© Alevi Haberler

Dr. İhsan Ünlü yazdı: Sevgi Öğretmeni

Araştırmacı yazar Dr. İhsan Ünlü, “Sevgi Öğretmeni” başlıklı köşe yazısında öğretmenliği sıradan bir meslek olmanın çok ötesinde, bir yaşam tarzı ve peygamber misyonu olarak tanımladı.

Araştırmacı yazar Dr. İhsan Ünlü, “Sevgi Öğretmeni” başlıklı köşe yazısında öğretmenliği sıradan bir meslek olmanın çok ötesinde, bir yaşam tarzı ve peygamber misyonu olarak tanımladı.

Ünlü, öğretmeni “fikir işçisi, terbiye edici, yol gösterici bir münevver” ve “geleceğe şekil verecek yeni nesli yoğuran usta” olarak nitelendirdi. Öğretmenliği, marangozun ağaca, heykeltıraşın mermere, ressamın tuvale verdiği şekille kıyaslayan yazar, “Öğretmen, sabır ve özveriyle yetiştirdiği şahsiyetli öğrencileriyle gururlanır” dedi.

Dr. Ünlü, Sokrates’in “Dünyada her şeye değer biçilir ama öğretmenin eserine değer biçilmez” sözünü hatırlattı. İslam kültüründe ve Türk-İslam tarihinde öğretmen ve âlime verilen değere dikkat çeken yazar, şu tarihi örnekleri sıraladı:

* Selçuklu sultanı Tuğrul Bey’in fethettiği şehirlerde önce âlimleri ziyaret edip ellerini öpmesi ve “Köşk yaptırıp yanına camili okul yaptırmazsam Allah’tan utanırım” demesi,

* Alparslan’ın malının büyük kısmını eğitime ve öğretmenlere ayırması,

* Melikşah’ın âlim Sandali’den aldığı “Hükümdarların en iyisi âlimleri ziyaret edendir” cevabıyla bir daha hiçbir âlimi ayağına çağırmaması,

* Fatih Sultan Mehmet’in kendi yaptırdığı Fatih Medresesi’nde özel oda talebinin müderrisler tarafından “öğrenci ya da müderris olmadığı” gerekçesiyle reddedilmesi ve ancak başarılı sınavdan sonra oda alabilmesi.

Cumhuriyet dönemi için ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir” sözünü aktaran Ünlü, Rus yazar Grigory Petrov’un *Beyaz Zambaklar Ülkesinde* kitabındaki Snellman örneğiyle Finlandiya’nın bir öğretmen öncülüğünde nasıl kalkındığını vurguladı ve kitabı okumayı tavsiye etti.

Yazısını günümüzün en kritik sorusuyla bitiren Dr. İhsan Ünlü, “Bin bir güçlükle kurduğumuz Cumhuriyeti teslim edeceğimiz genç nesilleri nasıl yetiştireceğiz? 21. yüzyılın öğretmen profili nasıl olmalı?” sorularını sordu ve bu soruların cevabını gelecek yazılarında paylaşacağını belirtti.

Sinan Yağmur’un *Sevgi Öğretmeni* kitabından yararlandığını da not düşen Ünlü’nün yazısı, eğitim camiasında ve sosyal medyada geniş yankı uyandırdı.

 

SEVGİ ÖĞRETMENİ

Kimine göre bir meslek, kimine göre bir kariyer, kimine göre de sosyal güvence yolu.

 

Hâlbuki öğretmenlik, bir hayat biçimi, bir yaşam tarzıdır.

 

Öğretmen, peygamber misyonunu yüklenmiş fikir işçisi, terbiye edici, yol gösterici bir münevverdir.

 

Öğretmen gül kokulu, gül motifli çiçekler yetiştiren bir bahçıvandır.

 

Öğretmen, dört duvar arasında yalnızca ders veren bir memur değil; o, geleceğe şekil ve yön verecek olan yeni nesli yoğuran bir ustadır.

