© Alevi Haberler

İnsanlık manevi çöküşte: Alevi-Bektaşi öğretisi çözüm olabilir mi?

Alevi Haberler Genel Yayın Yönetmeni Ali Rıza Özkan, 29 Mayıs 2025 tarihli köşe yazısında insanlığın yaşadığı manevi çöküşü ve bu çöküşe çözüm olarak Alevi-Bektaşi öğretisini ele aldı. Özkan, dinlerin son iki yüzyılda itibar kaybına uğradığını ve Alevi-Bektaşi mirasının 21. yüzyılda bir umut ışığı olabileceğini vurguladı.

Alevi Haberler Genel Yayın Yönetmeni Ali Rıza Özkan, 29 Mayıs 2025 tarihli köşe yazısında insanlığın yaşadığı manevi çöküşü ve bu çöküşe çözüm olarak Alevi-Bektaşi öğretisini ele aldı. Özkan, dinlerin son iki yüzyılda itibar kaybına uğradığını ve Alevi-Bektaşi mirasının 21. yüzyılda bir umut ışığı olabileceğini vurguladı.

İnsanlığın Manevi Krizi

Özkan, Hristiyanlığın sömürgecilik, kapitalizm ve emperyalizmle ilişkilendirilerek küresel çapta itibar kaybettiğini ifade etti. Avrupa’daki katliamlar ile Asya, Afrika ve Amerika’daki soykırımların, Hristiyan dini liderlerin onayı veya suskunluğuyla gerçekleştiğini belirtti. Yahudi dini liderlerin, İsrail’in Ortadoğu’daki saldırganlığına çoğunlukla destek vermesi, Yahudiler ve onlara empati duyan liberaller arasında hayal kırıklığı yarattı. İslam dünyasında ise, radikal unsurların Batı emperyalizmiyle ittifakı, İslam’ın şiddet ve terörle anılmasına neden oldu. Şiilik de, Irak-İran Savaşı ve Ortadoğu’daki radikal gruplarla özdeşleşerek bu olumsuz algıya katkıda bulundu. Özkan’a göre, bu süreçte dinler, toplumu ve bireyi doğru yola yöneltme görevinde başarısız olmuş ve “inanç” kavramı sorgulanır hale gelmiştir. 21. yüzyılın en kritik sorusu ise şu: “Bir insan neden inanır?”

İslami Perspektif: Kemalet ve Allah ile Buluşma

Özkan, bu soruya İslami bir perspektiften yanıt veriyor: Allah’ın, insanların inanıp inanmamasına ihtiyacı yoktur; inanmanın değeri, kişinin kendini “kamil” hale getirmesiyle ilgilidir. Kemalet, Allah ile buluşmanın anahtarıdır ve cennet, kamil insanların buluşma yeridir. İslam tasavvufunun temelinde, Allah ile buluşmanın kemalet yolunu takip ederek mümkün olduğu anlayışı yatar. Özkan, bu bağlamda Anadolu’da Alevi edebiyatının başlangıcı kabul edilen Yunus Emre’nin dizelerini hatırlatıyor:

“Yunus eydür, benim adım / Gün geçtikçe artar odum / İki cihanda maksudum / Bana seni gerek seni.”

4 Kapı, 40 Makam: Kemaletin Yolu

Horasan’da gelişen Türk Tasavvufu’nun “4 Kapı, 40 Makam” sistemini bir eğitim metodolojisi olarak tanımlayan Özkan, bu öğretinin Ahmet Yesevî ve Hacı Bektaş Velî tarafından şekillendirildiğini belirtiyor. Kişi, Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat kapılarından geçerek her birinde 10 makamı tamamlar ve sonunda “insan-ı kamil” mertebesine ulaşır. Ahmet Yesevî’nin Fakrname adlı eserinden alıntı yapan Özkan, Hacı Bektaş Velî’nin bu sistemi Hz. Muhammed’in bir hadisine dayandırdığını aktarıyor: “Şeriat sözlerimdir, Tarikat fiillerimdir, Hakikat hallerimdir, Marifet elde ettiğim sermayemdir…”

Kemalet: İnsanın Kendisiyle Barışması

Özkan, insanın varlığının çelişme ve çatışmalar üzerine kurulu olduğunu ifade ediyor. Nihilist felsefeye göre insan doğuştan kötüdür; Kur’an ise “aldatılmış insan”ı tanımlar: “(Şeytan) Böylece onları yaldızlı sözlerle aldatarak, konumlarına yakışmayan bir işe sürükledi.” (A’râf, 22). Kur’an, insanı “sirat’el müstakim”e çağırır: “Allah’a iman edip ona sımsıkı sarılanları ise (Allah), kendisinden bir rahmet ve lütfa kavuşturacak ve onları kendisine varan doğru bir yola iletecektir.” (Nisâ, 175). Din, insanın özündeki “arızayı” tamir etmeye yönelik bir cevaptır; ancak son iki yüzyılda dinler, bu görevden saparak ya aldatanların tarafına geçmiş ya da suskun kalmıştır.

Alevi-Bektaşi Öğretisi: Geleceğin Umudu mu?

Alevi-Bektaşiliği “İslam’ın Özü” olarak tanımlayan Özkan, Kur’an’ın mesajını insanlığa ulaştırma görevinin Horasan Erenlerinin mirasını taşıyan Alevi-Bektaşilere ait olduğunu savunuyor. Ehl-i Beyt’e sadakatle bağlı kalan Alevi-Bektaşiler, yüzlerce yıldır örnek bir toplumsal yaşam sunmuştur. Bu yola ikrar verenler, Allah’a, meleklere, resulüne, kitaplarına ve velisine iman etmiş; dilini gıybetten, küfürden uzak tutmuş; helal yemiş, harama el uzatmamış; Allah’ın yarattıklarına merhamet göstermiş ve nefsini korumuştur. Özkan, bu değerleri yüzyıllardır yaşatan Alevi-Bektaşilerin 21. yüzyılda örnek bir model olup olamayacağının tartışılması gerektiğini vurguluyor.

Alevi-Bektaşi Mirası Bir Çözüm Sunabilir mi?

Ali Rıza Özkan, insanlığın manevi çöküşüne çözüm olarak Alevi-Bektaşi öğretisindeki “4 Kapı, 40 Makam” sistemini ve kemalet anlayışını öneriyor. Yunus Emre, Ahmet Yesevî ve Hacı Bektaş Velî’nin mirasının, 21. yüzyılın manevi krizine bir yanıt olabileceğini savunuyor. Özkan, Alevi-Bektaşi değerlerinin modern dünyada örnek bir model olarak tartışılmasının zamanının geldiğini ifade ediyor.

ALİ RIZA ÖZKAN'IN YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER