© Alevi Haberler

Yalçın Bayer yazdı: İçimize sokulmak istenen fitne!

Gazeteciliğin ülkemizdeki köşe taşlarından Hürriyet gazetesi yazarı Yalçın Bayer, iki gün boyunca köşesini Alevi Bektaşilere ayırdı. Usta yazarın gözlem ve yorumlarını okurlarımızla paylaşıyoruz.

“İnsan bilemediğinin düşmanıdır... İçimize sokulmak istenen fitne: Alevi-Sünni ayrımı sona erecek mi” ve “Aleviler kimdir?” sorularını başlığa taşıdığı yazısında Yalçın Bayer, Cem Vakfı yöneticilerinin Ankara’daki görüşmelerini ve elde edilen sonuçlar hakkında da bilgi verdi.

İşte o yazı:

ALEVİ-Sünni ayrımının körüklenmek istenmesi ve özellikle Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden bu ayrım tartışmalarının ve haksız saldırıların siyasete alet edilmesi yeni değil.

Sadece hamam aynı tellaklar değişmiş durumda. Bu ayrıma karşı duran kurumların başında Cem Vakfı gelmektedir.

Cem Vakfı geçtiğimiz günlerde ‘Alevilik bilinmelidir’ isimli önemli bir yayına imza attı. Hazreti Ali’nin “İnsan bilemediğinin düşmanıdır” ve Hazreti Muhammed’in “Ben ilmin şehriyim, Ali ise kapısıdır” kapak sunumuyla yayımlanan eserde Alevilik ile ilgili çok temel bilgilere sahip olabilirsiniz.

Mustafa Kemal Atatürk’ün 30 Ekim 1923 tarihinde, Ankara Valiliği’nde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında ‘Cumhuriyet ve eşit yurttaşlık’ başlığı altındaki konuşmasının da yer aldığı metinde Turgut Özakman’ın Cumhuriyet isimli eserinden Atatürk’e atfen (sayfa 14/15) şu ifadelere de yer verildi:

“Koca Osmanlı gemisi durup dururken batmadı. Osmanlı Devleti azınlıklara devlette görev vermiş ama son 200 yıl içinde Alevi yurttaşlarımıza vermemiştir. Bu akla ve insanlığa aykırı duruma Milli Mücadele başlar başlamaz son vermiştik. Bu tutumu özenle sürdüreceğiz. Anadolu’da kim varsa hepimiz bir milletiz. Yurt ve kader kardeşiyiz. Milli Mücadele’yi böyle yürüttük. Cumhuriyeti de bu anlayışla yöneteceğiz. Bu anlayışın bozulmasına izin vermeyeceğiz. Bozulduğu zaman ne olduğunu iyi biliyoruz.”

Atatürk’ün bu sözlerini referans alan Cem Vakfı Genel Başkanı Ahmet Rasim Tükek önsöz yazısında, Alevilerin ‘eşit yurttaş’ olduğuna bir daha dikkat çekerek, bunun Anayasa’nın 10. maddesi ile güvence altına alınarak, ‘Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi benzeri sebeplerle ayırım gözetmeksizin kanun önünde eşittir’ ilkesini hatırlatıyor.

ALEVİLERE İKİ EMANET

Genel Başkan Tükek önsöz yazısında Kuran’ı Kerim’in Maide Süresi 48. ayetinde yer alan ‘Her toplum için bir yol ve yöntem belirledik. Allah dileseydi sizi tek ümmet yapardı. Ancak size verdikleriyle sizi denemek istedi. O halde hayırlarda yarışın’ emirlerini de örnek göstererek isteklerini şu başlıkta topladı:

- Aleviliğin yasal ve uygulanabilir düzeyde bir inanç olarak tanınması.

- Cemevlerinin ibadethane statüsüne kavuşturulması.

- Okullarda Alevilik inancının, Alevi eğitmenler tarafından öğretilmesi.

Hazreti Ali’ye ait ‘ahitname’ ile Alevilik dört başlıkta toplanıyor:

- Merhamet ve şefkat: Halk sömürülmesi değil korunması gereken bir emanettir.

