Türkoğuz Kılıçgedik yazdı: Ariflerin ve Yedi Ulu Ozanın Dört Kapı Öğretisi
GÜNDEMAraştırmacı Türkoğuz Kılıçgedik'in "Ariflerin ve Yedi Ulu Ozanın Dört Kapı Öğretisi" başlıklı makale kaleme aldı. Kılıçgedik'in makalesi şöyle:
ARİFLERİN VE YEDİ ULU OZANIN DÖRT KAPIÖĞRETİSİ
Öz
Makalede Alevi-Bektaşi Arif ve Ulu Ozanların ifadelerini, Dört Kapıdan her kapı öğretisine ve kademesine göre ayırıp kullanarak Arif ve Ozanların her kapı kademesine göre sarf ettikleri farklı öğretiye değinilmiş. Örneğin Şeriat Kapısında Peygamberlik öğretisine atfedilen Sünnetler ve farzlar diğer kapılarda aynı şekilde yoktur.
Benzer şekilde birçok Alevi-Bektaşi yazılı kaynakların belirtildiği gibi Şeriat Kapısında aşk (ilahi aşk) tanımı yokken, Tarikat ve sonraki kapılarda vardır. İnsanın insana kıble olması tabiri Tarikat Kapısında pir ve talip arasındaki manevi bağda başlar.
Hz. Ali Velayeti Şeriat Kapısında İmam, Tarikat Kapısında Pir, Marifet Kapısında Arif, Hakikat Kapısında Veli olarak tanımlanıp görev alır. Cem tabiri Tarikat Kapı ibadetinde ve sonrasında kullanılır.
Kendini bilmek Marifet Kapısında başlar. Kibir, öfke, kin, düşmanlık ve gıybet gibi kötü alışkanlıklar ancak Marifet Kapısı öğretisiyle yok olur. Yetmiş iki millete bir nazarla bakmak, ölmeden önce ölmek gibi üst, evrensel ve batin ilkeler daha çok Hakikat Kapısında vardır. Ancak diğer kapılarda rastlanmaz.
Dört Kapının her kademesi birbirini tamamlayan konuları işliyor. Kademe kaydedilip insanın iç ve ruhsal dünya ve bilinç düzeyi geliştikçe, bir o kadar da birbirinden farklı konular işleyip her kapı kademe arasında öğreti ve toplumsal farklar daha fazla belirgin hale geliyor.
Diğer önemli bir örnekte, Tarikat, Marifet ve Hakikat Kapı öğreti esaslarına aykırı söz, davranış ve eylem içinde olanlar düşkün ilan edilip ya bir alt kapıya ya da Şeriat Kapı kademesine geçer. Şeriat Kapı öğretisine göre yanlış yapanlara ise farklı bir hukuk işletilir.
Bu makale sadece yüzeysel olarak bu farklara dikkat çekmiş. Arif ve Ozanların bazı ifadelerini kullanarak Alevilik-Bektaşilik ve diğer İslam kesimi arasındaki öğreti ve toplum farkın kaynağı olan Dört Kapı öğreti ve sistem analizine kısaca değinmiştir.
Çünkü Arif ve Ozanların bu gibi Dört Kapı içindeki kademe öğreti farkı çoğu zaman Dört Kapı öğretisi dışına çıkarılarak art niyetli kişiler tarafından çok kolaylıkla amacı dışında ve siyasi amaç için istismar edilebiliyor.
Dört Kapı öğretisi daha geniş kapsamlı ve derinlemesine ele alındığında kurumsal yapı, ibadet, norm, ritüel, Kur’an yorumu gibi sayısızca ilke kademe farkları ile daha belirgin ortaya çıkar.
Alevi-Bektaşi Arif ve Ozanların ifadelerinden kısıntılı olarak yararlanarak aşağıdaki tespitler örnek olarak verilmiş. Ancak bu konu çok daha geniş kapsamlı olup tüm İslam oluşumunu, sosyal ve toplumsal normlarla, örnekte belirtildiği gibi Dört Kapı öğreti ve sistemi içinde kademeli olarak tek çatı altında bir düzene kavuşturur.
Alevi-Bektaşi Arif ve Ozan gibi yol uluları sıradan herkese açık söz, davranış ve eylemlerinde daha çok Şeriat Kapı öğretisini kullanmışlar. Çünkü Şeriat Kapı öğretisi herkese açıktır. Ancak herkese açık olmayan Tarikat, Marifet, Hakikat Kapı öğretisi ve kademesinde çok daha farklı ve gelişmiş ifadelere yer vermişler.
Arif ve ulu Ozanları Şeriat Kapı toplumu olan sıradan herkestenayıran özelikleri ve sahip olduğu deneyim ve bilgileri daha çok Tarikat, Marifet, Hakikat Kapı öğretilerine aittir.
