Abuzer Leblebici'den, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli'ye teşekkür
GÜNDEMÜryan Hızır Ocak Zadesi Abuzer Leblebici, Aleviliğin İslam ile ilişkisi, tarihsel süreçteki konumu ve toplumsal birlik adına atılması gereken adımlar hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Leblebici, özellikle son dönemde yaşanan barış sürecinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aldığı inisiyatifi överek, bu adımların Türkiye’nin birliğine katkı sağladığını vurguladı.
Ülke TV’de gazeteci Mustafa Yıldız’ın sunduğu “Arka Plan” programında Alevilik inancı derinlemesine ele alındı. Programa konuk olan Üryan Hızır Ocak Zadesi Abuzer Leblebici, Aleviliğin İslam ile ilişkisi, tarihsel süreçteki konumu ve toplumsal birlik adına atılması gereken adımlar hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Leblebici, özellikle son dönemde yaşanan barış sürecinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aldığı inisiyatifi överek, bu adımların Türkiye’nin birliğine katkı sağladığını vurguladı.
Alevilik: İslam’ın Özü ve Türkmen’in İnancı
Programın başında Mustafa Yıldız, Aleviliğin temel prensiplerini ve bazı çevrelerin Aleviliği İslam’dan ayrı göstermeye çalıştığını sorguladı. Abuzer Leblebici, “Aleviliğin İslam ile ilişkisi absürt bir soru. Biz Aleviliği İslam’ın özü olarak kabul ediyoruz” diyerek net bir yanıt verdi. Aleviliğin Hz. Ali ve Ehli Beyt’e dayandığını, Anadolu’ya özgü Alevilik kavramının ise Oğuz Türkmenlerinin İslam’ı irfani ve tasavvufi bir şekilde yorumlamasından doğduğunu belirtti. “Alevilik, Türkmen’in kendine has İslam inancıdır. Emevi ve Abbasi zulmüne maruz kalan Türkmenler ile Kerbela’da aynı zulmü yaşayan Ehli Beyt’in birleşmesiyle ortaya çıkmıştır,” dedi.
Osmanlı ve Cumhuriyet Döneminde Alevilik
Mustafa Yıldız, Osmanlı’da Alevi-Bektaşi kültürünün gelişmesine rağmen bu topluma yönelik eleştirilerin ve Cumhuriyet döneminde devam eden sorunların kaynağını sordu. Leblebici, Alevilik ile Bektaşiliğin farklı yapılar olduğunu, Bektaşiliğin kentli, Kızılbaş Aleviliğin ise kırsal temelli olduğunu açıkladı. Osmanlı’da Şahkulu İsyanı sonrası Bektaşiliğin devşirme dede babalarla yeniden yapılandırıldığını, Cumhuriyet döneminde ise Alevilik ve Bektaşiliğin birleştirilmeye çalışıldığını, ancak Kızılbaş Alevilerin buna karşı çıktığını ifade etti. Leblebici, Anadolu Sünniliğinin Ehli Beyt muhabbetine dayandığını, ancak Alevilerin kırsalda kalarak Hanefi fıkhını benimsemediğini ve İran-Osmanlı savaşları nedeniyle Caferi fıkhını yaşama fırsatı bulamadığını belirtti.
Cumhuriyet Dönemindeki Ayrışmalar ve Sekülerleşme
Leblebici, Cumhuriyet’in ilanıyla Alevilerin sistem dışına itildiğini ve sekülerleşme sürecinde İslam’dan uzaklaştırıldığını savundu. “Alevi gençlerine Kemalizm ve Marksist ideolojiler verilerek Aleviler İslam’dan uzaklaştı” diyerek, Alevi din adamlarının eğitim eksikliği nedeniyle geleneksel metinlerin okunmadığını ve bu durumun Aleviliği seküler bir çerçeveye taşıdığını ifade etti.
Son Dönemdeki Adımlar ve Devlet Bahçeli’ye Övgü
Mustafa Yıldız, son dönemde Alevilere yönelik atılan adımları sorduğunda, Leblebici, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’yi Alevilere yönelik ayrımcılık nedeniyle cezalandırdığını hatırlattı. Türkiye’de yaklaşık 14-16 milyon inançlı Alevinin olduğunu, ancak cemevlerinin ibadethane statüsünün hâlâ tanınmadığını belirtti. Alevi-Bektaşi Cemevi Başkanlığı’nın kurulmasını olumlu bir adım olarak değerlendiren Leblebici, bu kurumun henüz tam işlevsel olmadığını, danışma ve inanç kurullarının kurulmadığını ifade etti. “İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımız bu meseleyle ilgilenir ve taşra teşkilatımız kurulur” dedi.
