Dr. Murat Ercan yazdı: 174. madde ve 677 sayılı Kanun Cumhuriyetin teminatıdır

Akademisyen Dr. Murat Ercan, son dönemde Alevi Bektaşiler arasına fitnevari bir yöntemle sokulmak istenen 677 sayılı kanun hakkındaki gerçekleri yazdı. Bilindiği gibi, 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine Dair Kanun ülkede iç karışıklık çıkarmaya yeltenen ve devlet otoritesi üzerinde tahakküm kurmak isteyen tarikatlara karşı çıkarılmıştı.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 174. maddesi, klasik anlamda bir anayasa hükmü değil; Cumhuriyetin kurucu felsefesini oluşturan Atatürk devrimlerini siyasal iktidarların, dönemsel taleplerin ve çoğunluk baskılarının dışında tutan üst düzey bir anayasal koruma normudur.
Bu maddeyle güvence altına alınan devrim kanunları arasında yer alan 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine Dair Kanun, yalnızca tarihsel bir düzenleme olarak değil, laiklik ilkesinin ve üniter devlet yapısının sürekliliğini sağlayan anayasal bir güvenlik mekanizması olarak değerlendirilmelidir.
Son dönemde bazı açıklamalar ve haberler üzerinden 677 sayılı Kanun’un günümüz koşullarında yeniden ele alınması gerektiği yönünde talepler dile getirilmektedir.
Bu tartışmalar çoğu zaman inanç özgürlüğü ve eşit yurttaşlık kavramları etrafında yürütülse de, meselenin hukuki boyutu çoğunlukla göz ardı edilmektedir.
Oysa anayasa hukuku açısından tartışmanın merkezinde yer alan husus, tek başına bir kanun hükmü değil; Anayasa’nın 174. maddesiyle kurulan koruma rejiminin kendisidir.
677 SAYILI KANUNUN ANAYASAL STATÜSÜ
677 sayılı Kanun, Anayasa’nın 174. maddesi kapsamında inkılap kanunu niteliğindedir.
Bu nitelik, söz konusu kanunun yalnızca yürürlükte kalmasını değil; amacının, kapsamının ve kurucu mantığının da korunmasını zorunlu kılar.
Anayasa koyucu, devrim kanunlarının Anayasaya aykırı oldukları iddiasıyla dahi tartışılamayacağını açıkça hükme bağlamıştır.
“Bu nedenle hukuki açıdan tartışmasız bir gerçek vardır:
677 sayılı Kanun’da özünü etkileyecek bir değişiklik yapılabilmesi, Anayasa’nın 174. maddesinin ortadan kaldırılmasını ya da işlevsiz hâle getirilmesini gerektirir.
Bu durum, basit bir yasa değişikliği değil; doğrudan Cumhuriyetin kurucu anayasal düzeninin çözülmesi anlamına gelir.”
174. MADDENİN ZAYIFLATILMASININ HUKUKİ SONUÇLARI
maddenin koruma işlevinin ortadan kaldırılması, yalnızca tekke ve zaviyelerin hukuki statüsüne ilişkin teknik bir mesele değildir. Böyle bir gelişme;
Atatürk devrimlerinin anayasal güvencesini kaldırır,
Laiklik ilkesini bağlayıcı bir norm olmaktan çıkararak siyasal takdir alanına iter,
İnanç temelli yapıların yeniden siyasal ve ekonomik güç merkezlerine dönüşmesine zemin hazırlar,
Devletin mezhepler ve dini gruplar karşısındaki tarafsız konumunu zedeler,
Kamu düzenini ve toplumsal barışı kırılgan hâle getirir.
Tarihsel tecrübe, bu risklerin soyut olmadığını açıkça göstermektedir. Osmanlı Devleti’nin son döneminde tarikat ve cemaat yapılanmaları, inanç alanının ötesine geçerek siyasal iktidar mücadelelerinin ve ekonomik rant ilişkilerinin parçası hâline gelmiş; bu süreç devlet otoritesinin zayıflamasına ve toplumsal parçalanmaya yol açmıştır.
Cumhuriyet, bu tecrübeden hareketle dini alanı kamusal iktidar ilişkilerinden ayırmayı tercih etmiş ve 677 sayılı Kanun’u bu bilinçle kabul etmiştir.
677 SAYILI KANUN VE İNANÇ GRUPLARI ARASINDAKİ DENGE
677 sayılı Kanun’un belirli bir inanç grubunu hedef aldığı yönündeki değerlendirmeler, normun hukuki niteliğiyle bağdaşmamaktadır.
Bu kanun, belirli bir mezhebe veya inanç yorumuna karşı değil; tüm dini yapılanmaların siyasal ve ekonomik güç odağına dönüşmesini engellemeye yönelik genel ve soyut bir düzenlemedir.
Bu yönüyle, Alevi-Bektaşi toplumu dâhil olmak üzere tüm inanç gruplarını, inancın araçsallaştırılmasına karşı koruyan bir çerçeve sunmaktadır.
Cumhuriyetin laiklik anlayışı, inançların yasaklanmasını değil; devlet gücünden ve sermaye ilişkilerinden bağımsız kalmasını hedefler. 677 sayılı Kanun’un kurucu mantığı da bu dengeyi sağlamaya yöneliktir.
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ VE KAMU DÜZENİ İLİŞKİSİ
Demokratik hukuk devletlerinde inanç özgürlüğü, sınırsız ve mutlak bir alan olarak değil; kamu düzeni, anayasal güvenlik ve toplumsal barış ilkeleriyle birlikte değerlendirilir.
Bu yaklaşım, yalnızca ulusal anayasalarda değil, Avrupa İnsan Hakları hukuku dâhil olmak üzere çağdaş hukuk düzenlerinde de kabul görmektedir.
Bu bağlamda 677 sayılı Kanun, inanç özgürlüğünü ortadan kaldıran değil; inanç alanının siyasal ve ekonomik iktidar mücadelelerine konu edilmesini önleyen anayasal bir denge normudur.
CUMHURİYET AÇISINDAN ASIL TARTIŞMA
Bugün tartışılan mesele, bir kanunun güncellenmesi değil; Cumhuriyetin anayasal koruma mekanizmalarının aşındırılıp aşındırılmayacağıdır. Anayasa’nın 174. maddesinin tartışmaya açılması, yalnızca belirli bir toplumsal kesimi değil; Cumhuriyetin kurucu dengelerini ve devletin üniter yapısını doğrudan ilgilendirmektedir.
maddenin etkisizleştirilmesi hâlinde:
laiklik ilkesi siyasal pazarlık konusu hâline gelir,
devlet, dini gruplar arasında tarafsız konumunu yitirir,
kamu gücü, cemaat ve mezhep baskılarına açık hâle gelir,
toplumsal birlik ve hukuki öngörülebilirlik zedelenir.
SONUÇ:
Cumhuriyetin kurucu hukuku, dönemsel taleplerin değil; anayasal ilkelerin üzerinde yükselir. İnanç özgürlüğü, ancak laiklik ve hukuk devleti zemininde gerçek anlamda güvence altına alınabilir.
Anayasa’nın 174. maddesini ve bu maddeyle korunan 677 sayılı Kanun’u hedef alan her yaklaşım, niyetinden bağımsız olarak, son dönemde 677 sayılı Kanun’un kaldırılmasına yönelik tartışmaların, bazı Alevi inanç çevreleri tarafından gündeme taşınması, Cumhuriyetin anayasal dengeleri ve toplumsal barış açısından dikkatle değerlendirilmesi gereken bir sürece işaret etmektedir. Bu tartışma Cumhuriyetin anayasal dengesini ve toplumsal barışı riske atar.
Yapılması gereken, kurucu hukuku aşındırmak değil; bu hukuk zemininde, eşit yurttaşlığı ve toplumsal barışı güçlendiren çözümler üretmektir.
174. madde ve 677 sayılı Kanun, geçmişin değil; Cumhuriyetin geleceğinin teminatıdır.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- Ahmet Yesevi Dergisi'nin yeni sayısı yayımlandı
- Dr. Murat Ercan yazdı: 174. madde ve 677 sayılı Kanun Cumhuriyetin teminatıdır
- Umut Berhan Şen: Türkiye, Esed sonrası tarihi fırsatın ortasında
- Ardan Zentürk: Rusya, Ukrayna'da geri püskürtülüyor
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Mehmet Akif Ersoy için anma mesajı
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN







Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.