Özdemir: Ali Yaman devletin içinde bir el tarafından sürekli kollanıyor

Kısa süre önce tamamlanan Alevi Raporu’nun paydaşlarından; Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Başkanı Özdemir Özdemir, Yeni Akit gazetesinden Muhammet Kutlu’ya son derece çarpıcı açıklamalarda bulundu. Alevilerin içinde FETÖ’nün yeniden aktif olduğu uyarısı yapan Özdemir, Alevi dedelerini cemlerde toplumu bilgilendirmeye çağırdı.
Yeni Akit gazetesine demeç veren Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Başkanı Özdemir Özdemir Alevilerin son dönemde karşı karşıya kaldıkları tehlikelere dikkat çekti. FETÖ’nün düzenlediği Abant toplantılarında öne çıktığını öne sürdüğü Prof. Dr. Ali Yaman için de “devletin içinde bir el tarafından sürekli kollanıyor” ifadelerini kullandı.
İşte, o röportaj:
ALEVİ TOPLUMUNU DEVLETLE ÇATIŞTIRMAYA ÇALIŞTILAR

Toplumda “Aleviler solcudur, dinle pek işleri olmaz” gibi bir anlayış var. Bunun sebebini neye bağlıyorsunuz?
Toplumdaki bu algı kasıtlı. Bakın ben size bir şey söyleyeyim. 1968 yılına kadar Alevi toplumu hep Demokrat Parti’yi desteklemiştir. Öyle bir geçmişi var. Tabii ki. 1968’den sonra, Türkiye’ye Rusya’dan gelen sosyalizm akımıyla birlikte Alevi toplumunun içine giren bazı Marksist ve Leninist gruplar, Alevi toplumunu devlete düşman gibi göstermeye çalıştılar. Devletle çatıştırmaya çalıştılar. Oysa Alevi toplumu Ezan’ı Muhammedî’ye, Kur’an’ına ve Ay Yıldızlı bayrağına çok bağlı bir kültürdür. Asli unsurdur. Bizim vazgeçemediğimiz konulardan üçü budur. Ezan dinmez, bayrak inmez. Alevi toplumunun felsefesi budur. Biz cemlerimize bile “Allah, Muhammed, Ali” diye başlarız. Zakirlerimiz bile cemlerde “Ya Allah, ya Muhammet, ya Ali” diye başlar. Türkiye’deki Alevilerin içine sızan dış güçlerin maşaları, Marksist güçler Alevilerin içine girerek Ali’siz Aleviliği dayatmaya çalıştılar. Alevileri ateist, inançsız, camilere gitmeyen, İslamiyet’in dışında, inançsız bir toplum gibi kabul ettirmeye çalıştılar. Dış güçler Alevileri manipüle etmeye çalıştılar. Almanya Devleti, Türkiye Cumhuriyeti’nde Alisiz Alevilik akımını başlatmak için 10 yıldan fazla zaman önce 30 milyon euro, bütçesine para koydu. Bu parayla, Türkiye’de Alisiz bir Alevilik, Kur’ansız bir Alevilik, İslamsız bir Alevilik, Muhammed Mustafa’dan (SAV) uzak, İmam Ali’den uzak, Ehl-i Beyt’ten, on iki imamdan uzak bir Alevilik yapısı oluşturmaya çalıştılar. Yine Fethullahçı Terör Örgütü dediğimiz FETÖ’nün içinden bazı gruplar, Alevilerin içindeki devşirdikleri kişilerle Abant toplantılarını düzenlediler.