Leblebici, Alevilerin İslam’dan ve devletten koparılmaya çalışıldığına dair endişelerini dile getirirken, özellikle son dönemde barış sürecinde atılan adımları övdü. “Allah Devlet Bey’den razı olsun, böyle bir inisiyatif aldı. Sayın Cumhurbaşkanımız da yanında durdu. Silahların ilk durduğu gün gözyaşlarımı tutamadım, çünkü ölen de benim gencim, öldüren de benim gencim” diyerek, Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürt-Türk çatışmasını sona erdirmek için gösterdiği çabaların önemini vurguladı. Bu adımların, Alevi-Sünni ayrışmasını da önlemek için bir model oluşturabileceğini belirtti.
Alevilerin Temsil Sorunu ve Ayrılıkçı Tehlike
Leblebici, Alevilerin kamuda yeterince temsil edilmediğini, bakanlık, valilik veya üst düzey bürokraside Alevi kimliğiyle yer alan neredeyse hiç kimse olmadığını söyledi. “Batılılar, Alevilere ‘Siz 4. sınıf vatandaşsınız’ diyerek, Aleviliği İslam’dan ve devletten koparmaya çalışıyor. ‘Alevistan’ gibi ayrılıkçı projeler öneriliyor” diyerek, bu tür girişimlere karşı Alevilerin devletin asli unsuru olduğunu hatırlattı. Ekim ayından itibaren Alevilerin idari yapıda daha fazla yer alması gerektiğini, en az bir bakanlık ve yedi bakan yardımcılığı talep ettiklerini ifade etti.
Leblebici, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’yi Alevilere yönelik ayrımcılık nedeniyle cezalandırdığını hatırlatarak, Türkiye’de yaklaşık 14-16 milyon inançlı Alevinin olduğunu ve cemevlerinin ibadethane statüsünün hâlâ tanınmadığını belirtti. Alevi-Bektaşi Cemevi Başkanlığı’nın kurulmasının olumlu bir adım olduğunu, ancak bu kurumun henüz tam anlamıyla işlevsel olmadığını ifade etti. “Danışma kurulu, inanç kurulu ve taşra teşkilatı hâlâ oluşmadı. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımız bu meseleyle ilgilenir,” dedi.Leblebici, Alevilerin İslam’dan ve devletten koparılmaya çalışıldığına dair endişelerini de dile getirdi. Özellikle bazı dış güçlerin Alevileri kullanarak “Alevistan” gibi ayrılıkçı projeler peşinde olduğunu iddia etti. “Aleviler bu devletin asli unsurudur. Anadolu’yu İslamlaştıran bizleriz” diyerek, Alevilerin hükümette ve idari yapıda daha fazla temsil edilmesi gerektiğini vurguladı.
Alevi-Sünni Birlikteliği İçin Çağrı
Programın sonunda Mustafa Yıldız, Alevi-Sünni tartışmalarının sona ermesi için yapılması gerekenleri sordu. Leblebici, Alevi ocaklarının ve dedelerinin topluma Ehli Beyt muhabbetini anlatması gerektiğini, Sünni ulemanın da Alevilerin Müslüman olduğunu ve aynı değerlere inandığını vurgulaması gerektiğini belirtti. “Anadolu Ehli Sünnetini asla Yezid kabul etmiyorum. Hiçbiri Hüseyin’in Kerbela’sına kayıtsız kalmamıştır” dedi. Devletin Alevilere daha fazla temsil hakkı vermesi gerektiğini tekrarlayarak, “Alevileri sistemin içinde tutmazsanız, başkaları onları kendi sistemine alır” uyarısında bulundu.
Leblebici, konuşmasını birlik ve beraberlik duasıyla noktaladı: “Rabbimizden, ülkemize düşman olanları kahru perişan etmesini, Sünni-Alevi, Kürt-Türk ayrımı yapanların dillerini lal etmesini diliyoruz. Allah, Devlet Bey’in ve Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu nifakın sona ermesi için attıkları adımları bereketlendirsin. Ülkemizin birliğine dua ediyoruz.”
Programın katamını izlemek için lütfen tıklayınız:
https://www.dailymotion.com/video/x9pilli
İlginizi Çekebilir