© Alevi Haberler

Özdemir: Alevi Raporu nefret söyleminin kökünün kazınması çağrısıdır

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi önceki Başkanı Ali Rıza Özdemir, 167 Alevi Bektaşi kuruluşu ve inanç önderlerinin hazırladığı Alevi Raporu’nu değerlendirdi. İşte, o yazı:

ALEVİ-BEKTAŞİ GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU’NUN “ALEVİ RAPORU” ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

1 Kasım 2025’te kamuoyuna açıklanan Alevi Raporu’nu, Alevi-Bektaşi toplumu hatta Türk halkı adına tarihî bir belge olarak görmek lazım. Yüz yıl sonra bugünün tarihini yazanlar, bu rapordan muhakkak bahsedecektir.

Bu rapor, bir “şikâyetname” değil. Klişeleşmiş bir “istemezükçü tavır” değil. Bir “meydan okuma” değil”. Hele bir “hayal talepler bildirisi” hiç değil. Aksine somut adımları madde madde izah eden bir milli birlik ve devletle bütünleşme manifestosudur.

Alevi Raporu’na 30 inanç önderi, 7 federasyon ve 130 vakıf-dernek-cemevi olmak üzere toplam 167 kurum imza atmış. Yani toplumsal bir mutabakat da var. Alevi toplumunun tamamını temsil ettiğini iddia edemesek de güçlü bir tabana oturduğu muhakkak.

Rapor öncelikle bir olgunlukla başlıyor: Devletin attığı olumlu adımları takdir etme olgunluğu. Sonraki aşamada ise yapısal talepleri net bir şekilde ortaya koyuyor.

Raporun en vurucu kısmı, Osmanlı’da tedricen inşa edilen ve Cumhuriyet döneminde de kısmen devam eden “Alevi-Kızılbaş düşmanlığı” zihniyetine işaret etmesidir. Aslında Alevi-Bektaşi taleplerine direncin asıl nedeni de bu sakat zihniyettir.

Bu zihniyetin muhakkak silinmesi lazım. Ahmet Yesevi’den Hacı Bektaş Veli’ye, Yunus Emre’den Hacı Bayram Veli’ye erenlerin topluma anlatılması, bu dönüşümün anahtarıdır. Türk milletini bir arada tutan harçlardan biri de bu gelenektir, bu irfandır, bu hoşgörü mimarlarıdır.

Raporun bugüne kadarki raporlardan önemli farklarından biri, “eşit yurttaşlık” kavramını reddetmesidir. Son birkaç yıldır PKK eksenli siyasi figürlerin tekrar ede ede topluma ezberlettiği bu kavram, milli birliğimize yönelmiş büyük bir tuzaktır. Çünkü bu kavram, devleti etnik-dini gruplara pay etmenin kilit kavramıdır.

Bu belgenin önemli bir diğer özelliği Alevilerin “devletin asli unsuru” olduğunun altını kalın bir çizgiyle çizmesidir. Türk milli kimliği altında, dil birliğinde, Anadolu irfanında birleşerek, etnik-dini gruplaşma tuzağına düşmeden anayasal yurttaşlık talep etmesidir.

Alevi Raporu, “Biz varız, devletimizle birlikteyiz” diyor ama bunu ayrılıkçı bir sesle değil, birleştirici bir yürekle yapıyor. Bu, bir zihniyet devrimidir; nefret söyleminin kökünün kazınması, Alevi-Sünni birliğini yeniden inşa etme çağrısıdır.

Bu çağrının muhataplarında karşılık bulması her bakımdan yararlı olacaktır.

ALİ RIZA ÖZDEMİR

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER