Rıza Zelyut, Şahkulu Sultan Dergahı’nda konuştu: Devletin sahibi biziz demeliyiz
GÜNDEMCumhuriyetin 102. yıl dönümü, Şahkulu Sultan Dergahı’nda düzenlenen özel bir etkinlikle kutlandı. Programa konuşmacı olarak katılan gazeteci-yazar Rıza Zelyut, Alevilik tarihi, Osmanlı dönemi baskıları ve Cumhuriyetin Aleviler için taşıdığı önemi çarpıcı örneklerle anlattı.
Cumhuriyetin 102. yıl dönümü, Şahkulu Sultan Dergahı’nda düzenlenen özel bir etkinlikle kutlandı. Programa konuşmacı olarak katılan gazeteci-yazar Rıza Zelyut, Alevilik tarihi, Osmanlı dönemi baskıları ve Cumhuriyetin Aleviler için taşıdığı önemi çarpıcı örneklerle anlattı. Zelyur açıklamasında "Cumhuriyet ve Alevilik birbirinin kardeşidir.Bunun altını da çizelim. Devletin sahibi biziz demek mecburiyetindeyiz arkadaş. Ha ne yapalım? Elimizden bir şey gelmiyor mu? O ayrı bir şey. Ama önce bu devlet benim diyeceğiz. "ifadelerini kullandı.
Rıza Zelyut'un açıklamasının tamamını Şahkulu Sultan Dergahı YOUTUBE sayfasından izlemek için lütfen tıklayınız.
"ÇOCUKLARIMIZA 'DEVLETİN SAHİBİ BİZİZ' DEMEYİ ÖĞRETMELİYİZ
Konuyla ilgili Rıza Zelyut, Alevilerin Cumhuriyet ile birlikte bazı haklar kazandığını belirterek,"Değerli arkadaşlar,Cumhuriyet'le gelen, bizim Cumhuriyet'le kazandığımız hakları Alevi toplumu olarak biz yeterince geliştiremedik. Burada sorun sadece devlet yöneticilerinde değil, aynı zamanda Alevilerin kendisindedir. Evet. Aleviler kırsal alana sıkışmışlardır. Aleviler 500 sene boyunca dövülmüşler, katledilmişler, örgün eğitimden yoksun bırakılmışlar. Yoksun kalmışlar. Ticaretten zaten tamamen dışlanmışlar. Bunun sıkıntılarını yaşıyorlardı. Ama şehirlere akmakla köy ile şehir arasında bir kopuş yaşandı. Bu süreç içerisinde köylerde ve şehirlerde Alevi toplumu kendisini geliştiremedi. Altını bunun da çizmemiz lazım. Kendi kimliğini savunacak aydınlarını yetiştiremedi. Ben Alevi toplumunu şöyle suçluyorum: Niye siz şunu söylemediniz şeklinde değil. Kendi aydın tabakasını yetiştiremeyince öksüz kaldı kardeşim. Bugün de aynı sıkıntıyı yaşıyoruz. Alevi toplumu büyük bir toplum olmasına rağmen Türkiye'nin yönetilmesinde ağırlığını ortaya koyamıyor. Burada bir çıkmazımız da şu: Cumhuriyeti devlet olarak karşısına alan, suçu Cumhuriyete yükleyen bir Alevi kuşağı da var. Ya Cumhuriyet'in suçu yok. Cumhuriyet seni Osmanlı zulmünden kurtardı, eşit yurttaş yaptı. Cumhuriyet'le, devletle, devleti yöneteni niye ayıramıyorsun? Bunları ayırmamız lazım. Cumhuriyeti kurmadan bizim dedelerimiz mücadele etti. Devletin kuruluşunda biz varız ama şu an düşünün devletin yönetiminde hiç yokuz. Böyle bir gariplik, haksızlık olur mu? Devleti kurarken gel Alevî. Devlet kurulduktan sonra defol Alevî. Şimdi bu politikanın bir müsebbibi de biz Alevilerin kendi şeyimizdir, tavrımızdır. Bunun altını da çizelim. Devletin sahibi biziz demek mecburiyetindeyiz arkadaş. Ha ne yapalım? Elimizden bir şey gelmiyor mu? O ayrı bir şey. Ama önce bu devlet benim diyeceğiz. Çocuklarımıza bunu öğretmeliyiz."ifadelerini kullandı.