 

Marangoz ağaca verdiği şeklin sonundaki ürünle, heykeltıraş mermere verdiği şeklin sonundaki heykelle, ressam fırçasının ucundan çıkan resimle öğünürken; öğretmen, sabır ve özveriyle yetiştirdiği şahsiyetli öğrencileriyle gururlanır.

 

Meşhur Çin atasözündeki en geç ektiğini biçen çiftçiler öğretmenlerdir.  Çünkü onlar, asırlar sonrasını düşünerek hareket ederler.

 

O yüzden Sokrates, “Dünyada her şeye değer biçilir ama öğretmenin eserine değer biçilmez.” Der.

 

 Bizim inancımızda ve kültür havzamızda, bilenlerle bilmeyenler asla bir olmaz; bir harf dahi öğretene minnettarlık vardır.

 

Her konuda olduğu gibi, öğretme ve yetiştirme konusunda da veren el, alan elden daima üstündür.

 

Güzel ahlakı tamamlamak için gönderildiğini ifade eden sevgili peygamberimiz, her konuda olduğu gibi eğitmenlik ve mürebbilik noktasında da ebedi rol model bir insandır.

 

Bu konuyla ilgili tarihimizden yüzlerce örnek vardır: Örneğin; Tuğrul Bey, “Kendime bir köşk yaptırıp, yanına da camili bir okul yaptırmazsam Allah’tan utanırım” demiştir. Fethettiği şehirlere girince ilk işi bilgin ve âlimleri ziyaret edip onların ellerini öpmek olmuştur.

 

Alparslan ise, sahip olduğu malın büyük bir kısmını eğitimin ve öğretmenlerin desteklenmesi için ayırmıştır.

 

Melikşahda kendisini ziyarete gelmeyen Âlim Sandali’ye bunun nedenini sorunca, “Hükümdarların en iyisi, âlimleri ziyaret edendir. Âlimlerin en kötüsü de, hükümdarların ayağına gidendir.” Cevabını almış ve bir daha ayağına bir âlimi getirtmemiştir.

 

Fatih Sultan Mehmet, yaptırdığı Fatih Medresesinde kendisi için hususi bir oda isteyince, müderrisler (öğretmenler) toplanarak bu isteği incelemişler ve “öğrenci ya da müderris olmadığı” gerekçesiyle bu isteği reddetmişlerdir. Ona ancak müderrisler önünde başarılı bir sınavdan geçtikten bir oda vermişlerdir.

 

Cumhuriyetimizin kurucusu başöğretmen Atatürk’e göre; “Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenlerden, eğitimcilerden yoksun bir ulus henüz ulus olmak yeteneğini kazanamamıştır. Ona basit bir kitle denir, ulus denmez. Bir kitle ulus olabilmek için kesinlikle eğitimcilere, öğretmenlere muhtaçtır. Onlardır ki bir toplumu ulus haline getirirler.”

 

Rus yazar Petrov, Beyaz Zambaklar Ülkesinde adılı kitabında Finlandiya’nın yükselişini anlatır. Kitabın başkahramanı Snellman adında bir öğretmendir. Snellman, bir sömürge ülkesi olan Finlandıya’yı kısa bir zaman içerisinde beyaz zambaklar ülkesine çevirir.

 

Nasıl mı? Bu sorunun cevabı için bu kitabı baştan sona dikkatlice okumanızı öneririm.

 

Peki, biz ne yapacağız? Bin bir güçlük ve fedakârlıklarla kurduğumuz Cumhuriyeti teslim edeceğimiz genç nesilleri nasıl yetiştireceğiz?

 

21. yüzyılın öğretmen profili nasıl olmalı?

 

Bu çok önemli ve hayati soruların cevabı elbette bu köşelere sığmaz, ama bir öğretmen olarak tecrübelerimizi ve birikimlerimizi aktarmaya gayret gösteririz inşallah.

 

Not; Bu yazının hazırlanmasında Sinan Yağmur’un Sevgi Öğretmeni kitabından yararlanılmıştır.

 

14.01.2020

İHSAN ÜNLÜ  

 

                                                                                                                                           

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER