© Alevi Haberler

Türkoğuz Kılıçgedik yazdı: Aleviler neden namaz kılmıyor, camiye gitmiyor?

Türkoğuz Kılıçgedik’in kaleme aldığı makalede, Alevilerin namaz kılmama ve camiye gitmeme nedenleri, Hz. Ali’nin Velayeti ve Dört Kapı öğretisi çerçevesinde açıklanıyor. Alevi-Bektaşi inancında belirleyici olan bu öğreti, ibadet anlayışını ve tarihsel süreci şekillendirmiştir.

Türkoğuz Kılıçgedik’in kaleme aldığı makalede, Alevilerin namaz kılmama ve camiye gitmeme nedenleri, Hz. Ali’nin Velayeti ve Dört Kapı öğretisi çerçevesinde açıklanıyor. Alevi-Bektaşi inancında belirleyici olan bu öğreti, ibadet anlayışını ve tarihsel süreci şekillendirmiştir.

Dört Kapı Öğretisi ve İbadet Farklılıkları

Dört Kapı öğretisine göre, her kapının ibadeti farklıdır. Şeriat Kapısı’nda ibadet “Salât-salavat” (namaz), Tarikat Kapısı’nda ise “Cem ve Semah”dır. Şeriat Kapısı’nın öncüsü imam, Tarikat Kapısı’nın öncüsü ise pir ve rehberdir. Salât-salavat, Allah’ın yüce sıfatlarını anmak, Hz. Muhammed’in peygamberliğini, Hz. Ali’nin Velayetini ve On İki İmamları zikretmekle yerine getirilir. Ancak bu ibadet, Hz. Ali’nin Velayeti ve Dört Kapı öğretisine bağlı bir imam tarafından cemaatle yapılmalıdır.

Türkoğuz Kılıçgedik'in kaleme aldığı makalenin tam metni şöyle:

ALEVİLER NEDEN NAMAZ KILMIYOR, CAMİYE GİTMİYOR?

Velayet ve ilgili Dört Kapı öğretisi ve sistemine göre Dört Kapı içinde bulunan her kapı aşamasının "ibadeti" birbirinden farklıdır.

Dört Kapıdan Şeriat Kapı ibadeti "Salât-salavattır." Şeriat Kapı öğreti öncüsü ise "İmamdır."

Tarikat Kapı ibadeti "Cem ve Semahtır." Tarikat Kapısı yol öncüsü "pir ve rehberdir."

Şeriat Kapı ibadeti Salât-salavat, gece ve gündüz fark etmeksizin ve özeliklede günün ve gecenin beli saatlerinde Allah'ı tüm yüce sıfatlarını (yaratan, rahman, rahim gibi) her an anmak, dua etmek ve Allah'a iman edip secde etmektir. Ayrıca Salat-salavat ibadetinde Hz. Muhammed ve Peygamberliğini, Hz. Ali, Velayetini ve On İki İmamları anmak ve dua etmektir.

Günümüz tabiriyle Namaz kılmaktır. Ancak bu Namaz, diğer bir adıyla Salât-salavat ibadeti günümüzden farklı olarak Hz. Ali Valayeti ve ilgili Dört Kapı öğretisi ve sistemine göre yapılmış.

Hz. Muhammed Miraç dönüşünde ve Gadır-i Hum Veda Hutbesinde Peygamberliğine ait Şeriat Kapı öğretisini Velayet yoluyla Hz. Ali'ye verdiğini tüm İslam aleminine ilan etmiştir.

Bu süreçten sonra Dört Kapının ilk aşaması olan Şeriat Kapı öğretisi Hz. Ali Velayetine geçmiştir. Dört Kapı Hz. Ali Velayet öğretisi olduğu için Dört Kapının ilk aşaması Şeriat Kapı ibadeti olan Salât-salavat ibadeti ya Hz. Ali soyundan bir İmam tarafından yada Velayete ve ilgili Dört Kapı öğretisine bağlı bir İmam tarafından cemaatle yaptırılmsı şart koşulmuştur.

On İki İmamlar silsilesinin Şeriat Kapısında İslam toplumuna imamlık yapması buna en önemli örnektir.

Ayrıca birçok Alevi yazılı kaynak Şeriat Kapı ibadeti konusunda İmam Cafer Sadık Buyruğun aşağıdaki açıklamasına benzer bilgiler vermiştir.

