Durmuş Boztuğ'dan Perinçek'e cevap: BBP Alevi vatandaşları kurtardı
SİYASETBBP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek'in Büyük Birlik Partisi'ni Sivas katliamında ilişkilendirmesine tepki gösterdi.
Sultan Samut Ocağı talibi, Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Munzur Üniversitesi kurucu rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek'in Büyük Birlik Partisi'ni Sivas katliamında ilişkilendirmesine tepki gösterdi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, Doğu Perinçek’in katıldığı bir televizyon programında 2 Temmuz 1993’te yaşanan Madımak Oteli yangınını BBP ile ilişkilendirmeye çalışmasına sert tepki gösterdi. Sultan Samut Ocağı talibi olan Boztuğ, söz konusu açıklamayı "akıl ve izandan yoksun büyük bir iftira" olarak nitelendirdi.
"MİLLETİMİZ, DARBE ORTAMLARINA RAĞMEN DEMOKRASİYİ KORUMUŞTUR"
Boztuğ, 1960 darbesinden itibaren Türkiye'nin on yıllık döngülerle çeşitli darbelerle karşı karşıya bırakıldığını ve 12 Eylül 1980 darbesinin de bu zincirin bir parçası olduğunu vurgulayarak, halkın tüm provokasyonlara rağmen demokrasiyi korumayı başardığını ifade etti.
1990’lı yılların başında yaşanan cinayet, suikast ve toplu katliamların Türkiye’yi yeniden bir darbe ortamına sürüklemeyi hedeflediğini söyleyen Boztuğ, bu olaylar arasında Uğur Mumcu suikastı, Başbağlar ve Madımak katliamları gibi hâlâ aydınlatılamamış hadiselerin bulunduğuna dikkat çekti.
"MADIMAK PROVOKASYONU ALEVİ-SÜNNİ ÇATIŞMASI ÇIKARMAK İÇİNDİ"
2 Temmuz 1993’te Sivas’ta çıkan yangında 33 Alevi yurttaşın hayatını kaybetmesini büyük bir provokasyon olarak niteleyen Boztuğ, olayın Alevi-Sünni çatışması çıkarmak amacı taşıdığının gün gibi ortada olduğunu belirtti. Üç gün sonra Başbağlar’da 33 Sünni yurttaşın hunharca katledilmesinin de bu planın bir parçası olduğunu öne sürdü.
"BBP, O GÜN ALEVİ VATANDAŞLARI KURTARMAK İÇİN HAREKETE GEÇTİ"
Boztuğ, yangın günü BBP Sivas İl Teşkilatının Kurucu Lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun talimatıyla harekete geçtiğini ve otelin beşinci katı ile parti binası arasına kurulan geçici düzenekle sanatçı Arif Sağ başta olmak üzere yaklaşık 40 kişinin kurtarıldığını ifade etti. Bu gerçeğin Alevi ocakları ve toplumunca da bilindiğini vurguladı.
"MUHSİN YAZICIOĞLU, BİRLİK VE KARDEŞLİĞİN TEMSİLCİSİDİR"
Prof. Dr. Boztuğ, Muhsin Yazıcıoğlu’nun 12 Eylül sonrası 5,5 yılı hücrede geçen toplam 7,5 yıllık hapis cezasına rağmen darbecilerle değil, birlikte zindanlarda işkence gören insanlarla aynı kaderi paylaştığını hatırlattı. Yazıcıoğlu’nun hayatı boyunca Alevi-Sünni, Türk-Kürt ayrımı gözetmeksizin ülke bütünlüğünü savunduğunu ifade eden Boztuğ, "Hepimiz aynı kilimin desenleriyiz" diyen liderin, Hacı Bektaş Veli’nin izinden giden bir Alperen olduğunu belirtti.
"PERİNÇEK'İN AÇIKLAMALARI TÜM MİLLETİN VİCDANINA SUNULMUŞTUR"
Açıklamasının sonunda Doğu Perinçek’in iddialarını "akıl ve izandan yoksun büyük bir iftira" olarak niteleyen BBP Başkan Yardımcısı Boztuğ, “1993 yılında yaşanan büyük provokasyonlardan biri olan Madımak olayındaki duruşumuz ortadayken, Sayın Perinçek’in bu tür iftiralarda bulunması asla kabul edilemez. Başta Alevi yurttaşlarımız olmak üzere, tüm Büyük Türk Milleti’nin takdirine sunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Sultan Samut Ocağı talibi, Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Munzur Üniversitesi kurucu rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ'un açıklamasının tam metni şöyle:
Doğu Perinçek'in, katıldığı bir televizyon programında, Cumhuriyet tarihimizin en hazin hadiselerinden biri olan, 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleşen ve hepimizi üzen Madımak Oteli yangınıyla partimizi ilişkilendirmeye çalışmasını hayretle ve esefle izledik.
Küresel güçlerin ve yerli işbirlikçilerinin, 1960 Darbesiyle başlayan ve 10 yılda bir demokrasiyi, hukuku ve anayasayı yerle bir eden ara rejim uygulamaları, bügün hala milletimizin hafızasındadır.