Mevcut durumda tarih içindeki Alevi-Bektaşi yol uluların çoğu ocak, tekke ve dergâhlarda Dört Kapı eğitim öğreniminden geçerek bu öğretiyi öğrenip içselleştirerek yaymaya çalışmışlar.Özelikle sıradan herkese açık olan Şeriat Kapı ve sıradan herkese kapalı olan Tarikat ve Marifet Kapı öğretilerini bu konumuyla kendine rehber edinmişler. Yazılı kaynaklarda Hakikat Kapı öğretisine daha temkinli yaklaştıkları görülüyor.
Dört Kapı öğretisi çoğu zaman Dört Kapı ilkelerinden olan Kırk Makam" kavramları ve ilgi kapı kademeleri ileAlevi Arifleri tarafından izah edilerek kendi yazılı kaynaklarına yazı ve şiir şeklinde aktarmışlar.
Arif ve Ozanların Dört Kapı Öğreti Ve Kademeleri İçindeki İfadeleri
Arif ve Ozanların Şeriat Kapı Öğretisine Ait İfadeleri
Ahmet Yesevi; “Sünnetlerini sıkı tutup ümmet ol / Gece gündüz salat-selam söyleyip yakın ol."
Hacı Bektaşi Veli; “Şeriat Kapı toplumu olan Abidler yel gibidir. Yel gibi esmeyince ekinler samanından ayrılmaz, bütün âlem kokudan helak olurdu. Öyle ki bu dünyada ne varsa; helal, haram, temiz ve pis hepsi Şeriat ile malum (beli) olur.”
Mevlana; “Ne olursan ol, gel.İster kâfir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.”
Yunus Emre; "Bir kez gönül yıktınsa / Bu kıldığın namaz değil / Yetmiş iki millet dahi / Elin yüzün yumaz değil… Hak'tan ayrı kimse bilmez / Kafirmüselmankimdürür / Ben kılarım namazımı / Hak geçirdiyse nazımı.”
Virani; “İmdi ey tâlib! Fehm eyle ki namâzdahıBismillâhadedincedür. Zirâ üç kısım oldı. Salât-ı hazer, salât-ı sefer, salâtı cum’adur ki Bismillâh adedince üç kısım oldı.”
Nesimi; “Gel gel berü ki savm ü salâtın kazâsı var / Sensiz geçen sabâh u mesânınkazâsı yok.”
Kul Himmet; “On iki imamlara iman getürdüm / Vücudum kefenim biçtim ol demde.”
Fuzuli; “Men fakîrem sen ganîvergil zekât-ı hüsn kim / Şer' içinde hem manadur hem sana vâcib zekât.”
Yemini; “Hoş keramet madeni şahı velayettir Ali / Nuru Ahmet’tir (Muhammed) yakin, şem’i hidayettir Ali.”
Hatai; “Muhammed Ali’nin aldım elini / Hak deyip tuttuğum elden ayrılmam/ On İki İmâm’ın tuttum yolunu / Hak deyip tuttuğum yoldan ayrılmam.”
Arif ve Ozanların Tarikat Kapı Öğretisine Ait İfadeleri
Ahmet Yesevi; "Erkek ve kadına, oğul-kıza ilim farz dedi / 'Talebu'l-ilmi farizatun' deyip Rasul söyledi… / Aşkın bağını gezmeden âşık olunmaz/ Hakirlik-ağlamaklık çekmedikçe nefsin ölmez / Bir damlaya razı olmadan o inci olmaz / Razı olup has cevherinden aldım ben işte.”
Hacı Bektaşi Veli; “Tarikat toplumu olan Zahidler, ateş gibi gece gündüz yanmaları, kendilerini yakmaları lazımdır. Her kim, bu dünyada kendisini yakarsa, yarın ahirette türlü azaplardan kurtulacaktır. Şunu iyi bilin ki bir kez yanan başka zaman yanmaz…” “Benim Kabem İnsandır.”
Yunus Emre; "Benim bunda kararım yok, bunda (dünyadan) gitmeye geldim / Bezirgânım mataım çok, alana satmağa geldim / Ben gelmedim dâvi için benim işim sevi için / Aşkın yeri gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim.”
Nesimi; “Sadık olanların kıblesiyim, Âşık olanların maşukuyum / Hakk’a layık olanların Mansur’uyum, Meleklerin secde kıldığı makam benim…” “… Böyle kem zamanda cihana geldim / Talip olan eden erkândan şaştı / Onlar inkârından çözüldü gitti.”
Pir Sultan Abdal; “Çıkalım meydan yerine / Gidelim Ali seyrine / Can u başı Hak yoluna / Koyamazsın demedim mi / Pir Sultan Ali şahımız / Hakka ulaşır rahımız / Oniki imam penahımız / Uyamazsın demedim mi?”
