ilişkiyi şu şekilde ifade etmektedir:
“Kurbanı gönderdi delil
Cebrail önünce gelir
Ben senden cömerdim Halil
Kaldır İsmail’i dedi”

Kurban Bayramı, bütün Alevî toplulukları tarafından kutlanan bayramlardan biridir. Kurban, ibadet niyetiyle bayramın yapıldığı dört günden birinde tığlanır (kesilir), ancak genellikle ilk gün tercih edilir.

Kurban edilecek hayvanın sağlam, kusursuz, hastalıksız olması gerekir. Kişilerin kendi yetiştirdiği hayvanları kurban etmesi yasak değilse de tercih edilmez.

Kurban kıbleye doğru yatırılarak ve Besmele okuyup tekbir getirilerek kesilir. Kesme işlemi, hızla ve kurbana eziyet etmeyecek şekilde yapılır.

Kurban Bayramı’nda ayrıca aileler birbirini ziyaret ederler, mezarlıklarda vefat edenlerin ruhuna Kur’ân okunur, dualar edilir, lokmalar dağıtılır.

Kurban sadece Kurban Bayramı’nda kesilmez. Kurban her vesile ile kesilebilir. Alevîlikte kurban çeşitleri şu şekildedir:
1- Görgü ceminde kesilen kurban
2- Matem (Aşura) kurbanı
3- Düşkün kaldırma kurbanı
4- Abdal Musa (Birlik) kurbanı
5- Dâr’dan indirme kurbanı
6- Adak kurbanı
7- Hızır ayında kesilen kurban
8- Nevruz Bayramı’nda kesilen kurban
9- Hıdrellezde kesilen kurban

Alevîlikte “lokma” olarak ifade edilen kansız kurbanlar, genellikle herkesin gücü ölçüsünde cem erkânında yani meydana getirdiği et hariç her türden gıda maddesinden oluşur.

Bu gıda maddeleri, daha sonra lokmacı tarafından ceme iştirak edenlere eşit şekilde dağıtılır. “Elimde yok kantar ile terazi. Herkes oldu mu hakkına razı?” diye sorarak herkesten razılık istenir.

Meydana gelen bütün bu gıda maddelerinin her bireye eşit şekilde dağıtılması, hazinede bulunan malları her Müslümana eşit şekilde dağıtan Hz. Ali’nin uygulamasına dayanır.

Kaynaklardan hatırlanacağı üzere Hz. Ali, halife olduğu zaman Beyt-ul Mal’de bulunan paraları bütün Müslümanlar arasında eşit şekilde dağıtmıştı.

Alevî toplumunda kişilerin kişisel gayretleriyle elde ettiği kazançlar hak sahiplerine bırakılmış, kurumsal kazançlar ise topluma eşit şekilde dağıtılmıştır. Cem erkânındaki lokma uygulaması, bu temel ilkeyi sembolize etmektedir.

Pir Sultan şöyle demektedir:
“Erenler lokması nurdur
Lokmaya elini sundur
Pir Sultan’ım doğru yoldur
Ali’m kendi yolu ile”

Ali’ye ve ona uyanlara selam olsun!

Kaynak: Ali Rıza Özdemir, A'den Z'ye Alevilik.
https://x.com/etnojenez/status/1975272160806527146


 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER