Site en üst
İstanbul
18 Aralık, 2025, Perşembe
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

AVF Başkanı Doğan Alevi Sinema Günleri'ni anlattı


AVF Başkanı Doğan Alevi Sinema Günleri'ni anlattı
Alevi Vakıflar Federasyonu Genel Başkanı Haydar Baki Doğan, BirGün gazetesi ile yaptığı röportajda, Uluslararası Alevi Sinema Günleri'ni niçin yaptıklarını anlattı.

 Alevi Vakıflar Federasyonu Genel Başkanı Haydar Baki Doğan, BirGün gazetesiile yaptığı röportajda, Uluslararası Alevi Sinema Günleri'ni niçin yaptıklarını anlattı.

Alevi Vakıflar Federasyonu Genel Başkanı Haydar Baki Doğan, BirGün gazetesi ile yaptığı röportaj şöyle:

Sinema günleri ile Alevi-Bektaşi mirası

Bu yıl ikinci kez düzenlenecek olan Uluslararası Alevi Sinema Günleri Atlas Sineması’nda başlıyor. Dr. Haydar Baki Doğan, genç sinemacılara alan açmayı hedeflediklerini belirterek “İnanç temelli ve birlikte yaşama idealine odaklanan bir seçkimiz var” dedi.

Alevi Vakıfları Federasyonu tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Alevi Sinema Günleri, bu yıl 19-21 Aralık arasında İstanbul Beyoğlu’ndaki Atlas Sineması’nda seyircileri ağırlıyacak. Etkinlik, Alevi-Bektaşi inanç ve kültür mirasını sinema aracılığıyla görünür kılmayı ve kolektif hafızayı güçlendirmeyi hedefliyor. Sinemanın Alevi inancının kültürel temsilini güçlendiren bir alan olduğunu vurgulayan ve izleyicileri etkinliğe davet eden Alevi VakıflarıFederasyonu Genel Başkanı Dr. Haydar Baki Doğan ile sinema günlerini konuştuk.

Alevi Sinema Günleri hangi ihtiyaçtan doğdu?

Alevi-Bektaşi toplumunun zengin kültürel ve düşünsel mirasının sinema alanında görünür kılınması ihtiyacından doğdu. Alevi-Bektaşi geleneği, edebiyattan müziğe, resim sanatından sözlü kültüre kadar Anadolu’nun sanat tarihinde hayati bir yere sahiptir. Nitekim bir tarihçinin de ifade ettiği gibi, “Alevileri çıkarırsanız Türk edebiyatı kalmaz.” Bugün müzikte, edebiyatta ve tasavvuftan beslenen sanatsal üretimlerde bu etkinin izlerini açıkça görmek mümkündür. İnsanı merkeze alan, hoşgörü, kardeşlik ve dayanışmayı temel alan bu inanç ve kültür, sanatçılar için de güçlü bir ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Alevi Sinema Günleri, bu anlayıştan beslenen sinema eserlerini izleyiciyle buluşturmayı, bu alandaki üretimleri görünür kılmayı ve toplumsal farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda festival, insan onurunu önceleyen, birliği ve ortak yaşam kültürünü güçlendiren bir toplum özlemini sinema diliyle ifade etme ihtiyacının bir sonucudur.

Seçkide Alevi kimliğinin temsiline nasıl bir yaklaşım benimsediniz?

Türkiye’de, ne yazık ki mezhepçi kışkırtmaları ve toplumda önyargı üreten yaklaşımları yeniden üreten sinema örnekleri de mevcut. Ancak bu tür negatif temsilleri merkeze almayı tercih etmiyoruz. Bu örneklerin eleştirel analizini akademik çalışmalara ve bilim insanlarına bırakmak gerektiğine inanıyoruz. Önceliğimiz, Alevi Sinema Günleri’ni üretken, pozitif ve önerme geliştiren bir zeminde konumlandırmak. Seçkimizde, Alevi kimliğini dolaylı ya da doğrudan biçimde ele alsa da insanı merkeze alan birlikte yaşam fikrini, hoşgörüyü ve dayanışmayı güçlendiren anlatılara alan açıyoruz. Türkiye’nin bugün en çok ihtiyaç duyduğu şeyin de geçmişin yaralarını yeniden üretmekten ziyade geleceğe dair ortak bir toplum tasavvuru üzerine düşünmek ve tartışmak olduğuna inanıyoruz.

Alevi Sinema Günleri’nin “uluslararası” kimliği ne ifade ediyor?

Etkinliğin uluslararası kimliği, öncelikle Alevi-Bektaşi toplumunun yaşam alanının yalnızca Türkiye ile sınırlı olmamasından kaynaklanıyor. Doğuda Azerbaycan’dan İran, Irak ve Afganistan’a; batıda Yunanistan’dan Balkan coğrafyasına, güneyde ise Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya uzanan geniş bir coğrafyada Alevi-Bektaşi kültürünün izlerini görmek mümkün. Bu tarihsel ve kültürel yayılım, Sinema Günleri’nin uluslararası bir çerçevede düşünülmesini gerekli kılıyor. Nitekim geçtiğimiz yıl Azerbaycan’dan Seyyid Nesimî filmini programımıza alarak Türkiye prömiyerini gerçekleştirdik. Bu tür örnekler, yalnızca filmlerin dolaşımını değil, ortak bir kültürel hafızanın sinema aracılığıyla buluşmasını da sağlıyor. Teorik olarak bakıldığında ise Aleviliğin sinema yoluyla evrensel bir dil kurabilmesi son derece mümkündür. Çünkü Alevi-Bektaşi öğretisinin merkezinde yer alan insan sevgisi, adalet, eşitlik ve birlikte yaşam gibi değerler evrensel karşılıklar taşır. Bu değerlerin sinema diliyle güçlü ve sahici biçimde ifade edilmesi ise kuşkusuz yönetmenlere ve senaristlere düşen önemli bir sorumluluktur.

İnanç temelli bir festivali Türkiye’de düzenlemenin en büyük zorluğu ne oldu?

Alevi Sinema Günleri’ni inanç temelli bir etkinlik olarak değerlendiriyoruz. Alevi-Bektaşi inancı; dürüstlük, ikrar, birlik, hoşgörü ve dayanışma gibi evrensel değerleri merkeze alan bir öğretidir. Festivalin çıkış noktası da bu değerleri sinema aracılığıyla görünür kılmaktır.

Bu çerçevede gerek halktan gerekse resmî kurumlardan geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da yoğun bir ilgiyle karşılaştık. Seyirci sayılarımızın artışı ve yazılı-görsel medyanın gösterdiği ilgi, bu karşılığın somut göstergeleridir. Bu süreçte en önemli zorluk ise gösterime sunulacak filmlerin seçimi noktasında yaşanıyor. Ancak programın nitelik ve çeşitliliğini gözeten bu zorluğu, festivalin olgunlaşma süreci içinde aşacağımıza inanıyoruz.

Genç Alevi sinemacılar için bir alan açma hedefiniz var mı?

Bu soru vesilesiyle önemli ve heyecan verici bir gelişmeyi paylaşmak isterim. Önümüzdeki yıldan itibaren Alevi Sinema Günleri bünyesinde, Türkiye’de bu alanda ödüller içeren bir kısa metrajlı film yarışması hayata geçirmeyi planlıyoruz. Alevilik-Bektaşilik ve bu inanç dünyasıyla bağlantılı temalar etrafında üretilmiş kısa filmler, bu yarışma kapsamında değerlendirilecek. Yarışmada birinciliğe layık görülen film, festivalin açılış gecesinde izleyiciyle buluşturulacak. Ayrıca yarışmada seçilen diğer filmlerden oluşturulacak özel seçkiler, festival süresince cumartesi ve pazar günleri düzenlenecek gösterimlerle seyirciye sunulacak. Bunun yanı sıra, kısa film alanında daha kalıcı ve destekleyici bir yapı kurmayı hedefliyoruz. Gerekli olanakları oluşturabildiğimiz takdirde, her yıl belirlenecek bir tema doğrultusunda yapılan başvurular arasından jüri tarafından seçilecek projelere yapım desteği sağlayarak genç sinemacıların üretim süreçlerine doğrudan katkı sunmayı amaçlıyoruz. Böylece Alevi Sinema Günleri’ni, genç sinemacılar için yalnızca bir gösterim alanı değil, aynı zamanda güçlü bir üretim ve destek platformu hâline getirmeyi hedefliyoruz.

Alevi Sinema Günleri hangi tartışmayı başlatabilirse amacına ulaşmış olur?

Aslında 21. yüzyılda bireyin aradığı temel mesele, kendi tarihinin derinliklerinde ve kolektif hafızasında saklıdır. Hepimiz aynı “biz”in farklı parçalarıyız. Festival birbirimizi ötekileştirmeden, ortak insani değerlerimizin farkına vararak bir arada yaşamayı yeniden düşünmemize katkı sunabildiği ölçüde manevi amacına ulaşmış olacaktır. Belki bu etkinlik aracılığıyla kendi değerlerimize bir projeksiyon tutabilir, yüzyıllar boyunca oluşmuş birikimin bugünkü “biz”i nasıl şekillendirdiğini kavrayabilirsek, bu başlı başına büyük bir kazanım olur. Dolayısıyla barış içinde bir arada yaşamanın yollarını arayan, gösteren ve öneren bir sanat üretiminin nasıl mümkün olabileceğini tartışmaya açmak, Alevi Sinema Günleri’nin en kıymetli hedeflerinden biridir. Bunun somut karşılığı ise, bu anlayıştan beslenen daha fazla nitelikli film üretiminin teşvik edilmesidir.

***

20 Aralık Cumartesi günü Atlas Sineması’nda filmlerin gösterimi başlamadan önce 1983’te ödül alan “Kıran Resimleri” adlı kitabıyla Maraş Katliamını anlatan İnci Aral konuk olacak ve söyleşi düzenlenecek.

Kaynak: Birgün.net
https://www.birgun.net/haber/sinema-gunleri-ile-alevi-bektasi-mirasi-677336

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.