- Sorumluluk ve takva: Yönetici görevini Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle yerine getirmeli.

- Denge ve ölçülülük: Toplumun yönetilmesinde nefse uymayan, öfke ve övgüye kapılmayan ölçülü bir yönetim anlayışı.

- Adalet ve eşitlik: İnsanlar ya dinde kardeşin ya da yaratılışta eşitindir. Toplumdaki her birey eşit haklara sahiptir.

HUCURAT Suresi 12. ayetin örnek olarak verildiği çalışmada Ehlibeyt mensupları sıralanarak Aleviler kimdir sorusuna  şu cevap veriliyor:

Allah’ın varlığına birliğine, Kuran’ı Kerim’in Hak Kelamı olduğuna, açık işaretler ve tasavvufu yorumlar taşıdığına inanan Hazreti Muhammed’e (SAV) Ehli Beyti’ne ve Hazreti Muhammed’in soyundan gelen 12 İmamlara sevgi ve muhabbet besleyerek Hazreti Ali’nin velayetine inananlara Aleviler denilmiştir.

Anadolu’nun Hoca Ahmet Yesevi, Ahi Evran Veli ve Anadolu Selçukluları dönemi (1071/1299) Hacı Bektaş-ı Veli dönemi (1209/1271), Şeyh Edebali ve Osmanlı İmparatorluğu kuruluş dönemi (1299/1336) ve Osmanlı İmparatorluğu ve Yeniçeri Ocağı (1334/1826) Alevilere açıldığı dönemler olarak anılıyor. Atatürk ve Cumhuriyet dönemi de Atatürk’ün Sivas’a giderken Hacı Bektaş’ta postişin Cemalettin Efendi ile görüşmesi ve ilk Meclis’te başkanvekilliği görevini üstlenmesiyle ile başlayan (1918/1923) Cumhuriyet dönemi.

YA ALLAH YA MUHAMMED YA ALİ

Aleviler bir kısım kesimlerin iddia ettiği gibi kendilerini İslam dışı saymamaktadır. Tabii kendi içinde inanç açısından renk ve ton farkı muhakkak vardır. Ancak her Alevinin olmazsa olmazı Alevilerin ibadethanesi Cem evleridir, Alevilerin ibadeti ahlaktır, bunu öğrendikleri ibadet Cem’dir, Alevi inancının vazgeçilmezi Ya Allah Ya Muhammed Ya Ali düsturudur. Aleviler dört kitabı kabul eder. Orucu Muharrem ve Hızır’dır. İbadette kadın erkek eşittir. Alevilerin inanç önderleri dede ve babalardır.

BAHÇELİ’NİN KABULÜ YOLU AÇTI

Bu sene Muharrem oruç açma ayı Cem Vakfı tarafından hareketli geçti. Cem Vakfı Genel Başkanı Ahmet Rasim Tükek, Genel Başkan Yardımcısı Ertuğrul Aslan, Din İşleri Kurulu Başkanı Mesut Yıldırım ve Cem Vakfı Genel Müdürü Süleyman Kılıç yapılan çalışmayı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ABB Başkanı Mansur Yavaş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, TBMM Grup Başkanvekili Özlem Zengin, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bülent Kuşoğlu ile paylaştı. Özgür Özel Sarıyer Cem evine ziyarete gitti. Binali Yıldırım, Kültür Bakanı Nuri Ersoy ve Özlem Zengin, Cem Vakfı’ndaki 10 Muharrem oruç açma törenine katıldı.

Vakfın en verimli görüşmesi MHP Lideri Devlet Bahçeli ile yapıldı diyebiliriz. Bahçeli’nin 11 Ekim’de Hacıbektaş’ta yaptırdıkları Cem evi açılışında bu konuda önemli açıklamalar yapacağı mesajı, Cem evlerinin ibadethane sayılması yönünde beklentileri yükseltti. Bu beklenti Alevi camiasına ait her grup tarafından ortak istek. Olmazsa olmazı. Aleviliğin İslam dışı olmadığı ve Şiiliğin kolu olmadığı da ısrarla vurgulanıyor.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER