Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na kimler, neden operasyon çekiyor?

Tuncay Altun yazdı: Ali Rıza Özdemir bir fırsattırHaberi görüntüle

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez, 2022 yılında Alevi-Bektaşi toplumu ile doğrudan ilişkili bir kamu kurumu olan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kuruldu.

Bu adım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atılmış, devlet ile Alevi-Bektaşi toplumunun kurumsal bağı güçlendirilmek istenmişti. Bu gelişme, geniş bir kesim tarafından “devrim niteliğinde” olarak nitelendirilmişti.

2023 Ekim ayı itibarıyla atanan yeni başkan Alirıza Özdemir Alevilik ve Bektaşilik üzerine yazılmış onlarca kitabı, yüzlerce makalesi ile tanınıyordu.

Alevilik Bektaşilik alanında uzmanlığı ve akademik birikimiyle kuruma yeni bir vizyon kazandır an Özdemir, göreve geldikten sonra 355 cemevinin bakım-onarımını gerçekleştirdi, 72 büyük etkinlik organize etti. Tüm bu faaliyetler, 258 milyon TL’lik ödenekle, etkili ve şeffaf biçimde yürütüldü.

Ancak 2024’ten bu yana, özellikle bazı medya organları ve çevreler tarafından Başkanlık ve Özdemir’e karşı sistematik bir karalama kampanyası yürütülüyor. Bu kampanyanın en dikkat çekici ayaklarından birini ise OdaTV oluşturuyordu.

8 AĞUSTOS: PLANLI BİR MEDYA OPERASYONU BAŞLANGICI MI?

OdaTV’nin Özdemir hakkındaki haberleri 8 Ağustos 2024 tarihinde başladı. O tarihten bu yana Başkanlık kurumunu ve Özdemir’i hedef alan haberler art arda yayınlandı. Bu içeriklerin, hem konularının seçimi hem de kullanılan görselleriyle bir “algı mühendisliği” taşıdığı iddia ediliyor.

Haberlerde, Alirıza Özdemir hedef gösterilirken, FETÖ geçmişiyle anılan eski başkan Ali Arif Özzeybek’in olumlu biçimde öne çıkarılması dikkat çekiyor.

Bu durum, Özzeybek’in OdaTV’deki haberlerin arkasında yer aldığı iddialarını güçlendiriyor.

Yayımlanan haberlerde kullanılan başlıklar, fotoğraflar ve içerik dili, okurun algısını yönlendirmeye yönelikti. Özdemir'in sözleri ve kitaplarından yapılan bağlam dışı alıntılar, onun “Şii”, “İrancı” veya “mezhep ithalatçısı” olduğu yönünde sahte bir algı oluşturmak için kullanıldı.

ODATV, MEHMET ÇEK VE ALİ ARİF ÖZZEYBEK ÜÇGENİ

Haberlerin sosyal medya ayağını ise gazeteci Mehmet Çek yürütüyor. Her OdaTV haberi, aynı sosyal medya kullanıcıları tarafından eş zamanlı paylaşılırken, altlarına atılan yorumlar ve RT’ler hep aynı kişilerden geliyor.

Mehmet Çek’in, geçmişte Ali Arif Özzeybek’i yoğun şekilde övdüğü ve OdaTV tarafından da parlatıldığı biliniyor. 

Ancak Mehmet Çek’in bilinmeyen yönü, geçmişte yasadışı aşırı sol örgütlerle ilişkili, Türkiye düşmanı  açıklamaları ve Ermeni soykırımı yalanını destekleyen bir figür olmasıydı.

2021 yılında Paris’teki sözde soykırım anıtı önünde düzenlenen Türkiye karşıtı törenin aktif organizatörlerinden olarak saygı duruşunda bulunmuş, burada Türk milletini soykırımla suçlayan açıklamalar yapmıştı. 

Bugün ise aynı isim, Cemevi Başkanlığına ve Başkan Özdemir’e karşı yürütülen medya operasyonunun kalemlerinden biri konumunda ve Odatv’de desteklenen, sıkça olumlu haberlerle “parlatılan” bir isim haline gelmiştir.

ODATV: YAZDIKLARINIZ İTİNAYLA ÇARPITILIR!

