Cuma Erçe’nin Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na yönelik asimilasyon iddialarına eleştiri

Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın çalışmaları ve anayasal haklarHaberi görüntüle

Alevi Haberler Genel Yayın Yönetmeni Ali Rıza Özkan, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe’nin Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı “asimilasyon merkezi” olarak nitelendiren açıklamalarına sert bir eleştiri getirdi. Özkan, Erçe’nin iddialarını traji-komik bulduğunu belirterek, bu söylemlerin cehalet içinde şekillendiğini savundu.

 

Özkan’a göre, Erçe’nin son eleştirisi, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın düzenlediği Pir Sultan Abdal dinletisi afişine dayanıyor. Erçe, afişte Pir Sultan Abdal’ın portesinde sazın kaldırıldığını, ellerinin rükû şeklinde bağlandığını ve boynunda teslim taşı görünmediğini iddia ederek bunu “asimilasyon delili” olarak sundu. Ancak Özkan, Erçe’nin bu iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Özkan, “Rükûda duran insanlar sırt ve baş hafif eğik olacak şekilde eğilirler. Halbuki afişte resmedilen Pir Sultan Abdal’ın elleri rükû şeklinde bağlanmış değil. Ortada rükû yok!” dedi. Ayrıca, Pir Sultan Abdal’ın “babagan Bektaşi” olmadığını, dolayısıyla teslim taşı takmasının zorunlu olmadığını belirtti. Özkan, Erçe’nin ne rükû duruşunu ne de teslim taşının anlamını bildiğini öne sürerek, “Bir öğretmenin zihin dünyasına bakar mısınız?” diye sordu.

Özkan, afişin ve PSAKD’nin sıkça kullandığı “7 Ulu Ozan” resminin aynı sanatçı, Ali Can Meydan tarafından tasarlandığını ifade etti. Erçe’nin bu resmi “gerçek” sanarak asimilasyon iddiasında bulunmasını “insani bir trajedi” olarak nitelendirdi. Özkan, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın daha önce Pir Sultan Abdal’ın elinde bağlama olan görseller kullandığına ve kendi logosunda dört teslim taşıyla Alevi inancına saygı gösterdiğine dikkat çekti. Ayrıca, Başkanlığın cemevlerine saz-bağlama dağıttığını, zakirlerin saz çalmasını teşvik ettiğini ve gençlere bağlama kursları için destek verdiğini belirtti.

Özkan, Erçe’nin asimilasyon iddialarını samimiyetsiz bulduğunu ifade ederek, Erçe’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Hacı Bektaş Veli’yi “Cemil İpekçi gibi” çizdiği bir kitaba veya Alevilerin Mezarlıklar Müdürlüğü’ne bağlanmasına tepki göstermediğini hatırlattı. “Erçe ve saz arkadaşları, Pir Sultan Abdal için ne yaptı? Beste yarışması mı açtılar, tiyatro mu yazdırdılar? Hiçbirini yapmadılar, hatta yapmak isteyenlere engel oldular!” diyerek PSAKD’nin Alevi kültürüne katkıda bulunmadığını savundu.

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın cemevlerinden tekkelere, anmalardan kültürel etkinliklere kadar geniş bir alanda hizmet verdiğini ve Alevi toplumunun takdirini kazandığını belirten Özkan, kurumun Aleviliği siyasetin ve terör örgütleriyle iltisaklı çevrelerin etkisinden uzak tuttuğunu vurguladı. Erçe’nin, PKK’nın kurucularından Mazlum Doğan’ın izinde olduğunu açıkça ifade ettiğini ve Aleviliği “ayrı bir din” olarak tanımlayan çevrelere destek verdiğini iddia eden Özkan, “Erçe’nin Alevi toplumunu terörün kirli oyunlarına alet etme çabası gözlerden kaçmıyor” dedi.

Özkan, Erçe’nin açıklamalarının Alevi toplumunda giderek etkisini yitirdiğini, PSAKD’nin birçok şubesinin bile Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile işbirliği yaptığını belirtti. “Cuma Erçe ve saz arkadaşları traji-komik duruma düşüyor, ama Alevi-Bektaşi toplumu bu numaraları yemiyor” diyerek, Başkanlığın Alevi kültürünü ve inancını merkeze alarak toplumu birleştirdiğini ifade etti.