Ali Rıza Özkan yazdı: Fetö’nün hedefindeki Aleviler

Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri ve genel yayın yönetmenimiz Ali Rıza Özkan'ın kaleme aldığı makalede, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Alevi Bektaşi toplumu içindeki sızma girişimleri ve faaliyetleri detaylı bir şekilde ele alındı.
Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri ve genel yayın yönetmenimiz Ali Rıza Özkan'ın kaleme aldığı makalede, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Alevi Bektaşi toplumu içindeki sızma girişimleri ve faaliyetleri detaylı bir şekilde ele alındı. Özkan, örgütün Aleviler arasında "içeriden saldırı" gerçekleştirdiğini savunarak, bu faaliyetlerin devlet ele geçirme stratejisinin bir parçası olduğunu vurguladı.
Makalede, FETÖ'nün örgütün Alevi toplumunda toplumu yönlendirecek kaynaklara hükmetmeyi amaçladığı ifade edilen yazıda, Cem Vakfı ve Cem TV'ye yönelik operasyonların bu amaca hizmet ettiği iddia ediliyor.
Ali Rıza Özkan'ın kaleme aldığı makale şöyle:
FETÖ’NÜN HEDEFİNDEKİ ALEVİLER
Alevi Bektaşilere “içeriden” saldıran bir kesim inkarcılar ise, diğer kesim de FETÖ’nün emrindeki sözde Alevilerdir.
Alevi Bektaşilerin içindeki FETÖ’cüleri hain darbe girişiminden önce de biliyorduk.
Son dönemde, gözle görülür biçimde eylemler ve etkinlikler düzenliyorlardı.
FETÖ’nün o dönem devlet içindeki gücünden faydalanmak isteyen kimi cemevlerini ve STK’ları bir kenarda tutarsak, FETÖ’nün asıl gücünü devletin Alevi politikalarını belirleme odağında görürüz.
FETÖ’NÜN ALEVİ İMAMI
Altını çizerek vurgulamamız ve unutulmaması gereken en önemli nokta, FETÖ’nün alışılageldik bir tarikat örgütlenmesi olmadığıdır.
FETÖ’nün tüm hedefi devleti ele geçirmek olduğu için, Alevi Bektaşiler içindeki çalışmasının temeli de toplumu yönlendirecek ana kaynaklara hükmetmekti.
Cem Vakfı’na ve Cem TV’ye yapılan operasyonun amacı buydu.
“Kara Süleyman” lakaplı, FETÖ’nün Alevilerden sorumlu imamı Süleyman Uysal, Ankara'nın Mamak ilçesine bağlı Tuzluçayır’da 2013'te temeli atılan “cami-cemevi projesi”ni yürüten kişiydi.
Ama Uysal,aynı zamanda “Ali’siz Aleviler”le de bağlantıyı sağlayan kişiydi.
SU TV’nin programlarına katılan kim tanımaz Süleyman Uysal’ı? Ali Kenanoğlu mu? Necdet Saraç mı? Turgut Öker mi?
FETÖ, Alevi Bektaşiler içerisinde en çok Ali’siz inkarcıları “sevdi”...
Ama, bu konuya sonra geleceğiz.
Ya, FETÖ organizasyonu olan Abant toplantılarına katılanlar? Hangisi tanımaz Süleyman Uysal’ı?
Veya beraber “bilimsel çalışmalar” yaptıkları Osman Eğri’yi? Prof. Dr. İştar Gözaydın mı? Prof. Dr. Ali Yaman mı? Prof. Dr. Niyazi Öktem mi? CHP Milletvekili Dr. Aykan Erdemir mi? AK Parti eski milletvekili Reha Çamuroğlu mu?
FETÖ’NÜN ALEVİ STK’LARI
FETÖ’nün hain darbe girişimi başarısız olunca olağanüstü hal (OHAL) kapsamında kapatılan çok sayıda dernek arasında 13 Alevi derneği de vardır.
Kimi uzmanlara göre, FETÖ’nün 1995 yılında Alevi Bektaşiler arasında başlattığı sızma faaliyetleri 2016 yılına gelindiğinde ülkenin farklı şehirlerinde faaliyet yürüten 13 STK’ya ulaşmıştı.
Yine buraya, FETÖ’nün Alevi Bektaşiler arasındaki “operasyonel” faaliyetlerinin başlangıç tarihi açısından 1993’te yapılan bir Gladyo eylemi olan Sivas katliamının kerteriz alınması gerektiğini not düşerek, konumuza devam edelim.
Kapatılan STK’lar şunlardı:
1- (İstanbul) Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu,
2- (İstanbul) Anadolu Alevi Derneği,
3- (İstanbul) Arifler Alevi Bektaşi Derneği,
4- (İstanbul) Canlar Alevi Bektaşi Derneği,
5- (İstanbul) Çerağ Alevi Bektaşi Eğitim ve Kültür Derneği,
6- (İzmir) Semah Alevi Bektaşi Eğitim ve Kültür Derneği,
7- (Bursa) Haydariye Alevi Bektaşi Derneği,
8- (Çorum) Nefes Alevi Bektaşi Kültür ve Eğitim Derneği,
9- (Gaziantep) Kırklar Alevi Bektaşi Kültür ve Eğitim Derneği,
10- (Mersin) Alevi Bektaşi Eğitim ve Kültür Derneği,
11- (Sivas) Ufuk Alevi Bektaşi Kültür ve Eğitim Derneği,
12- (Malatya) Şah-ı Merdan Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği,
13- (Ankara) Hacı Bektaş Veli Eğitim Kültür Sağlık ve Araştırma Vakfı.