Mehmet Çek, 28 Ocak 2025’te sosyal medya hesabından “Devlet eliyle Şiicilik propagandası mı?” başlıklı bir yazı paylaştı.

Yazı, kısa sürede OdaTV tarafından manşete taşındı.

Yazıda Özdemir’in “Alevilik Bildirgesi” adlı kitabından cımbızlanan ifadelerle, yazar “Şiicilik” ve “İrancılık”la suçlanıyordu. 

Oysa sözkonusu kitapta tam tersi bir yaklaşım görülüyordu. Yüzlerce Alevi inanç önderi tarafından da sahiplenilerek imzalanan “Alevilik Bildirgesi” adlı kitabında Özdemir’in İran’ın mezhepsel yayılmacılığına karşı çıktığı ve Alevi toplumunu uyardığı da açıkça yer alıyor.

Kitabı bütün olarak okuyan biri için bu suçlamaların mesnetsiz olduğu ortada.

ODATV’NİN UNUTTUĞU GERÇEKLER

Alirıza Özdemir, Alevilik-Bektaşilik konusunda uzman biri olmasının yanı sıra, geçmişte etnik köken tartışmalarını da bilimsel çalışmalarla ele almış bir isim.

Zazaca ve Kürtçe konuşan bazı aşiretlerin Türkmen kökenine vurgu yaptığı çalışmaları “Kayıp Türkler”, “Kürt Aleviliği” ve “Dersimliler Ermeni mi?” gibi kitaplarında işledi. Bu bilimsel yaklaşımlar, bazı çevrelerde rahatsızlık yaratmışa benziyor.

Üstelik, aynı Özdemir, daha önce OdaTV’de de yazarlık yapmış ve orada yayımlanan yazılarında da Şiiliğin Aleviliği asimile edemeyeceğini savunmuştu. Yani bugün OdaTV tarafından “İrancı” olmakla itham edilen Özdemir, geçmişte tam aksini savunuyordu – hem de OdaTV’nin kendi sayfalarında!

BU OPERASYONUN ASIL AMACI NE?

Ortada net bir tablo var: Özdemir’in akademik ve kurumsal çalışmaları, hem etnik milliyetçi, hem de Ali’siz Alevilik savunucularını rahatsız ediyor.

Ayrıca kurumun devletle güçlü bağ kurması ve Alevi toplumunda bir meşruiyet zemini oluşturması bazı grupların işine gelmiyor.

Daha da önemlisi, bu operasyonun medya ayağında yer alan isimlerin sicilleri, kimler adına çalıştıkları sorusunu gündeme getiriyor.

Mehmet Çek’in Ermeni lobisiyle olan geçmişi, Özzeybek’in FETÖ iddialarıyla gündeme gelen siyasi kariyeri ve bu isimlerin OdaTV'de buluşması, bu operasyonun “yerli, milli ve samimi” olmadığını düşündürüyor.

SONUÇ: ODATV KİM ADINA KONUŞUYOR?

OdaTV’nin bir süredir Cemevi Başkanlığı üzerinden yürüttüğü bu yayınlar, basit bir eleştirinin ötesinde sistematik bir itibarsızlaştırma kampanyası izlenimi veriyor. Alirıza Özdemir’in kişiliği, akademik çalışmaları ve devletle kurduğu ilişki hedef alınıyor.

Sorulması gereken soru şu: Bu kadar karmaşık bağlantılara sahip şahıslar neden şimdi sahaya sürülüyor? Ve OdaTV, bu oyunun neresinde duruyor?

Türkiye’de Alevi toplumuna devlet eliyle bir kurumsal temsil kazandırılmışken, bu temsilin çökertilmesine yönelik çabalar, bir medya operasyonunun ötesinde, bir üst akıl organizasyonu olarak görülmeyi hak ediyor. OdaTV ise bu organizasyonun kullanışlı aracı gibi görünüyor.

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı bugün hem kültürel mirası koruyan hem de toplumun devletle olan ilişkisini yeniden inşa eden bir yapıya kavuşmuştur. Alirıza Özdemir’e yönelik saldırılar sadece bir şahsiyete değil, kuruma, hizmete ve topluma yönelmiştir. 

İşte o nedenle, asıl sorulması gereken şu: Bu kampanyaların arkasında kim var ve neden rahatsızlar?