© Alevi Haberler

Avrupa Arap Alevileri Federasyonu’ndan El Cezire’ye sert tepki: Nefret söylemine karşı acil çağrı

Avrupa Arap Alevileri Federasyonu (AAAF), El Cezire’nin İstanbul bürosunda görev yapan Amal Zaamta tarafından hazırlanıp yayımlanan ve Alevi toplumunu hedef alan nefret içerikli bir videoya sert tepki gösterdi

Avrupa Arap Alevileri Federasyonu (AAAF), El Cezire’nin İstanbul bürosunda görev yapan Amal Zaamta tarafından hazırlanıp yayımlanan ve Alevi toplumunu hedef alan nefret içerikli bir videoya sert tepki gösterdi. Federasyon, videoyu “nefret suçu, ayrımcılık ve kitlesel şiddet eylemlerini tetikleyici bir provokasyon” olarak nitelendirerek, ulusal ve uluslararası kurumlara acil çağrıda bulundu.

Nefret Söylemi ve İftiralar

AAAF’nin açıklamasına göre, söz konusu videoda Alevi inancı köksüz ve gayrimeşru gösteriliyor, Alevilere yönelik “şarap içmek, sahabelere lanet okumak, Sünnilere kin duymak” gibi asılsız ithamlarla toplum aşağılanıyor. Ayrıca, “birbirlerinin kadınlarıyla zina etmeyi mubah görürler” iftirasıyla ahlaki değerlere saldırıldığı belirtiliyor. Videoda, İbn Teymiyye’nin sözleri hatırlatılarak Alevilere karşı savaş açmanın “vacip” olduğu ima ediliyor ve “Devlet başkanı olsaydın Alevilere nasıl davranırdın?” sorusuyla ayrımcılık ve şiddet bir siyasi seçenek gibi sunuluyor. Federasyon, bu söylemlerin toplumsal barışı zehirlediğini, önyargıları körüklediğini ve şiddeti meşrulaştırdığını vurguladı.

Türkiye’ye Çağrı: Yargılama ve Yaptırım

Federasyon, Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine şu taleplerde bulundu:

- Cumhuriyet Başsavcılığı: Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 216. maddesi kapsamında Amal Zaamta hakkında derhal soruşturma başlatılmalı ve yargı süreci işletilmeli.
- RTÜK: Nefret söylemi içeren bu yayına karşı ivedilikle yaptırım uygulamalı.
- TİHEK: Olay, ayrımcılık ve nefret suçu kapsamında incelenmeli.
- Tüm Yetkili Kurumlar: Alevi yurttaşların güvenliği için önleyici ve caydırıcı adımlar atılmalı.

Uluslararası Kurumlara Sesleniş

AAAF, bu olayın yalnızca Türkiye’nin değil, uluslararası insan hakları meselesi olduğunu belirterek, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi (UNHRC), Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği, Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı (FRA), Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi kuruluşları göreve çağırdı. Federasyon, bu tür nefret söylemlerinin insanlık onuruna karşı işlenmiş bir suç olduğunu ifade etti.

Alevi Kurumlarına ve Kamuoyuna Çağrı

Federasyon, Alevi kurumlarını ve insan hakları savunucularını harekete geçmeye çağırarak, delillerin toplanması, suç duyurularının yapılması ve ulusal-uluslararası kamuoyuna ortak bir ses çıkarılması gerektiğini belirtti. Açıklamada, “Sessizlik, suça ortaklıktır” denilerek, bu meselenin yalnızca Alevilerin değil, eşitlik ve adalet isteyen herkesin sorunu olduğu vurgulandı.

Talepler Net: Yargılama ve Sınır Dışı

AAAF, Amal Zaamta’nın derhal yargılanmasını ve sınır dışı edilmesini talep etti. Türkiye Cumhuriyeti’nin, yurttaşlarının onurunu ve güvenliğini koruma yükümlülüğüne dikkat çekilen açıklamada, “Biz susmayacağız” mesajı verildi.

Avrupa Arap Alevileri Federasyonu’ndan Kararlı Duruş

Neuss’ta 22 Eylül 2025 tarihinde yayımlanan bildiride, AAAF, nefret suçuna karşı ulusal ve uluslararası tüm kurumları harekete geçmeye çağırarak, toplumsal barış ve insan hakları için mücadelede kararlılık vurgusu yaptı.

