Halife Baba Dursun Gümüşoğlu'ndan zihniyet değişimi çağrısı

Ulusal Kanal'da yayınlanan özel programda, Alevi Bektaşi Güç Birliği Platformu'nun 1 Kasım'da yayımladığı "Alevi Raporu" detaylı biçimde tartışıldı. Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri ve platform sözcüsü Ali Rıza Özkan'ın moderatörlüğünde gerçekleşen 1,5 saatlik yayına, Hacı Bektaş Veli Dergahı Halife Baba Dursun Gümüşoğlu'nun yanı sıra Celal Abbas Ocağı Dedesi Ali Şar Dede, Avrupa Alevi Düşünce Derneği Genel Başkanı İsmet Abbasoğlu, Tahtacı Kültür Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Yolcu Bilginç, Horasan Erenleri Dernekler Federnek Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Av. Erdem Cömert ve akademisyen Murat Ercan katıldı.

Programda raporun hazırlanma süreci, Alevi toplumunun talepleri ve güncel sorunları masaya yatırılırken, Hacı Bektaş Veli Dergahı Halife Baba Dursun Gümüşoğlu, raporun "zihniyet değişimi" bölümüne ilişkin soruya kapsamlı bir yanıt verdi. Gümüşoğlu, Alevi toplumunun devlet dairelerinde, sosyal ve kültürel etkinliklerde ötekileştirilmesine dikkat çekerek, devletin tüm unsurlarına eşit ve liyakat esaslı davranması gerektiğini vurguladı.

Halife Baba Dursun Gümüşoğlu,"İleride aklımıza, hayalimize gelmeyen dış güçlerin eline bir malzeme vermemeli. Eee bunlar yapıldığı müddetçe dış güçlerin içeride onlara inanacak insanlarının sayısını da dolaylı bir şekilde artırmış oluyoruz. Yani farkında olmadan kendi devletimizin altına oymuş oluyoruz." dedi.

Gümüşoğlu, geçmişteki sorunlardan ziyade günümüzdeki çözümlere odaklanan raporun ana hatlarını özetledi: "Alevi toplumunun devlet kademelerinde yeteri kadar yer almaması, dolaylı engellerin çıkartılması ve liyakatsiz kişilerin yakınlık ilişkileriyle atanması toplumu rahatsız ediyor. Toplumun bütün unsurları sayısal olarak ne olursa olsun esas unsurlar olarak değerlendirilmelidir. Adalet ve liyakat esas olmalıdır."

Ülkenin etrafındaki "ateş çemberi"ne işaret eden Gümüşoğlu, emperyal güçlerin etnik ve mezhep üzerinden ayrılıklar yaratmaya çalıştığını belirterek, devletin bu konuda temkinli olması gerektiğini ifade etti. Din dersleri kitapları, romanlar ve ansiklopedilerde Alevilere yönelik aşağılayıcı imaların dış güçlere malzeme verdiğini söyleyen Gümüşoğlu, "Bu tür tabirler toplumu birbirine soğutmaya ve dış güçlerin ellerine malzeme vermesine vesile olmaktadır" dedi.

Diyanet ve Kültürel Fabrika Ayarları 

Diyanet İşleri Başkanlığı'na seslenen Gümüşoğlu, hutbelerde Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan Abdal ve Yunus Emre gibi isimlerin hümanist değerlerini öne çıkarmasını önerdi: "İslam'ın insan sevgisi merkezli anlatım biçimlerini esas alsanız, toplumu korkudan ziyade sevgiyle kaynaştıran ögeleri öne çıkartsanız... Anadolu İslamını yayan bu güzel değerlerimize dönmeliyiz."

Alevilik ve Bektaşilik felsefesini "Türk İslamının ruhu" olarak nitelendiren Gümüşoğlu, bir profesörden alıntı yaparak, "Anadolu İslamının içinden Alevilik, Bektaşilik felsefesini çıkarın, geriye bir talimatname kalır. Ruh tarafını kaybetmiş olursunuz" ifadelerini kullandı. Diyanet'in sadece Hanefi fıkhını yaymak yerine temsil merkezi olması gerektiğini savunan Gümüşoğlu, önyargılı ifadelerin (örneğin "Aleviler mum söndürür" gibi) kitaplardan kaldırılmasını talep etti.

Milli Birlik Mesajı

Konuşmasını milli birlik vurgusuyla tamamlayan Gümüşoğlu, "Türkiye'nin milli birlik ve bütünlüğü her şeyden değerlidir. Etrafımız ateş çemberidir. Devletimiz birlik beraberlik ruhunu pekiştirecek adımları daha fazla atmalı, önyargılar kalkmalı" çağrısında bulundu. Devletin resmi eğitim ve iletişim dilinin Türkçe olması gerektiğini, ancak tüm dillerin kültürel zenginlik olarak korunması gerektiğini ekledi.

Program, Alevi toplumunun eşitlik, liyakat ve kültürel temsil taleplerini gündeme taşırken, raporun çözüm odaklı yaklaşımını ön plana çıkardı.

Kaynak ve Programın tamamını izlemek için lütfen tıklayınız:
https://www.youtube.com/watch?v=QY9cSy7cQlE&t=577s