Elbette, FETÖ’nün yukarıda listesini verdiğim STK’lar dışında da dernek ve vakıfları vardı.
Halen faaliyette olan Cem Vakfı, Hacı Bektaş Anadolu Kültür Vakfı ve Alevi Kültür Dernekleri gibi kuruluşlara yapılan sızmalarla ilgili bazı bilgiler basına da yansımıştı.
FETÖ’NÜN ALEVİLERİ NE YAPIYOR?
Ancak, üzücü olan 2016 yılından bugüne kadar, SETA’nın bir uzmanı tarafından son derece yetersiz ve basından derlenen bazı bilgilerle yazılan bir belgesi dışında, FETÖ’nün Alevi Bektaşiler arasındaki faaliyetlerini mercek altına alıp inceleyen bilimsel bir çalışmanın olmayışıdır.
Aynı şekilde, gece gündüz “asimilasyon” diye bağıran kimi kuruluşların FETÖ’nün Alevilerle ilgili ajandası hakkında tek bir çalışması yoktur!
“Siyasal tarih uzmanı” Alevi akademisyenlerin de bu konuya neden ilgi göstermedikleri anlaşılır değildir.
Bu tutumun kasıtlı mı, yoksa vurdumduymazlık mı olduğunu önümüzdeki dönemeçte anlayacağız.
Bir diğer konu ise, kapatılan dernek yöneticilerinin faaliyetlerine kimsenin dikkati çekmeyişidir.
Örneğin, Samsun’da bir “Kerrariye Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği” var ve etkinliklerine FETÖ bağlantısı sebebiyle kapatılmış bir derneğin başkanını konuşmacı olarak çağırıyor. Neden?
Benzer onlarca örnek verebilirim.
“Güvenlik bürokrasisi” FETÖ’nün Alevi Bektaşilerle ilgili çalışmalarını izleme konusunda yetersiz mi, ilgisiz mi bilemiyorum.
FETÖ NEDEN ALEVİ BEKTAŞİLER ARASINDA ÇALIŞIYOR?
Bu noktada, cevaplanması gereken en önemli soru, FETÖ’nün Alevi Bektaşilere yönelik çalışmalarının amacıdır.
Kimileri FETÖ’nün Alevileri asimile etmeyi hedeflediğini iddia ederken, AK Parti’ye yakın kimi çevrelerden “Alevi Açılımı’na sızarak, projenin sahiplenilmesi” amaç olarak ifade ediliyor.
Halbuki, FETÖ’nün Alevi Bektaşilere yönelik faaliyetlerinin ana unsurlarını 1) Abant toplantıları, 2) cami-cemevi projesi ve 3) “sözde” Alevi dernekleri oluşturuyordu.
FETÖ’nün devleti ele geçirme hedefi ile son derece uyumlu olan bu çalışmalar da, Alevi Bektaşiler arasında FETÖ yönetici kadrosu yetiştirmeye, deyim yerindeyse “ıslah edilen” kimi unsurları devşirmeye yöneliktir.
Dolayısıyla, hem “asimilasyon” iddiası, hem de “Alevi açılımına sızma” iddiası FETÖ’nün asıl hedefi olan, devlet ele geçirme planını ıskalayan, dikkate almayan veya gözden kaçıran açıklamalardır.
Kanaatimce, FETÖ geçmişte de, bugün de devşireceği kişilere “devleti yönetecek kadro” açısından yaklaşır.
Dolayısıyla, FETÖ için Alevi Bektaşilerin toplum olarak değil, ama onlar üzerinde etkili olacak kişileri devşirmeye odaklandığı gerçeği, FETÖ faaliyetlerinin de en kritik noktasıdır.
Unutulmaması gereken en önemli nokta ise, FETÖ’nün başından itibaren seçkinlerden oluşan bir “kadro hareketi” oluşudur.
Buradan hareketle şunu söyleyebilirim: FETÖ’nün orduyu, yargıyı ele geçirmekteki maksadı ne ise, Alevi Bektaşilere ilgisindeki maksadı da aynıdır.
Ve “aynı derecede” milli güvenlik sorunudur!
FETÖ’nün Alevi kadrosu bugün ne yapıyor, derseniz...
Su uyur, FETÖ uyumaz derim!
Bir sonraki yazımızda, FETÖ’nün 2016 sonrasındaki faaliyetlerine göz atacağız.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- Ardan Zentürk: Kapitalizm öldü, dünya oligarşi tarafından kontrol ediliyor
- Av. Erdem Cömert yazdı: Erdebil Dergâhı’ndan Horasan’a uzanan yolun eşiğinde
- Ali Rıza Özkan yazdı: Fetö’nün hedefindeki Aleviler
- Eskişehir'in Tepebaşı ilçesindeki cemevinin temeli atıldı
- Oslo'da Nobel Barış Ödülü tartışması büyüyor
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN





Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.