12 Eylül 1980 darbesi de yapanların ağzından "şartların olgunlaşmasını beklenerek” planlanmış ve uygulamaya konulmuştur.
“Olgunlaşması beklenen şartlar” sonucunda, binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiş, Türkiye, ekonomiden dış politikaya, PKK'dan FETÖ'ye, bugün hala bedellerini ödediğimiz problemlerle karşı karşıya bırakılmıştır
1980 darbesinden 10 yıl sonra, 1990'lı yılların başında, aynı küresel haydut güçler ve yerli işbirlikçileri tarafından, Türkiye’nin yeniden bir darbe ortamına taşınmaya çalışıldığına şahit olduk.
Bu olaylar dizisi,
1.Uğur Mumcu'nun 24 Ocak 1993'te öldürülmesi,
2.Jack Kamhi'ye 28 Ocak 1993'te suikast düzenlenmesi,
3.Adnan Kahveci'nin 5 Şubat 1993'te trafik kazasında ölümü,
4.Orgeneral Eşref Bitlis'in 17 Şubat 1993'te uçak kazasında ölümü,
5.Merhum Turgut Özal'ın 17 Nisan 1993'te şüpheli ölümü
6.Bingöl'de 24 Mayıs 1993'te 33 silahsız Askerimizin şehit edilmesi,
7.Sivas Madımak otelinin 2 Temmuz 1993'de yakılması ve 33 kişinin hayatını kaybetmesi,
8.Hemen üç gün sonra 5 Temmuz 1993'te Başbağlar katliamında 33 kişinin hunharca öldürülmesi,
9.Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın 22 Ekim 1993'te Diyarbakır-Lice'de suikast silahıyla katledilmesi,
10.Binbaşı Cem Ersever'in 4 Kasım 1993'te katledilmesi,
bugün hala aydınlatılamamış hadiseler olarak arşivlerde duruyor.
Bu vahşi suikastler, kaza görüntüsü verilmiş cinayetler ve toplu katliamlara, ülkemizin yeniden bir darbe ortamına sürüklenme gayretlerine rağmen, Türk Milleti, demokrasimizi bedeller ödeyerek korumayı başarmıştır.
2 Temmuz 1993 Madımak Oteli yangınında, 33 Alevi yurttaşımızın hayatını kaybetmesinin ülkemizde yaygın bir Alevi-Sünni çatışması çıkarmak amacıyla yapıldığı gün gibi aşikardır.
Nitekim hemen 3 gün sonra, 5 Temmuz 1993 tarihinde, Erzincan'ın Başbağlar köyünde tek suçları "Sünni olmak" olan 33 savunmasız ve masum yurttaşımız hunharca katledilmiştir.
Doğu Perinçek'in, gün gibi ortada olan bu fitne-fesat, kaos-karmaşa yaratılmasını hedefleyen olaylar dizisinde yer alan 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleşen Madımak Oteli yangınını, Büyük Birlik Partimize çamur atmak için istismar etmesi, en hafif deyimle akıl ve izandan yoksun büyük bir iftira ve karalamadır. Alçaklıktır…
2 Temmuz 1993 Madımak Oteli yangınında, Kurucu Liderimiz ve o günkü Genel Başkanımız Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun talimatıyla, Büyük Birlik Partisi Sivas İl Teşkilatımızca, otelin 5. katı ile İl Binamız arasındaki 1-1.5 metrelik mesafeye ahşap malzemeler konularak başta Sanatçı Arif Sağ olmak üzere 40'a yakın Can'larımızın Büyük Birlik Partisi İl Binamıza alınarak kurtarıldığını başta Sivas olmak üzere ülkemizdeki tüm Alevi Canlarımız ve Alevi Ocaklarımız bilmektedir.
12 Eylül dönemi sıkıyönetim yargılamalarından, suçsuz olduğu halde 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 hapis yattıktan sonra beraat eden Şehit Kurucu Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nun, o dönemle ilgili, "12 Eylül 1980 öncesi sokakları, caddeleri, meydanları paylaşmamacasına kavga ettikleri insanlar ile darbe sonrası üç metrekarelik hücreleri paylaştıkları, bu hücrelerde ve zindanlarda aynı işkence ve kötü muameleye birlikte uğradıkları” sözleri hala hafızalarımızda ve kayıtlardadır.
Muhsin Yazıcıoğlu, hayatını, Alevisiyle Sünnisiyle, Kürdü, Lazı, Türkmeniyle, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne adamış
büyük bir Alperen'dir.
Şehit Muhsin Yazıcıoğlu, Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında "Yetmiş iki millete bir gözle bakın" nefesiyle yol gösteren Pir Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin izinden giden, "Hepimiz aynı kilimin desenleriyiz" diyebilen Anadolu'nun büyük Alperenlerinden birisidir ve bu düşünce ve sözleri ülkemizdeki tüm Alevi yurttaşlarımızca da bilinmektedir.
1993 yılının büyük provokasyonlarından birisi olan
2 Temmuz 1993 Sivas-Madımak katliamı esnasında, Büyük Birlik Partisi ve Kurucu Liderimiz Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun tavrı herkes tarafından bilinirken, Doğu Perinçek'in akıl ve izandan yoksun net bir iftira olan açıklamasını başta Alevi yurttaşlarımız olmak üzere Büyük Türk Milletinin değerlendirmesine saygılarımızla sunarız...
Prof. Dr. Durmuş Boztuğ
Büyük Birlik Partisi Başkan Yardımcısı
Tunceli Munzur Üniversitesi Kurucu Rektörü
Serçeşme'ye Bağlı Sultan Samut Ocağı Talibi
İlginizi Çekebilir