“DERGAH 1987’DE YIKIK DÖKÜK BİR ALANDI, BUGÜN KÜLTÜR VE İNANÇ MERKEZİ”
Zelyut, konuşmasına dergahın geçmişini anlatarak başladı:  
“1987’de rahmetli Mehmet Ali Yılmazkaya’nın davetiyle buraya geldiğimde taşlar devrilmiş, duvarlar yıkılmış, içerisi perişan bir alandı. Sanki tarih öncesinden kalma bir harabe gibiydi. O günden bugüne dört başı mamur bir kültür, eğitim ve inanç merkezi haline geldi. Bu yolda emeği geçen başta Yılmazkaya olmak üzere herkesi saygıyla anıyorum.” dedi.
“İNSAN YA ‘OT GİBİ BİTER YİTER’ YA DA ‘DÜNYAYA ÇİZİK ATAR’”
Zelyut, insanlığın iki türüne dikkat çekti:  
“Yeryüzüne iki türlü insan gelir. Birincisi ot gibi biter, ot gibi yiter; gelmesiyle gitmesi arasında fark yoktur. İkincisi ise ‘Ben geldiğime göre bir hikmeti vardır, dünyaya bir çizik atayım’ der. Dünyayı ayağa kaldıranlar işte bu ikinci gruptur. Cumhuriyetin 102. yılını anmak bile dünyaya çizik atmaktır. Sizler ikinci grup insanlarsınız, kutluyorum.”dedi.
ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI 50 YILI AŞTI
1973’te girdiği makale yarışmasıyla Alevilik araştırmalarına başladığını belirten Zelyut, “25 kitabım var, önemli bölümü Alevilikle ilgili ve hepsi belgelere dayalı” dedi. Ardından Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan tarihsel süreci özetledi.
CUMHURİYET = ALEVİLERİN ÖZGÜRLÜĞÜ
Zelyut, Cumhuriyetin Aleviler için taşıdığı anlamı şu sözlerle özetledi:  
“1924 Anayasası 88. madde: ‘Din ve ırkına bakılmaksızın Türkiye’de yaşayan herkese Türk denir.’ 500 yıl kafir görülen, horlanan Aleviler ilk kez eşit yurttaş oldu. Cumhuriyet, Orta Çağ’dan modern çağa sıçramadır; Alevileri özgürleştirmiştir. Mustafa Kemal, Alevilerin en büyük dedesidir.”
 
“SUÇ DEVLETİN, CUMHURİYETİN DEĞİL”
Günümüzdeki sorunlara da değinen Zelyut, “Aleviler Cumhuriyetle hak kazandı ama kırsalda sıkışıp kaldı, aydın yetiştiremedi. Sorun devlet yöneticilerinde; Cumhuriyetin suçu yok. Aleviler ‘Bu devlet benim’ demeli, Sünni demokratlarla dayanışma içinde haklarını talep etmeli” çağrısında bulundu.
SON SÖZ: “MUSTAFA KEMAL YOLU ERDEMDİR”
Konuşmasını şu cümlelerle bitirdi:  
“Cumhuriyet ve Alevilik birbirinin kardeşidir. Mustafa Kemal yolunda yürümek erdemdir. Bu devlet bizim; dedelerimiz Kurtuluş Savaşı’nda Ankara’yı destekledi. Hepinizi sevgiyle selamlıyorum.”
Etkinlik, Zelyut’un konuşmasının ardından alkışlarla sona erdi.
Kaynak: Şahkulu Sultan Dergahı Youtube sayfası
 
İlginizi Çekebilir