Türkoğuz Kılıçgedik yazdı: Alevi-Bektaşi toplumun karar aşaması

GÜNDEM

Araştırmacı ve yazar Türkoğuz Kılıçgedik, Alevi-Bektaşi toplumunun karşı karşıya olduğu iç ve dış tehditlere karşı radikal kararlar alınması gerektiğini vurguladı. Kılıçgedik'in kaleme aldığı makalede, toplumun selameti için ortak akıl ve vicdan etrafında birleşme çağrısı yapıldı.

Kılıçgedik,  "Alevi-Bektaşi Güç Birliği Platformu" tarafından hazırlanan raporu incelediğini belirtti. Raporda yer alan sorun ve taleplerin, kendi daha önce paylaştığı yazılarla büyük ölçüde örtüştüğünü vurguladı. Raporun toplumun ortak tarih, inanç, kültür ve mücadele ruhunu yansıttığını söyleyen yazar, şu önemli eksiğe dikkat çekti:

"Raporun bir tek önemli eksiği vardır: Milli Eğitim'de verilecek Alevi derslerinin 'Dört Kapı öğreti ve sistemi' ile gerçekleşmesinin önemine değinmemiş olması."

Kılıçgedik, Alevilik-Bektaşiliği benzersiz kılan "Dört Kapı" sisteminin rapora eklenmesi talebinde bulundu. Bu öğretinin, toplumu dış müdahalelere karşı "zırh gibi koruyan" özerk bir yapı olduğunu vurguladı.

Türkoğuz Kılıçgedik'in makalesinin tam metni şöyle:

ALEVİ-BEKTAŞİ TOPLUMUN KARAR AŞAMASI

Medeni toplumlar bazı kritik ve zor zamanlarda toplumun selameti için radikal bazı kararlar alıp bu kararları uygulamak zorunda kalır. Toplumda bu kararların önemini kavrayarak uyum sağlar.

Alevi toplumu ve ilgi inanç ve kültür oluşumu günümüzde savunmasız ve çaresiz bir şekilde içerden ve dışarıdan birçok saldırı ve sorunla karşı karşıyadır.

 

Bu saldırı ve sorunları kısaca üç gurupta tanımlarsak;

1. Yaşadığımız çağın gelişmelerinden kaynaklı olanlar...

2. Toplum içindeki siyasi kutuplaşma ve Aleviliği yanlış içerikte tanımlaması...

3. Dışarıdan toplumun inanç ve kültür değerlerine yapılan art niyetli saldırı ve müdahaleler gibi birçok tehlike ve sorunla açıklamak mümkündür.

 

Yaşadığımız çağdan kaynaklı tehlikeler ve dışarıdan gelen tehlikeler ve saldırılar ayrı ayrı bir şekilde tarihte olduğu gibi az hasarla atlatılabilir.

Ancak bu iki tehlike, saldırı ve ilgili sorunlar toplum içindeki siyasi kutuplaşma ve yanlış tanımlama tehlikesiyle birleştiği zaman ve toplum bu saldırılara karşı hazırlıklı değilse bu tehlike, saldırı ve sorunlar kısa sürede telafisi olmayacak şekilde topluma çok büyük zararlar verirler.

 

Günümüzde herkesin malumu olan bu saldırgan ve tehlikeli durum Alevilik-Bektaşilik içinde yaptığı kutuplaşma ve yarattığı tahribat toplum ve evrensel insanlık değerleri adına çok üzüntü vericidir.

 

Medeni toplumlar kendi hakkında bu gibi tehlikeleri sezinlediği an bunu kendi içinde tartışır.Tartışmalar sonrası oluşan önerilere göre toplum kanaat öncüleri bu tehlikeler ve sorunlar karşısında toplumu korumak için toplum adına yeni politikalar geliştirerek bazı radikal kararlar almak zorunda kalırlar.

Alevi-Bektaşi inanç ve kültürü uzun süredir çağın yarattığı sorunlar, toplum içindeki siyasi kutuplaşma, yanlış tanımlama ve dış müdahalelerin saldırısı altındadır.

 

Özelikle sosyal medya üzerinden gerçekleşen bu saldırı, tehlike ve sorunların tüm boyutlarını kavrayan bir Alevi araştırmacı yazar olarak üstlendiğim sorumlulukla uzun süredir toplumun kafa karışılışını gidermek, doğru bilgi edinmesi için Alevilik-Bektaşilik tarihi, öğretisi, sorun ve çözümleri hakkında yazılar yazıyorum.

