Terör örgütü yöneticisi Karasu’dan Alevileri istismar eden sözler

Munzur Festivali'nde terör örgütü propagandası yapılacakHaberi görüntüle

 Terör örgütü PKK’nın yöneticilerinden Mustafa Karasu, örgütün yayın organında yaptığı açıklamalarla Alevi toplumunu hedef aldı ve büyük bir tarihi trajediyi siyasi manipülasyon aracı hâline getirdi.

Karasu, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yaşanan Madımak katliamı hakkında şu akıl almaz ifadeleri kullandı: “Devlet ... Alevi Kürt toplumunu mücadelemizden uzaklaştırmak için bu katliamı gerçekleştirmiştir.”

Alevilerin ne katliam öncesinde ve ne de sonrasında terör örgütüne belirgin bir yönelmesi olmayışı bir yana, Karasu Sivas katliamının kendilerine karşı yapıldığı iddiasıyla Alevilerin yaşadığı menfur mağduriyetini açıkça istismar etmeye kalkışıyordu.

Alevilerin, tarih boyunca şiddetin değil adaletin, terörün değil vicdanın tarafında durdukları göz önüne alındığında Karasu’nun bu açıklaması, hem katliam kurbanlarına saygısızlık ve hem de toplumu kutuplaştırmaya yönelik tehlikeli bir girişim olarak değerlendirildi.

ALEVİLİĞE “ÖRGÜTSEL İBADET” DİYEN YAKLAŞIM TEHDİTTİR

Karasu konuşmasında Alevi inancına dair skandal bir değerlendirme daha yaparak şöyle dedi: “Aleviler için günümüzdeki en büyük ibadet; demokrasi mücadelesine katılmaktır. Örgütlü demokratik mücadeledir.”

Alevilik, bin yılı aşkın köklü bir inanç ve yaşam biçimidir. İbadet anlayışı cemle, muhabbetle, rızalıkla şekillenir; terörize edilmiş “örgütlü mücadele” ile değil.

Karasu’nun saygısız ifadeleri aynı zamanda Alevi toplumuna dışarıdan biçim verme çabası ve inanç özgürlüğüne açık bir saldırı olarak değerlendirildi.

Alevi toplumu, tarih boyunca baskıya, asimilasyona ve şiddete karşı kendisini inanç temelinde savunmuş, hiçbir terör yapısının gölgesine sığınmamıştır. Alevilik bir inançtır, ideolojik aparat değil.

GERİCİ ŞEYH SAİT'E ÖVGÜLER: CUMHURİYET’E AÇIK BİR DÜŞMANLIK

Aleviler hakkında istismarcı ve hoyrat cümleler kuran terör örgütü yöneticisi Karasu, konuşmasında sadece Alevilere değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine de cephe aldı. Cumhuriyet karşıtı bir isyanın lideri olan gerici Şeyh Sait üzerinden Lozan’ı da hedef aldı.

“Şêx Saîd ve arkadaşları Lozan’la başlayan Kürdistan’ın dört parçaya bölünmesi ve Kürt inkarına karşı bir itiraz ve tepkidir.”

Şeyh Sait isyanını destekleyen Karasu’nun bu sözleri, PKK’nın sadece bölücülük değil aynı zamanda gericilik hattında da ilerlediğinin itirafıdır. Cumhuriyet’in laiklik ilkesine düşmanlık açıkça dillendirilmiştir.

KARASU’DAN İTİRAF: DEDEM GERÇEK TÜRK BİZİZ DERDİ!

Terör örgütü yöneticisi Mustafa Karasu, Alevileri istismar etmek amacıyla konuşmasında kendiliğinden yaptığ itiraf da dikkat çekiciydi. Karasu, Alevilik Türklükle bağını inkar etmek için kurduğu cümleler, Alevilerle ilgili bir hakikati de ortaya koydu: “Özellikle Türkiye’de Alevilik için Orta Asya, Türk kökenli teorileri yapılmıştır. Dedem itikatlı, inançlı, Alevi inancı çok bağlıydı. Kafasını koparsanız inancından taviz vermezdi. Ama şehre gelmiş, etkilenmişti; “Biz Horasan’dan gelmişiz. Gerçek Türk biziz” teorileri vardı.”

Tarihsel olarak da sayısız kez kanıtlanmış bir gerçek şudur ki, aslını inkar eden haramzadelerden topluma bir fayda gelmez.

SONUÇ: ALEVİ TOPLUMU TERÖRÜN GÖLGESİNE GİRMEZ

Aleviler her dönem barışın, kardeşliğin ve adaletin savunucusu olmuşlardır. Ne geçmişte ne bugün teröre boyun eğmiş, ne de radikal yapıların içine çekilmeye rıza göstermişlerdir.

Aleviliğe, Cumhuriyet değerlerine ve ortak yaşama kültürüne doğrudan bir saldırı olarak ifade edilen Mustafa Karasu’nun açıklamaları ne Alevi toplumunu etkiler ne de milletin vicdanında karşılık bulur.

Aleviler yalnız değildir; bu ülkenin tüm onurlu vatandaşları gibi teröre ve terörün propagandasına karşı dimdik ayaktadır.