Açıklamanın tam metni şöyle:

 

KINAMA VE ACİL ÇAĞRI BİLDİRİSİ

Avrupa Arap Alevileri Federasyonu’ndan Kamuoyuna ve Uluslararası İnsan Hakları Kuruluşlarına

Avrupa Arap Alevileri Federasyonu olarak, El Cezire’nin İstanbul bürosunda görev yapan Amal Zaamta tarafından hazırlanıp yayımlanan ve Alevi toplumunu hedef alan nefret içerikli videoyu şiddetle kınıyoruz. Bu video, yalnızca bir topluluğa yönelik çirkin bir karalama değil; aynı zamanda nefret suçunun, ayrımcılığın ve olası kitlesel şiddet eylemlerinin önünü açabilecek bir provokasyondur.

Nefret Söyleminin Tehlikesi

Söz konusu içerikte:

Alevi inancı köksüz ve gayrimeşru gösterilmekte,

“Şarap içmek, sahabelere lanet okumak, Sünnilere kin duymak” gibi iftiralarla toplum aşağılanmakta,

“Birbirlerinin kadınlarıyla zina etmeyi mubah görürler” iftirasıyla ahlaka saldırılmakta,

İbn Teymiyye’nin sözleri hatırlatılarak Alevilere karşı savaş açmanın “vacip” olduğu ima edilmekte,

“Eğer sen devlet başkanı olsaydın Alevilerle nasıl davranırdın?” sorusu üzerinden, Alevilere karşı ayrımcılık ve şiddet bir siyasi seçenek gibi sunulmaktadır.


Bu söylemler, tarihte defalarca yaşanmış katliamları akla getiren, tehlikeli bir zihniyetin günümüzdeki tezahürüdür. Bu nefret dilinin doğrudan sonucu, toplumsal barışın zehirlenmesi, önyargıların beslenmesi ve şiddetin meşrulaştırılmasıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Yetkililerine Çağrımız

Cumhuriyet Başsavcılığı, TCK 216 kapsamında Amal Zaamta hakkında derhal soruşturma başlatmalı ve yargı sürecini işletmelidir.

RTÜK, bu nefret söylemini yayan içerik hakkında ivedilikle yaptırım uygulamalıdır.

TİHEK, olayı ayrımcılık ve nefret suçu kapsamında derhal incelemelidir.

Tüm yetkili kurumlar, Alevi yurttaşların güvenliğini sağlamak için önleyici ve caydırıcı tedbirler almalıdır.


Uluslararası İnsan Hakları Kurumlarına Çağrımız

Bizler, Avrupa Arap Alevileri Federasyonu olarak, bu olayı yalnızca Türkiye’nin iç meselesi değil, uluslararası insan hakları çerçevesinde takip edilmesi gereken bir nefret suçu olarak görüyoruz. Bu nedenle:

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi (UNHRC),

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği,

Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı (FRA),

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International),

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch),


başta olmak üzere tüm uluslararası insan hakları kuruluşlarını göreve çağırıyoruz. Bu tür nefret söylemleri yalnızca Alevilere değil, insanlık onuruna karşı işlenmiş bir suçtur.

Alevi Kurumlarına ve İnsan Hakları Savunucularına Çağrımız

Sessizlik, bu suça ortaklıktır. Bu nedenle:

Deliller toplanarak savcılıklara ve ilgili kurumlara suç duyuruları yapılmalıdır.

Ulusal ve uluslararası kamuoyuna güçlü, ortak bir ses verilmelidir.

İnsan hakları savunucuları ve demokratik kitle örgütleri bu olaya kayıtsız kalmamalıdır.


Tüm Kamuoyuna Çağrımız

Unutulmamalıdır ki, bir topluluğa yönelen nefret, eninde sonunda bütün topluma yönelir. Bu nedenle bu mesele yalnızca Alevilerin değil, eşitlik, özgürlük ve adalet isteyen herkesin meselesidir.

Talebimiz Net

Amal Zaamta derhal yargılanmalı ve sınır dışı edilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti, yurttaşlarının onurunu ve güvenliğini korumakla yükümlüdür.

Biz, Avrupa Arap Alevileri Federasyonu olarak, bu nefret suçunu en sert şekilde kınıyor, ulusal ve uluslararası tüm kurumları harekete geçmeye çağırıyoruz.

Sessizlik, suça ortaklıktır.
Biz susmayacağız.

Avrupa Arap Alevileri Federasyonu (AAAF)
Neuss, 22.09.2025

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER