CEM VAKFI: Oda TV haberi görüşümüzü yansıtmıyor

İnkarcıların Abdal Musa yalanı ifşa olduHaberi görüntüle

Cumhuriyetçi Eğitim Merkezi Vakfı (CEM VAKFI) Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi eski Başkanı Alirıza Özdemir’i hedef alan Oda TV haberinde ifade edilen görüş ve değerlendirmeleri paylaşmadıklarını, ayrıca görüşüne başvurulan kişinin de vakfı temsil etme yetkisinin olmadığını bildirdi.

Bilindiği gibi, Oda TV Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurduğu Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kaldırılmasını talep eden çevrelerin sözcülüğünü yapan onlarca habere imza attı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin birlikte hayata geçirdikleri “toplumsal barış projesi”nin iki önemli ayağından birisi Alevi Bektaşi toplumunun inanç ihtiyaçlarının karşılanarak toplum ve devletle bütünleşik milli birliğin temel bileşenleri arasına almaktı.

Bu proje, özellikle de Siyonist İsrail’in ülkenin toplumsal fay hatlarını kışkırtarak Türkiye’yi iç ve dış siyasi arenada zor durumda bırakmak hedefini boşa düşürmeyi ön görüyordu.

ODA TV’NİN HABERİ

Şimdiye kadar, başta DSP, MHP ve CHP olmak üzere, pek çok parti ile Kartal ilçesinde siyasete girme girişimlerinde bulunan Cem Vakfı üyesi Ercan Güvenç ile yapılan haberde önceki başkan Alirıza Özdemir’in Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı döneminde “Aleviliğin, Şia anlayışına kaydırılarak bir teolojik sistem” yaratılmak istendiği iddia ediliyordu!

Özdemir’in başkanlığı döneminde kurumla birlikte etkinlikler düzenleyen, Alevi Bektaşi inancının çeşitli yönlerini ele alan yüzlerce akademisyeni ve başta Alevi Bektaşi inançlılar olmak üzere yüzbinlerce destek veren insanları da töhmet altında bırakan bu iftirayı genellikle kendilerini “mütedeyyin” olarak kamufle eden İsrail bağlantılı odaklar ortaya atıyor.

Oda TV’nin yıllarca bir MOSSAD subayını köşe yazarı olarak barındırdığını ve FETÖ’nün de olmayan bir “Selam Tevhid” adlıörgüt uydurarak ülke içinde kurduğu kumpasları hatırlayanlar için siyasi müflis Ercan Güvenç’e “Şia iftirası” attırılarak asıl hedefin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli’nin birlikte hayata geçirdikleri “terörsüz Türkiye” projesi olduğu düşünülüyor.

İŞTE CEM VAKFI AÇIKLAMASI

Oda TV adlı haber sitesinde, 20 Temmuz 2025 tarihinde “Alevilerin gündemi: Başkanlıkta neler değişti... Yeni başkan yeni umut” başlığı altında yayınlanan haber içeriği ve yorumlar Cumhuriyetçi Eğitim Merkezi Vakfı (CEM VAKFI)’nın görüşleri ve/veya açıklaması değildir.

CEM VAKFI bünyesinde “Basın Sözcüsü” veya benzeri bir sıfatla kuruluşumuzun resmi görüşlerini açıklamak üzere yetkilendirmediğimiz bir kişinin sadece kendi kişisel yorum ve değerlendirmelerinden ibaret sözlerinin Oda TV haber sitesi tarafından yapılan haberin sunumunda ve veriliş tarzında “CEM VAKFI’nın yorum ve değerlendirmeleri olarak algılanacak bir üslupla işlenmiş olması” üzerine, bu açıklamayı yapmak zorunlu hale gelmiştir.

Kamuoyunun bilgisine arz ederiz.

CEM Vakfı Genel Merkezi

“BİRİLERİ” PASİF BİR BAŞKANLIK İSTİYOR!

Oda TV’nin sözcülüğüne soyunduğu odakların Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kısa sürede bu inanç grubu içerisinde kabul görmesinden ve benimsenmesinden de rahatsız oldukları ve kurumu pasifize etmeyi hedefledikleri anlaşılıyor.

Halbuki, 9 Kasım 2022 tarihli ve 32008 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 112 Nolu “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ile kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın görevleri açıkça ifade edilmişti.

“(1) Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının görev ve yetkileri şunlardır:

a) Cemevlerinin ve ihtiyaçlarının belirlenmesine yönelik çalışmalar yapmak, cemevlerindeki hizmetlerin etkin ve verimli yürütülmesini koordine etmek,

b) Cemevlerinin Başkanlıkça belirlenen hizmetlerinin gördürülmesi için yerel yönetimlere veya yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına ödenek aktarımına ilişkin iş ve işlemleri yürütmek,

c) Alevi-Bektaşilik hakkında tüm yönleriyle, sosyal ve beşerî bilimler bütünlüğü içinde bilimsel araştırmalar yapmak, yaptırmak ve bu konularda seminer, sempozyum, konferans ve benzeri ulusal ve uluslararası etkinlikler düzenlemek, özgün bilgi üretimi için uygun ortamlar hazırlamak, yayınlar yapmak ve bu alandaki çalışmaları desteklemek,

ç) Alevi-Bektaşilikle ilgili akademik faaliyetleri desteklemek amacıyla üniversiteler ve ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak,

d) Alevi-Bektaşiliği yurtiçinde ve yurtdışında bilimsel yönüyle araştırmak, derlemek ve bu amaçla yapılan çalışmaları desteklemek,

e) Görev alanı kapsamında ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşların bilimsel çalışmalarını ve bu alandaki yayınlarını takip etmek, gerekli görülenleri tercüme ettirerek basılmasını ve yayımlanmasını sağlamak,

f) Alevi-Bektaşilikle ilgili eğitim ve kültür faaliyetlerini yürütmek ve desteklemek,

g) Bakan tarafından verilen diğer görevleri yapmak.”

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın görev alanını “lojistik destek sağlama” ile sınırlandırmak demek, aslında kuruluş kararnamesinde belirtilen görev tanımına karşı gelmek demektir.

Özellikle de şu ifadelerle yeni başkanın da zan altında bırakılmak istendiği anlaşılıyor: “Sayın Esma Ersin’in başkanlık görevine atanmasıyla birlikte, kurumun asli kuruluş amacı olan cemevlerine lojistik destek sağlama görevinde kalacağına dair beklentimiz yüksektir.”

Bu ifadeyi yine Oda TV’nin Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’ndaki görev değişiminin hemen ardından yeni başkan Esma Ersin hakkında yaptığı habere iliştirdiği “not” ile birlikte “okumak” gerektiğini düşündüğümüz için okurlarımızla paylaşıyoruz:

Oda TV o haberinde, yeni Başkan Ersin’in öz geçmişi ile ilgili şu detayı vermişti: “Kaynaklar, Esma Ersin isminin AKP'de çok benimsenmediğini, daha önce kadın kollarındaki bir görevinden açıklanmayan sebeplerle alelacele uzaklaştırıldığını hatırlatarak, bütün bu tepkilere rağmen yapılan atamanın şaşkınlık yarattığını ifade etti.”

Yeni Başkan Ersin “cemevlerine lojistik destek sağlama görevinde kalacağına” dair “beklentiler” karşılanmazsa, Oda TV tarafından kendisine karşı karalama kampanyası başlatılacağına şimdiden emin olabilir.

Öte yandan, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın çalışmalarının “Şia anlayışına kaydırıldığı” ve “uyarılarla” bu sözde tehlikenin “engellendiği” iddiasının haber değeri yoktur ama “tetikçilik değeri” vardır ki, bunu da güvenlik bürokrasinin değerlendirmesi gerekir.