Ali Yaman diye bir profesör Abant toplantılarında ön plana çıktı. İnternete girip, “Alevilik ve Abant toplantıları” yazdığınız zaman bu şahsın ismi çıkıyor. Bu şahsın bir ayağı İran’da. İran’dan Humeyni Üniversitesinden aldığı bilgileri derleyip kitap yapıyor. Bir ayağı da Almanya’da. Oradan aldığı desteklerle ve FETÖ’nün katkılarıyla Türkiye’de Alevi toplumunu devlete düşmanmış gibi göstermeye çalıştı. Son dönemlere baktığımız zaman birtakım sosyal medya adreslerinde özellikle Ali Yaman ve çevresindekilerin hesaplarına baktığınız zaman Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Cumhurbaşkanımıza “Yezid” dediklerini görüyoruz. Ama ne hikmetse bu Ali Yaman devletin içinde bir el tarafından sürekli kollanıyor. Sürekli bir yerlere taşınıyor. Alevi toplumuyla alakası yok. Bir kolu İran’da, bir kolu Almanya’dan beslenen bu kişiler ve bununla birlikte hareket eden birkaç tane Alevi dedesi, birkaç tane hoca, Alevi toplumunun içinde nifak saçıyorlar. Şu anda size şunu çok açık bir şekilde söyleyebilirim; Alevilerin içine sızan ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetiyle kapatılan 16 civarındaki Alevi vakıf ve derneklerinin kurucuları şu anda Türkiye’de değişik yerlerde Alevi kurumları çatısı altında cemevleri açıyorlar. Şu anda FETÖ’nün Alevilerin içindeki en güçlü dönemini yaşıyoruz. Aleviler üzerindeki manipülasyonlar tüm hızıyla sürüyor.

İMAMOĞLU’NA KARŞI UYARDIĞIMIZ KILIÇDAROĞLU UYARIMIZI DİKKATE ALMADI VE CHP’DEN DIŞLANDI
Eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da Aleviliği ayrı bir din gibi gösteren 100 bin kitap bastırıp, çocuklara dağıttığı için kendisine suç duyurusunda bulunmuştunuz. Neydi amacı sizce?
Ekrem İmamoğlu, 2020 yılında 23 Nisan dolayısıyla 100 bin kitap bastırıp, öğrencilere dağıttı. Orada, dört semavi dinin tasvirleri arasına bir tane Alevi dedesi koydu İmamoğlu. Aleviliği ayrı bir dinmiş gibi gösterdi Türkiye’de. Çocuklara bu kitapları dağıtarak siyasete alet etti. “Kim buna akıl verdi de 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda Sayın İmamoğlu böyle bir olaya kalkıştı?” diyerek kendisinden özür bekledik. Bu kitapların toplatılmasını istedik. İmamoğlu bunu yapmadı. Biz de Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı olarak İBB Başkanı’nı mahkemeye verdik. Mahkemeye vermeden önce de Sayın Kılıçdaroğlu’nu basın aracılığıyla uyardık.
“İstanbul gibi bir şehrin Belediye Başkanı, İstanbul’un sorunlarını bırakıp toplumu rencide edecek, toplumun sinir uçlarıyla oynayacak işler yapıyor” dedik. Onu bundan vazgeçirmesi için dönemin CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na uyarıda bulunduk. Ama Sayın Kılıçdaroğlu, uyarımızı dikkate almadı. Sonunda da Cumhuriyet Halk Partisi’nden Kılıçdaroğlu’nu temizlediler. Ve çok acıdır, Kılıçdaroğlu bugün bile İmamoğlu taraftarları tarafından, Alevi olması üzerinden sosyal medyada çok ağır hakaretlere uğruyor. Oysa 2020 yılında ben Sayın Kılıçdaroğlu’nu “İBB Başkanı görevini yapsın, ucuz şarlatanlık siyasetine Alevi toplumunu alet etmesin” diye uyarmıştım. Dikkate almayan Sayın Kılıçdaroğlu bunun bedelini CHP’den dışlanarak ödedi. Bir kişi siyaset yapabilir. Mezhebi ne olursa olsun. Türkiye’de bizim her mezhepten insanlarımız milletvekili, her mezhepten insanlarımız, siyasi partilerin genel başkanı. Toplumu kutuplaştıran İmamoğlu’nu eski operasyoncu, cemaatçi üst akıl yönlendirdiği için öyle bir algı oluşturdular ki, “İmamoğlu varsa CHP var, İmamoğlu yoksa CHP yok” Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin son günlerde düştüğü durum bu.
ALEVİ TOPLUMU OLAYLARIN FARKINDA
Siz de “İmamoğlu proje” diyenlere katılıyor musunuz?
Özellikle son dönemde televizyonlarda, gazetelerde, sağcı ve sağcı köşe yazarlarını takip ettiğimiz zaman, özellikle solcu, sosyalist çizgideki olan köşe yazarlarının hepsinin İmamoğlu’nun bir proje olduğunu ve CHP’yi elde ettiği paralarla ele geçirmeye çalıştığının yazılıp çizildiğini görüyoruz. CHP’nin delegeleri 80 yıldır bu partinin kurultaylarında hiç para görmemişti. Ama Sayın Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği kongrede mahkemelere intikal eden ifadelere bakıyoruz, kurultaylarda büyük paralar dönmüş. Biz gözümüzle görmedik ama mahkeme tutanaklarında, gazetelerde, televizyonlarda bunun CHP’yi ele geçirmek üzere düzenlenmiş bir operasyon olduğu açıkça anlatılıyor. Şu anda Alevi toplumunun da bunun farkına vardığını görüyoruz. İstanbul’da Alevilere sahip çıkmaya çalışan İmamoğlu, cemevlerini İBB’de mezarlıklar bölümüne bağlamış. Bununla ilgili, Alevi bir gazeteci yazarımız Ali Rıza Özkan’ın açık yazısı var AleviHaberler’de. Hep Alevileri çok seviyormuş gibi görünüp Alevi toplumunu en alt köşeye atan bir İmamoğlu görüyoruz. Ali Rıza Özkan’a da bunu ortaya çıkardığı için huzurlarınızda teşekkür ediyoruz. İmamoğlu’nun bir proje olduğu, soruşturmalarla birlikte çıkan bilgi ve belgelerle kanıtlanmıştır. Bizim Alevi toplumunun devletimizle bir sorunu yok. Sorunu olanlar, Alevileri devlete karşı kışkırtmaya çalışan dış güçler ve onların içerideki maşalarıdır.
ERDOĞAN’IN ALEVİ ADIMLARI SHP’Lİ KOALİSYONLARDA BİLE HAYATA GEÇMEDİ

Kısa süre önce hazırladığınız Alevi Raporu ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Ankara’da Alevi Bektaşi Güç Birliği Platformu’nun, yirmi inanç ve kanaat önderinin katkısıyla 6 Ekim 2025’te imzaya açılan, 30 ocak, 7 federasyon, 130 vakıf, dernek ve cemevi olmak üzere toplam 167 Alevi kuruluşunun altına imza koyduğu bir rapordur. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin Alevi Bektaşi toplumuna yönelik son dönemde attığı adımlar önemli bulunuyor. Memnuniyetle karşılıyoruz.
Cemevlerinin yasal statüye kavuşması, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kurulması, cemevlerine yönelik genel bütçeden pay ayrılması, cemevlerinin bakım ve onarım teftişat işlerinin genel bütçeden karşılanması, cemevlerinin aydınlatılması, elektrik, suların sorunlarının çözülmesi, sosyal, kültürel ve bilimsel faaliyetlerin genel bütçeden desteklenmesi, Alevi Bektaşi Ansiklopedisi, Aleviliğin yazıp kaynakları, ocakları, bazı cem erkânı kayıtlarının çalışması, sözlü tarih gibi büyük bir projenin başlatılması, Kaygusuz Abdal Alevilik-Bektaşilik İhtisas Kütüphanesi’nin kurulması, Milli Eğitim Bakanlığı’nda müfredatlarda Aleviliğe yer verilmesi, bazı illerde Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden Alevi Sünni kardeşliğinin, beraberliğinin güçlendirilmesine yönelik çalışmalarının yürütülmesi, devletimizin Alevi Bektaşi vatandaşlarla bütünleşmesi açısından kayda alınmış bir rapordur. Bunu kamuoyuyla paylaştık.
Şimdi, Alevi Bektaşi toplumunun devletten istedikleri bunlardır. Ve bu rapora da 167 Alevi kurumu, 130 dernek ve vakıf başkanlarının hepsi imzalarını attılar. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kurulmasında Sayın Cumhurbaşkanımızın ve geçmiş dönemdeki Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun hakkının da yenmemesini istiyoruz. Neden derseniz, Sayın Cumhurbaşkanımız böyle bir başkanlığı kurarak çok büyük bir siyasi risk aldı. Aynı şekilde dirayetli duruşuyla önceki dönem İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu bunu devam ettirdi ve Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı kurdu. Biz buradan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve Sayın Süleyman Soylu’ya teşekkür ediyoruz. Kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Allah razı olsun diyoruz.
Alevi toplumunun en büyük arzusu cemevlerinin yasal statüye kavuşmasıydı. Biliyorsunuz köylerden şehirlere gelen Alevi kardeşlerimiz varoşlarda kurdukları küçük cemevlerinde yasal olmayan bir şekilde cem ibadetlerini yapıyorlardı. Bundan önce çok Cumhurbaşkanı gördük. Bir koalisyon hükümeti döneminde, koalisyonun bir ortağının, hükümetin kuran bir ortağının, bakanlar kurulunun yarısının Alevi olduğu dönemi de biliyoruz.
SHP döneminde böyle bir cesaretli adım atmadılar. O zamanki Adalet Bakanı başta olmak üzere pek çok bakan Aleviydi. Ne o zamanki Cumhurbaşkanından, ne bakanlardan böyle bir adım gelmedi. Bu nedenle Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve önceki dönem İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun attığı adımlar bizim için çok değerlidir.
YETKİLİLER CEMEVLERİNE NİFAK SOKMAYA ÇALIŞANLARA FIRSAT VERMESİN
Bakın son günlerde İmamoğlu ve Ali Yaman tayfasının, Sayın Cumhurbaşkanımızla sanki MHP’nin bilge Lideri Sayın Devlet Bahçeli arasında bir sorun varmış gibi göstermeye çalıştığını görüyoruz. Ali Yaman tayfası, profillerine Türk bayrağı resmi koyup sanki Cumhur İttifakı’nın içinde çok büyük bir kavga varmış gibi sosyal medyadan algı operasyonu yapıyor. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız da dile getirdi. Bir cumhurbaşkanının çok yoğun işler olabilir. Muhalefet lideriyle bir hafta ara vermiş görüşmelerine... Ama bunu fırsatçı FETÖ devşirmelerinin, Özel ve İmamoğlu’nun trol ekiplerinin ülkemizde siyasi kriz varmış gibi sunmaya çalıştıklarını görüyoruz.
Ben buradan Diyanet İşleri Başkanlığımızdan, bütün Alevi dedelerimizden, bütün din adamlarımızdan şunu rica ediyorum; Hocalarımız camilerimizde, Cuma hutbelerinde, Alevi dedelerimiz cemlerde bu nifak sokma çabalarına dikkat çeksinler. Gençlerimizi uyarsınlar. Emperyalistlerin ve onların içerideki maşalarının ülkemizin birlik ve dirliğini bozacak çabalarına karşı uyanık olmalarını, özellikle sosyal medyadan pompalanan kriz senaryolarına itibar etmemelerini öğütlesinler. Gençlerimiz sosyal medyaya bakarak hareket etmesinler.
HÜKUMETİ İSTİKRARSIZ GÖSTERMEYE ÇALIŞANLARA DİKKAT UYARISI
Ben buradan benden büyük bütün Alevi dedelerimin ellerinden öpüyorum. Cemlerde Alevileri devletimize karşıymış gibi gösteren bu trol ordularına karşı gençlerimizi, toplumumuzu uyarmayı ihmal etmesinler. Türkiye düşmanları tarafından sosyal medyadan Türkiye karışacakmış gibi, yarın Türkiye’nin sokaklarında kavgalar ve çatışmalar olacakmış gibi yayınlara itibar edilmemesini istiyorum. İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin de bu tür yayınlara karşı tedbirleri arttırması, bu tür nifak saçan hesapların kapatılması gerekir diye düşünüyorum.
İstikrarlı giden hükümetimizi istikrarsızmış gibi göstermeye çalışan çevrelere özellikle dikkat edilmesini istiyorum. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Abazasıyla, Gürcüsüyle, Alevisiyle, Sünnisiyle, Tatarıyla Türkiye hepimizin. Hepimiz tek yüreğiz. Gürcistan’da düşen uçakta verdiğimiz şehitler için hepimizin içi acıdı. Benim de iki yeğenim şehit olmuştu. Bu yüzden şehit ateşinin nasıl önce ailelere, ardından tüm Türkiye’ye nasıl yayıldığını iyi bilirim. Allah aynı acıları bir daha ülkemize göstermesin.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- Akademisyen Murat Ercan'dan Alevi Raporu açıklaması
- Özdemir: Ali Yaman devletin içinde bir el tarafından sürekli kollanıyor
- Av. Erdem Cömert: Cemevlerinin yasal anlamda statüsü tanınmıştır
- Yolcu Bilginç: Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı'na bağlansın
- İsmet Abbasoğlu: Alevilere yönelik siyonizm kaynaklı oyunlara dikkat edelim
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN







Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.