Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, deprem riski taşıyan yerleri açıkladı

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Sındırgı’daki depremlerin nedenini açıkladıHaberi görüntüle

Jeoloji profesörü Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen depremlerin ardından Sözcü TVcanlı yayınında önemli değerlendirmelerde bulundu. Üşümezsoy, Sındırgı'daki fay hareketlerini detaylı açıklarken, Türkiye genelindeki deprem riski taşıyan illeri ve bölgeleri tek tek sıraladı.

Prof. Dr. Üşümezsoy'un açıklamaları, Ege Bölgesi'ndeki fay dinamiklerini aydınlatırken, Manisa-Denizli hattının acil izlenmesi gerektiğini ortaya koydu. Yetkililer ve vatandaşlar için uyarı niteliğindeki bu değerlendirmeler, deprem hazırlık çalışmalarını gündeme getirdi.

Sındırgı Depremlerinin Teknik Analizi

Üşümezsoy, Sındırgı'daki ilk 6.1 büyüklüğündeki depremin, Simav'ın güneyindeki dağın 30 derecelik eğik düzlemde kaymasıyla oluştuğunu belirtti. "Sındırgı'nın güneyindeki 600 metre yüksekliğindeki dağ, altına doğru kayıyor. 15 km uzunluğunda, 10-15 km genişliğinde yaklaşık 200 km²'lik bir yüzeyde kayma meydana geldi" dedi.

İkinci 6.1'lik depremin ise ilkinden 10-15 km doğuya, Sındırgı Dağı'nın güneydoğusuna kaydığını vurgulayan Üşümezsoy, "Artçılar güneye, Sındırgı Dağı'na doğru ilerliyor. İkinci deprem şehirden daha uzak olsa da, ilk depremde hasar gören binalar ikinci darbede çöktü. Etkisi Gördes, Demirci ve Türkmen yönüne yayıldı" açıklamasında bulundu.

Artçıların devam edeceğini ancak fayın stresini düşürdüğünü ifade eden Üşümezsoy, "İki ayrı depremle kırılma şiddeti azalttı, 6.5'e ulaşabilecek enerji 16 kat düşürüldü. Bu, Sındırgı için rahatlatıcı" diye ekledi.

Simav ve Çevre Riskler


Simav Dağı'nın 1800 metre yükseldiğini ve 2011'de 5.9'luk deprem ürettiğini hatırlatan Üşümezsoy, kuzeydeki tavan blokunda 5.4'lük deprem fırtınalarının yaşandığını söyledi. "Simav Dağı 60 derece açıyla güneye dalıyor, üzerinde Gördes ve Emet dağları kuzeye kayıyor. Sıcak sular stresi düşürüyor, deprem fırtınası yaratıyor" dedi.

Simav'ın doğusundaki Gediz fayını da işaret eden Üşümezsoy, 1970'te 7.1'lik depremin burada oluştuğunu, 1969'da Alaşehir'de 6.9'luk kırılma yaşandığını belirtti.

İzmir ve Ege Bölgesi Uyarısı

İzmir için kuzey-güney yeraltı faylarında büyük deprem beklentisinin yanlış olduğunu savunan Üşümezsoy, "1688 ve 1715'te Narlıdere-Balçova-Güzelbahçe fayında deprem oldu. 2020'deki 6.8'lik Samos depremi Bayraklı'yı yıktı, kötü zemin sıvılaşması nedeniyle. Foça'daki dörtlükler Midilli fayından, 6.2'lik deprem orada oldu. İzmir'de hareket yok" diye konuştu.

En Aktif Risk Hattı: Manisa-Denizli

Üşümezsoy, asıl riskin Manisa-Salihli-Alaşehir-Buldan-Denizli hattında olduğunu vurguladı: "Bozdağlar bu fayla yükseliyor, Sarıgöl ve Alaşehir ovaları çöküyor. İncil'de bile kayıtlı; MS 17 ve 60'ta büyük depremler. 1969'da Alaşehir'de 40 km'lik fay kırıldı, 6.9'luk deprem. Pamukkale'de 1700-1710'larda depremler. Bu hat Simav-Sındırgı'dan daha aktif."

Üşümezsoy, Gediz'de 1970'te 6.5-9'luk, Türkmen Dağı'nda 5 cm atımlı 6.4'lük depremleri örnek vererek, "Sındırgı'daki 6.1'ler 30 km derinlikte olsaydı 6.5 olurdu, ama ayrı kırılmalar şiddeti düşürdü" dedi.

Prof. Dr. Üşümezsoy'un açıklamaları, Ege Bölgesi'ndeki fay dinamiklerini aydınlatırken, Manisa-Denizli hattının acil izlenmesi gerektiğini ortaya koydu. Yetkililer ve vatandaşlar için uyarı niteliğindeki bu değerlendirmeler, deprem hazırlık çalışmalarını gündeme getirdi.

Kaynak ve Prof.Dr. Şener Üşümezsoy'un açıklamasını SÖZCÜ TV YOTUBE kanalından izlemek için lütfen tıklayınız:
https://www.youtube.com/watch?v=q1v9hbYYdXI