"(İslam, Peygamberlik, Velayet, Dört Kapı ve ilgili her şeyin) önü Muhammed Ali’dir, sonu Muhammed Ali’dir. Oruç, namaz, hac, zekât, kelime-i şehadet, dünyalık fitresi tümü Muhammed Ali’den kaldığı için evlad-ı Re-sulden başkasına İmamlık (pirlik) yapmak caiz değildir” (Fuat Bozkurt, Buyruk. 2020, s. 39)

Velayet hükmü gereğince ve tarih boyunca zorunlu haller dışında Aleviler, Hz. Ali ve Hz. Fatma (Hz. Muhammed kızı-soyu) soyundan vaya icazetinden olmayan İmamların görev yaptığı hiçbir Mescit ve Cami ibadetine katılmamışlar. Dolayısıyla zamanla Mescit ve Camilerde Velayet hükmü uygulanmayınca Aleviler Velayet hükmünü, özünü ve öğretisini korumak için Mescit ve Cami ibadetlerini tümden terk etmişler

Böylece Aleviler zorunlu haller dışında Mescid ve Camilere gitmemişler. Şeriat Kapı ibadeti olan Salât-salavat ibadetini Tarikat Kapısına taşıyarak tekke, dergah ve kendi evlerinde Tarikat Kapı ibadeti olan Cem lle yerine getirmişler.

Mescit ve Camileri terk etmeyen Alevilerde Velayet hükmün dışında kalacak şekilde inanç sergiledikleri için zamanla ya Şii, yada Sünnileşmişler. Ayrıca Aleviler bu konuma düşmemek için Cami ve Mescitlere gitmemişler.

Her ne kadar bazı kesimler İslamiyet'e namaz-Salat yoktur ya da Hz. Ali Camide şehit edildiği için veya Emevi döneminde Camilerde Ehlibeyt veya On İki İmamlara hakaret edildiği için Alevilerin Camileri terk ettiğini belirtsede bu söylemler tek başına yetersiz ve doğru değildir. Eğer öyle olmuş olsaydı Şii'lerde Camilere gitmezdi.

Aleviler Mescit ve Camileri terk edince Şeriat Kapı ibadeti olan Salât-salavat, otuz günlük Ramazan orucu, hac, zekat gibi Şeriat Kapı ibadet ve uygulamaların çoğunu Tarikat Kapı esaslarına ve ibadetlerine göre uygulamışlar.

Aleviler Dört Kapıdan Tarikat Kapı toplumu olduğu için Alevilerin ibadeti bir pir veya rehber huzurunda Tarikat Kapı ibadeti olan Cem ve Semah erkanı ile yapılır. Tarikat Kapı ibadeti olan Cemlerde Hak Muhammed Ali, Ehlibeyt, Kırklar, On İki İmamlar zikredilip dua edilip, beyt-nefes okumak, secde etmek Şeriat Kapısındaki Salât-salavat ibadeti yerine de geçer.

Böylece ayrıca Mescit ve Camilere gitme gereksinimi de ortadan kalkmıştır.

Alevilikte Şeriat Kapı öğreti öncüsü olan ve Velayet icazeti alan Alevi topumu içinde görev yapan İmam ise Şeriat Kapı ilmine sahip olup bu öğretiyi toplumla paylaşır. Bu İmam Cenaze erkanını yerine getirmek, Kur'an okumak, nikah kıymak gibi Şeriat Kapı esaslarını toplum içinde uygulamakla görevlidir.

Cem ibadeti sırasında Miraçnemelerin okunuşu Miraçta Hak tarafından Hz. Ali'ye Velayet verilmesiyle ve Aleviliğin Kırklar Meclisinde kurumsallaşmasıyla ilgili olarak önem taşır.

Ayrıca Cemlerde Hak Muhammed Ali, Ehlibeyt, Kırklar, On İki İmamlar, Beşler, Yediler, On Dört Masumu Pak, On Yedi Kemer Best, Yetmiş İki Can gibi kavramların Cem ibadetinde anılmasının başlıca nedenleri Hz. Ali'nin aldığı Velayet görevi ve bu Velayetin devam soyu ile ilgili kutsalık atfedilen rakamları teşkil eder.

Sonuç olarak Alevi-Bektaşi tarih, inanç, kültür, öğreti ve sisteminde belirleyici olan Velayet ve ilgili Dört Kapı öğretisi ve sistemidir. Aynı şekilde Alevilerin namaz kılmaması, Camiye gitmemesinden de belirleyici olan Hz. Ali'ye verilen Velayet ve ilgili Dört Kapı öğretisi ve sistemidir.

İlk kez bu konu gerçek anlamıyla yukarıda kısaca tarihsel ve öğretisel gerçeğiyle açıklanmış olup bu bilgiden farklı olan açıklamaların tarihsel ve öğretisel dayanağı olmadığı için itibar edilmemesi gerekir.


 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER