© Alevi Haberler

Rus basını: Erdoğan Karadeniz'de hakimiyeti ele geçirdi

Rusya merkezli Svpressa.ru’da Sergey Aksyonov’un kaleme aldığı makale, Türk donanmasının Karadeniz’deki yükselen gücünü ve Rusya’nın Karadeniz Filosu’nu sayıca geride bırakmasını vurguladı.

Rusya merkezli Svpressa.ru’da Sergey Aksyonov’un kaleme aldığı makale, Türk donanmasının Karadeniz’deki yükselen gücünü ve Rusya’nın Karadeniz Filosu’nu sayıca geride bırakmasını vurguladı.Türkiye’nin yakın gelecekte filosuna katacağı 31 yeni savaş gemisiyle bölgedeki askeri dengeleri değiştirdiği belirtiliyor. Devriye botları, çıkarma gemileri, mayın tarama gemileri, yüksek hızlı hücum botları ve insansız deniz araçları (BEC) gibi geniş bir yelpazede inşa edilen bu gemiler, Türk donanmasının gücünü perçinliyor.

Makalede, Türk donanmasının su üstü ve denizaltı gemileri açısından Rus Karadeniz Filosu’nu geçtiği açıkça ifade ediliyor. Emekli Yüzbaşı 1. Rütbe Konstantin Sivkov’un “Türk filosu, su üstü ve denizaltı gemilerinin sayısı bakımından Rus filosunu geride bırakıyor” sözleri, Türkiye’nin bölgedeki üstünlüğünü teyit ediyor. Rus filosunun Hançer ve Onyx gibi füze sistemleriyle avantaj sağlasa da, Karadeniz’de hakimiyet kuramadığı ve savunma pozisyonunda olduğu belirtiliyor. Sivkov, “Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra filomuz Karadeniz’de hakimiyetini kaybetti” diyerek Rusya’nın zayıflığını itiraf ediyor.

Türkiye’nin savunma sanayiindeki yerli üretim kapasitesi makalede övgüyle anılıyor. 2024’te filoya katılan İstanbul fırkateyni, %75 yerli üretim sistemleriyle Türkiye’de tasarlanıp inşa edilen en büyük modern savaş gemilerinden biri. Ayrıca, 12 uçak ve 12 helikopter taşıyabilen Anadolu gemisi denize indirilirken, 285 metre uzunluğunda, 50’ye kadar insanlı ve insansız hava aracı taşıyabilecek bir uçak gemisi projesi başlatılmış. NÜKDEN nükleer denizaltı projesi ise Tümamiral Timur Yılmaz’ın açıklamalarına göre stratejik caydırıcılığı artırmayı ve uzak sularda uçak gemisi taarruz gruplarını desteklemeyi hedefliyor. 149 metre uzunluğundaki TF-2000 muhribi ise 8.300 ton deplasman ve 26 knot’un üzerinde hızla Türk donanmasının gücünü pekiştiriyor.

Makale, Türkiye’nin Karadeniz’deki stratejik avantajını Boğazlar’daki kontrolüyle daha da güçlendirdiğini belirtiyor. Montrö Sözleşmesi’nin savaş zamanında yabancı savaş gemilerinin Karadeniz’e geçişini kısıtlaması, Ankara’nın elini güçlendiriyor. Türkiye, bu sayede filoyu esnek bir şekilde yöneterek Karadeniz’in kapalı su alanında üstünlük sağlayabiliyor. Rus Karadeniz Filosu’nun ise Ukrayna kuvvetlerinin saldırıları ve oluşan güvenlik nedeniyle gemilerini Sivastopol’dan Feodosia, Novorossiysk ve hatta Abhazya’nın Oçamçira limanına çektiği, büyük gemilerin insansız botlar için “kolay hedef” haline geldiği ifade ediliyor.

Makalede, Türkiye’nin sadece Karadeniz’le sınırlı kalmayıp küresel bir deniz gücü olma yolunda ilerlediği vurgulanıyor. Rus analistlere göre, Türkiye’nin hafif uçak gemileri ve nükleer denizaltı projeleri, dünya okyanuslarında harekât yapma kapasitesini artırıyor. Aksyonov, Erdoğan’ın Putin’le dostane ilişkiler sürdürdüğünü, ancak bu “soğuk tarafsızlığın” ne kadar devam edeceğini sorguluyor. 

Sergey Aksyonov, makale Türk donanmasının Karadeniz’de Rusya’yı sayıca ve stratejik kapasite bakımından geride bıraktığını vurguluyor. Yerli üretim savaş gemileri, nükleer denizaltı projeleri ve Boğazlar’daki kontrol, Türkiye’yi bölgenin lider deniz gücü haline getiriyor. Bu durum, Rusya için hem bir uyarı hem de tarihsel rekabetin yeni bir aşaması olarak değerlendiriliyor.

Rusya merkezli Svpressa.ru’da Sergey Aksyonov’un kaleme aldığı makalenin tam metni için lütfen tıklayınız:
https://svpressa.ru/war21/article/466465/

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER