İstanbul
30 Temmuz, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

Ali Rıza Özkan: Kültür sanat ve toplumsal mücadele birbirinden ayrılamaz


Ali Rıza Özkan: Kültür sanat ve toplumsal mücadele birbirinden ayrılamaz
Almanya’dan Türkiye’ye uzanan çok yönlü bir kariyere sahip olan Ali Rıza Özkan ile hem sanat hem medya geçmişini, hem de Alevi toplumu için yürüttüğü mücadeleyi konuştuk

Sanatçı, gazeteci, yayıncı ve toplumsal hak savunucusu… Ali Rıza Özkan’ı tek bir unvanla tanımlamak mümkün değil. Almanya’dan Türkiye’ye uzanan çok yönlü bir kariyere sahip olan Özkan ile hem sanat hem medya geçmişini, hem de Alevi toplumu için yürüttüğü mücadeleyi konuştuk.

Bora Özizmirli: Sizi birçok alanda aktif bir isim olarak tanıyoruz. Sanatla nasıl tanıştınız?

Ali Rıza Özkan: Sanata şiir ile başladım, sonra tiyatro geldi. Almanya’nın Bochum şehrinde Türk üniversite öğrencileri ile başladığımız amatör çaba daha sonra Berlin’de Avrupa’daki ilk profesyonel Türk Tiyatrosu “Tiyatrom” ile sürdü. Aynı dönemde profesyonel fotoğrafçı olarak IBM reklamları çektim. Eğitimimi Berlin Hür Üniversitesi’nde Eğitim Bilimleri ve Görsel İşitsel Ana Bilim Dalı'nda tamamladım. Ayrıca Batı Berlin Film ve Televizyon Akademisi'nde (DFFB) sinema eğitimi aldım. Orada Andrey Tarkovsky, Teo Angelopulos gibi tanınmış yönetmenlerden dersler alma fırsatım oldu. Daha sonra alfabetizasyon ve halk eğitimi üzerine bir belgesel için Meksika’ya gittim. O belgesel, eğitim yoluyla yaşamın içinden gerçek insan hikâyeleriyle halkın dönüşümünü anlatıyordu.

Bora Özizmirli: Yazılı basında da iz bırakan bir geçmişiniz var. Hangi mecralarda yazdınız?

Ali Rıza Özkan: İlk yazım Bülent Habora’nın 70’lerde gençlik için çıkardığı bir dergide yayınlanmıştı. Daha sonra Türkiye’de 2000’e Doğru, Almanya’da Türkçe yayımlanan Umut, Ekin ve Mozaik dergileri için sinema yazıları yazdım. Ayrıca, yine Almanya’da Die Tageszeitung (TAZ) ve İsviçre’nin Die Wochenzeitung (WOZ) gazetelerinde makalelerim yayımlandı. Avrupa’da Türk göçmenlerin kültürel temsiline katkıda bulunmak önemliydi benim için. Bu yazılar, Türk göçmenlerin kültürel belleğini diri tutmaya yönelik bir çabanın parçasıydı.

Bora Özizmirli: Radyo ve televizyonculuk serüveniniz nasıl başladı?

Ali Rıza Özkan: Avrupa’daki deneyimimden sonra Türkiye’ye döndüğümde medya alanında aktif bir şekilde çalışmaya başladım. Radyo 2000’in kurucularından biriyim. Sonrasında Radyo Umut’ta genel yayın yönetmeni olarak görev aldım. Ulusal çapta ise Ulusal Kanal, Yurt Gazetesi, Cem TV gibi mecralarda genel yayın yönetmenliği yaptım. Hepsinde temel amaç, halkın haber alma hakkını savunmaktı.

Bora Özizmirli: Alevi toplumunun temsil mücadelesinde de aktif rol aldınız. Bu süreç nasıl gelişti?

Ali Rıza Özkan: Sivil toplum örgütlenmelerinde her zaman yer aldım. Kanaatimce, toplumsal yaşamın şekillenmesinde STK’lar siyasi partilerden de önde rol alırlar. 1993 yılında acısı üzerimizden hiçbir zaman kaybolmayacak Sivas katliamının ardından Hasret Gültekin’in mirasını yaşatmak üzere İstanbul’da bir kültür kooperatifi kurduk. Daha sonra, CEM Vakfı’nda genel müdür ve Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu’nda genel sekreter olarak görev aldım. Halen, İstanbul Horasan Erenleri Cemevi Derneği’nin başkanlık görevini sürdürüyorum. Alevi toplumunun anayasal haklardan eşit yurttaşlar olarak faydalanması gerektiğini her zaman savundum. 1990’larda Alevi Bektaşi toplumunu bölmek ve parçalamak amacıyla ortaya atılan “Ali’siz Alevilik” kavramını da bir asimilasyon projesi olarak görüyorum. Bu konuda 30 yıldır mücadele ediyorum. Aleviliğin tarihsel değerlerini dışlayan veya bozmaya yönelik her yaklaşım, bilinçli ve planlı bir kültürel soykırımın parçasıdır.

Bora Özizmirli: Sanat, medya ve toplumsal mücadele… Tüm bu alanlar sizce nasıl bir bütün oluşturuyor?

Ali Rıza Özkan:Sanat da, medya da, toplum da birbirinden ayrılamaz. Bu üçlü, insanın özgürleşme ve tekamül yolculuğunun farklı biçimlerde dışavurumudur. Sanat bir dili, medya bir sesi, toplum ise bu sesi yönlendiren vicdanı temsil eder. Benim için bütün bu alanlar tek bir mücadelede birleşiyor: insan olma ve insan onurunu koruma mücadelesi.

Bora Özizmirli:Son olarak, genç sanatçılara ve gazetecilere ne söylemek istersiniz?

Ali Rıza Özkan:Sadece sanatçı ve gazetecilere değil, tüm insanlığa mesajım: Cesur olun. Doğru bildiğiniz yolda, tarihsel hafızanızı kaybetmeden, sizi siz yapan kültürel ve tarihsel bağları koruyup sahiplenerek ilerleyin. Hem sanat hem de medya artık hızla otoriterleşerek ticarileşiyor; ama unutmayın, bu alanlar halkın aynasıdır. Ayna olmak için değil, ışık olmak için çabalayın.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 2
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!