Kul Nesimi; “Ezel meclisinde Kırklar ceminde / Muhammed nuruna bezendi Ali / Kırklar ile bile âyîn-i cemde/ Bu aşkın sırrına özendi Ali.”
Fuzuli; “Görmeyince ışkunıîmâna gelmez âşıkun / Yüz peygamber cem' olub gösterseler minmu'cizât.”
Yemini; “Bilen Allah bir, Muhammed-i Hak. Ali gösterir, bu sırrı mutlak”
Hatai; “Kırklar meydanına vardım / Gel beri ey can dediler / İzzet ile selam verdim / Gir işte meydan dediler / Kırklar bir yerde durdular / Otur deyü yer verdiler…” “Mürşidin nefesi Hakk nefesidir / Mürşid sözün tutmayanlar âsidir / Mürşidin rızâsıHakk rızasıdır / Hak deyüp tuttuğum yoldan ayrılmam.”
Virani; “Sırr-ı ilahi anlayıp bas kademin tarikata…”
Arif ve Ozanların Marifet Kapı Öğretisine Ait İfadeleri
Ahmet Yesevi; “Hak kulları dervişler, hakikati bilmişler / Hakk'a âşık olanlar / Hak yoluna girmişler / Hak yoluna girenler, Allah deyip gidenler / Erenleri izleyip mal ü mülkten geçmişler.”
Hacı Bektaşi Veli; “Tarikat Kapı toplumu olan Arifler, su gibi temiz ve arıdır. Hem arıdır hem de arıtıcıdır. Takva üzerinde olan Arifler, kibir, öfke, kin, düşmanlık ve gıybetten uzaktırlar.”
Yunus Emre; “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır / Okumaktan murat ne Kişi Hak'kı bilmektir”
Virani; “İhlas kemendini aldım elime / Marifette bir yol geçti önüme / Hakikatte su bağlandı gölüme / Katre idim bir ummana eriştim / Yolcu oldum cenan bula göz aldım / Üstad olup gerçeklerden söz aldım / Hey gaziler geç eriştim tez aldım / Canım arz ettiği cana eriştim / Virani sözleri gevherler piri / Dost elinden içtim abı kevseri / Evliya Enbiya Hakkın Mürseli / Yüz sürüben Şahı Merdana eriştim.”
Pir Sultan Abdal; “Koyun beni hak aşkına yanayım. Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan.”
Nesimi; “Hak tecellisiyle oldum, kendimi bildim; kendimi bilmeden gayrı, kimseler beni bilmedi.”
Kul Himmet; “Gel seninle bir ahd'aman edelim / Hal evinde hal olalım sevdiğim / Bağlanalım bir ikrara duralım / Yaradana kul olalım sevdiğim.”
Hatai; “Hakk erenler bir araya gelirse / Cümle âşıklara nasib verilse / ÂşikâreHakk gözüyle görülse / Hakkdeyüb tuttuğum yoldan ayrılmam.”
Arif ve Ozanların Hakikat Kapı Öğretisine Ait İfadeleri
Ahmet Yesevi; “Aşkı değse yakıp yıkar canı, teni / Aşkı değse viran eder kibri, benliği / Aşk olmasa kimse tanıyamaz Mevlam seni / Her ne yapsan, âşık eyle beni ey Rabbim.”
Hacı Bektaşi Veli; “Hakikat toplumu olan Muhipler, toprak gibi teslim ve rıza üzerindedirler. Bunların her kesin anlayamayacağı Batini meseleleri anlayan mana kavmidirler. Bu sebeple bir kimse kendini bilmeyince Tanrıyı nasıl bilecek ve görecektir.”
Yunus Emre; “Yetmiş iki millete aynı gözle bakmayan, halka müderris olsa, Hakka asidir.”
Virani; “Ali'dürsûret-RahmânAli'dürAli'dürşâfî-i rûz-ı kıyâmet.”
Yemini; “Ki ol nur’u velayet Ali’dir / Nur Ali’ye erişen velidir…” “…Hakk’ın kudreti sende ayandır / Velayet mülkinin sultanı Hayder”
Hatai; “Şah Hatâyî’mHakk bil tuttuğun eli / Zâhirde bâtında Hakk gördü onu / Gerçek erenlerden aldın haberi / Hakkdeyüb tuttuğum yoldan ayrılmam.”
Nesimi;Hallac-ı Mansur gibi daima en-el Hak söylemekteyim… / …Zira Hakk’ın tecelli ettiği Nesimî benim ve bendeki Hakk’ın sırrını açıklıyorum / Ben bir deli divaneyim, ama görün ki bende neler var…”
İlginizi Çekebilir