Alirıza Özdemir yazdı: “Kürt Aleviliği” inşası boşuna bir uğraştır

Alirıza Özdemir: Şah İsmail ve Sultan Selim Türk tarihinin büyük hükümdarlarıdırHaberi görüntüle

Türk Aleviliği üzerine uzun yıllardır araştırmalar yapan yazar ve Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Önceki Dönem Başkanı Alirıza Özdemir, son dönemde gündeme gelen "Kürt Aleviliği" kavramını sert bir dille eleştirdi. Özdemir'in kaleme aldığı kitabı Kürt Aleviliği'nde, bu kavramın tarihi, kültürel ve sosyolojik temellerinin bulunmadığını savunarak, "Bu türden çalışmaların başarıya ulaşmasının imkânı yoktur" dedi.

Sosyal medya platformu X'te (eski adıyla Twitter) paylaştığı uzun bir yazıda Özdemir, son dönemde Türk Aleviliği'nden bağımsız bir "Kürt Aleviliği"nin var olduğu veya Aleviliğin bir "Kürt yaratması" olduğu yönündeki iddialara yanıt verdi. Yazar, bu iddiaların "havada uçuştuğunu" belirterek, Kürtlerin İslam öncesi ve sonrası dini tarihine dair detaylı bir inceleme sundu.

"PKK etkisi ile “Kürt Aleviliği” inşasını savunanlar, Alevi olmuyorlar. Hz. Ali ve Ehlibeyt düşmanı kesilip ateist, deist, panteist, doğacı vb oluyorlar." diyen Alirıza Özdemir'in açıklaması şöyle:

“KÜRT ALEVİLİĞİ” İNŞASI BOŞUNA BİR UĞRAŞTIR. 
ÇÜNKÜ TARİHİ, KÜLTÜREL VE SOSYOLOJİK TEMELLERİ YOKTUR.

SON dönemlerde Türk Aleviliğinden bağımsız olarak bir “Kürt Aleviliği” olduğu hatta Aleviliğin bir “Kürt yaratması” olduğu yönündeki iddialar havada uçuşuyor.

Bu türden çalışmaların başarıya ulaşmasının imkânı yoktur. Çünkü “Kürt Aleviliği” inşasının tarihi, kültürel ve sosyolojik temelleri yoktur.

Kürtler, İslam’dan önce genelde Zerdüştlük az kısmı ise Hıristiyanlık dinlerine mensuptu. Müslüman olduktan sonra da önce Harici daha sonra Şafi mezhebine girdiler.

17. yüzyılda Evliya Çelebi ile Şeref Han, Kürtlerin çoğunlukla Şafi, az kısmının ise Yezidi olduğunu söyler. Kızılbaş, Alevi veya Bektaşi gibi Kürt topluluğundan bahsetmemişlerdir.

Bu dönemden sonra bazı Türkmen aşiretleri Zazaca ve Kurmançça öğrenmiş ancak bu aşiretler de Horasan’dan geldikleri ve Türk oldukları bilgisini bugüne kadar taşımışlardır.

“Kürt Aleviliği” inşasında kullanılan Zerdüştlüğün Alevilikle ilgisi yoktur. Diğer Ortadoğu dinlerinde olmayıp da Alevilikle Zerdüştlük arasında olan tek ortak özellik yoktur.

“Kürt Aleviliği” inşasında kullanılan Ebu Müslim Horasani’nin Alevilikle ilgisi yoktur. Klasik Sünni bir savaşçıdır. Halk hikayeleri ve Emevileri yıkması nedeniyle Alevilerin sempati ile bakılan biridir.

“Kürt Aleviliği” inşasında kullanılan Ebu’l Vefa Bağdadi’nin Alevilikle ilgisi yoktur. Klasik Sünni bir mutasavvıftır. Menakıbnamesinde “ilk üç halifeyi” savunarak Alevileri yola getirdiği uzun uzun anlatılmıştır.

“Kürt Aleviliği” inşasında kullanılan Yezidiliğin Alevilikle ilgisi yoktur. Yezidilik, Emevi sevdalısı klasik bir tarikat olarak ortaya çıkmış, 14. yy.dan sonra da bugünkü şekline evrilmiştir. Son emirlerinden biri “Muaviye” adını taşır.

“Kürt Aleviliği” inşasında kullanılan Ehl-i Hakların Alevilikle ilgisi yoktur. Ehli Haklar, Safeviler ve yeniçeri garnizonları üzerinden Alevilikten ve Bektaşilikten etkilenmişlerdir.

Bu liste böyle uzar gider…

PKK etkisi ile “Kürt Aleviliği” inşasını savunanlar, Alevi olmuyorlar. Hz. Ali ve Ehlibeyt düşmanı kesilip ateist, deist, panteist, doğacı vb oluyorlar.

Atalarının inancını linç edercesine içini boşaltıyorlar. Kalplerinde imanın zerresi bulunmuyor.

“Ali’siz Alevilik” ifadesini ilk kez Şafi Kürt kökenli olan etnik ayrılıkçı Faik Bulut icat etmişti.

Şimdi yine Şafi Kürt kökenli kişiler, Ali’siz Alevilik üzerinden Aleviliğin içini boşaltıp Alevi çocuklarını dine, devlete, millete düşman hale getirmek istiyorlar.

Alevi toplumu, nice ateş çemberinden çıkmış bir toplumdur. Bundan da güçlenerek çıkacaktır.

Kaynak: https://x.com/etnojenez/status/1998861114818572656