Yazılar binlerce kişi tarafından görülüp okunduğunu biliyorum. Bunun önemini kavradığım gibi toplumsal hassasiyet içinde ve herhangi bir çıkar ve siyasi amaç gütmeden yazıların doğru anlaşılması için önemli bir zaman harcıyorum. Gerek öğreti, tarih gerekse güncel konularda tarafsız ve objektif bakış açısıyla topluma doğru bilgi verip gerekli çözüm yollarını sunmaya çalışıyorum.

 

Geçen gün sosyal medya ve Vassap üzerinden paylaşılan bir "Alevi Raporuna" rastlayıp okuyunca raporda yazılan birçok sorun ve talep daha önce sayfamda paylaştığım bilgilerle aynı veya benzer talepler olduğunu fark ettim.

Görünen o ki sosyal medya üzerinden paylaşılan her bilgi kısa sürede bizlere ulaşarak ortak bir akıl ve vicdan etrafında genel bir örgütleme imkânı doğuruyor. Yazılan raporun kısa sürede bizlere ulaşması içinde kendi taleplerimizi bulmamız da bunlardan biridir.

 

Tabiki toplum aynı toplum olunca sorunlar, talepler ve çözümlerde aynı olması gayet doğaldır. Bir toplum demek ortak tarih, ortak inanç, kültür, ortak akıl, ortak vicdan, ortak mücadele, sorun ve ortak çözüm yollarına sahip olması demektir. Aksi durumda toplumu bir toplum olarak görmek mümkün değildir.

 

"Alevi-Bektaşi Güç Birliği Platformu" adıyla hazırlanıp yayınlanan bu rapor çoğunlukla toplumun günümüzde karşı karşıya kaldığı yukarıda değindiğim tehlike ve sorunların farkında olacak şekilde hazırladığı fark ediliyor.

Raporun çoğuna katılmakla birlikte, bana göre raporun "bir tek önemli eksiği vardır." O da Milli Eğitim ile ilgili Alevi dersleri konusunda verilen eğitimin "Dört Kapı öğreti ve sistemi" ile gerçekleşmesinin önemine değinmemiş olmasıydı.

Alevilik-Bektaşiliği diğer farklı oluşumlardan bir zırh gibi koruyan ve benzersiz yapan, kendine has "öz ve özerk" yapan "Dört Kapı öğretisi ve sistemi' olan bu önemli konu da rapora eklenmesi gerektiğine inanarak bu talebinde rapora eklenmesini rica ediyorum.

 

Sorun ve çözümler üzerinden hazırlanan bu raporun Alevi-Bektaşi toplumuna hatırlattığı diğer bir konuda, Alevi-Bektaşi toplumun önünde "iki seçenek vardır." Alevilik-Bektaşi toplumu mevcut tehlike ve sorunları göz önünde bulundurarak "bu iki seçenek" hakkında zorunlu olarak son kararını kısa sürede vermek zorundadır.

 

Birinci seçenek;

Ya çağın Alevilik hakkında yarattığı sorunlar, Alevilik-Bektaşilik içindeki siyasi kutuplaşma, yanlış tanımlanma ve dış müdahalelerin birleşerek Alevilik-Bektaşiliği yok etmeyi amaçlayan girişimlerin tarafı veya seyircisi olunur.

 

İkinci seçenek;

Ya da bu tehlikelere karşı hazırlanan ve devlet tarafından gereken yapıldığı durumda çözüm yolu sunan bu rapor ve bu raporu hazırlayan ortak akıl ve ortak vicdanın yanında durup gerekenin yapılması için tam ve açık destek verilir.

 

Bu durumda üçüncü bir seçenek ve taraf yoktur. Çünkü bu saldırı, tehlikeler ve Alevi-Bektaşi sorunları öyle bir evreye girmişler ki üçüncü bir taraf hangi yönteme başvurursa vursun dolaylı yoldan birinci seçeneğin tarafı olup Alevi-Bektaşiliği yok etmeye yeltenen amaçlara hizmet etmekten öte bir anlam taşımaz.

 

Eminim ki bu saldırı, tehlike ve sorunların farkında olan her Alevi-Bektaşi kişi ve kurum şimdilik tavsiye ve talep konumunda olan ve makul taleplerde bulunduğu için devlet tarafından kabul edilir konumda olan. Ancak bu taleplerin hepsinin gerçekleşmesi için yoğun çalışma ve uzun zaman alan bu rapor ve raporu hazırlayan ortak akıl ve ortak vicdanın yanında yer alarak gereken her türlü desteği verirler.