Ulusal Kanal’da Munzur Gözeleri ve Alevi-Sünni kışkırtmaları tartışıldı
Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri Ali Rıza Özkan ile Avrupa Alevi Düşünce Derneği Genel Başkanı İsmet Abbasoğlu, Ulusal Kanal’da Munzur Gözeleri’ne mescit yapıldığı iddiaları ve Alevi toplumuna yönelik kışkırtma girişimleri ele alındı.
Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri ve alevihaberler.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Ali Rıza Özkan ile Avrupa Alevi Düşünce Derneği Genel Başkanı İsmet Abbasoğlu, Ulusal Kanal’da Dilek Doğan’ın sunduğu Ulusal Özel programına konuk oldu.
Programda, Munzur Gözeleri’ne mescit yapıldığı iddiaları ve Alevi toplumuna yönelik kışkırtma girişimleri ele alındı.
Programı YOUTUBE üzerinden dinlemek için lütfen tıklayınız
Program, Alevi toplumuna yönelik provokasyonların ve dış kaynaklı projelerin Türkiye’nin birliğini hedef aldığına dikkat çekti. Munzur Gözeleri’ndeki mescit yalanı ve Yunanistan’ın Alevi-Bektaşi kararı gibi olayların, toplumsal gerginlik yaratma amacı taşıdığı belirtildi. Hem Ali Rıza Özkan hemde İsmet Abbasoğlu, Alevi toplumunun sağduyusuna güvenerek, bu tür tuzaklara karşı uyanık olunması çağrısında bulundular.
Munzur Gözeleri’nde Mescit Provokasyonu
Sunucu Dilek Doğan, Munzur Gözeleri’ne mescit yapıldığı iddiasının bir yalan olarak ortaya çıktığını ve bu tür kışkırtma girişimlerinin sürekli tekrarlandığını belirtti. Doğan, “Neden sürekli bir kaşıma olayı var? Bunları kim pompalıyor?” sorusunu yöneltti.
Ali Rıza Özkan, bu tür çatışmacı fikirlerin Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail tarafından planlandığını iddia etti. Özkan, 1992 yılında ABD’nin Adana Başkonsolosu’nun Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Genel Sekreteri ile Doğu ve Güneydoğu’daki cemevlerini gezdiğini ve Alevilerin azınlık statüsü kazanması yönünde telkinlerde bulunduğunu söyledi. Bu bilginin Wikileaks belgelerinde ortaya çıktığını vurgulayan Özkan, Munzur Gözeleri’ndeki mescit iddiasının da kutsal alanda değil, hediyelik eşya satılan ticari bir alanda, turist talepleri doğrultusunda yapıldığını belirtti. Özkan, “Bu bilinçli bir provokasyon. Hedef, Alevi toplumu üzerinden Sünni toplumu kışkırtmak” dedi ve Alevi toplumunun sağduyulu olduğunu, Ovacık halkının bu tür provokasyonlara alet olmadığını ifade etti.
İsmet Abbasoğlu ise, bu tür girişimleri “Siyonizm”in bir projesi olarak nitelendirdi. Abbasoğlu, Aleviliği bölmek için “Türk Alevisi, Kürt Alevisi, Alisiz Alevilik” gibi yapılar yaratıldığını, Ortadoğu’da Şiilerin hedef alındığını ve şimdi Alevilerin yeni bir hedef haline geldiğini savundu. Munzur Gözeleri’ndeki mescit iddiasının, toplumsal gerginlik yaratmak için bilinçli bir şekilde kullanıldığını belirten Abbasoğlu, “Bu, Maraş ve Çorum olaylarındaki gibi bir provokasyon. Toplumu tahammülsüzlüğe sürüklüyorlar” dedi.
Yunanistan’ın Alevi-Bektaşi Kararı
Programda, Yunanistan parlamentosunun 1 Ağustos’ta aldığı, Evros (Meriç) bölgesindeki Alevi ve Bektaşi inancını resmi topluluk olarak tanıma kararı da tartışıldı. Ali Rıza Özkan, bu kararın sadece 20 köyü kapsayan küçük bir bölgeyle sınırlı olduğunu ve Lozan Antlaşması’nı baypas etme amacı taşıdığını belirtti. Özkan, Seyid Ali Sultan Dergahı’nın Yunanistan’da arkeolojik alan olarak kaydedildiğini, dini bir statüye sahip olmadığını ve dergahın bir grup tarafından işgal edildiğini söyledi. “Yunanistan, Alevi toplumunu kontrol altına almak istiyor. Bu, bir hak kazanımı değil, bir tuzak” dedi.
İsmet Abbasoğlu, bu kararın Arnavutluk’taki “Bektaşi devleti” projesinin bir uzantısı olduğunu savundu. Avrupa’daki Alevi hareketlerinin İslamofobik bir yaklaşımla “Alisiz Alevilik” oluşturmaya çalıştığını ve bu sürecin Siyonizm destekli olduğunu iddia etti. Abbasoğlu, “Anadolu’da yeni bir kaos yaratılmak isteniyor. Aleviler bu oyuna gelmemeli” dedi.
Devletin Alevi-Bektaşi Raporu Tartışması
Programda, “Devletin Alevi-Bektaşi Raporu” olarak sunulan 20 sayfalık bir rapor da gündeme geldi. Ali Rıza Özkan, bu raporun devlet tarafından değil, iki kişi (Ali Arif Özbek ve Mehmet Çek) tarafından hazırlandığını ve “devlet raporu” olarak sunulmasının yanlış olduğunu söyledi. Raporun içeriğinde, “100 yıllık helalleşme” gibi tehlikeli ifadeler ve tekke-zaviye kanununun kaldırılması gibi tartışmalı öneriler olduğunu belirten Özkan, raporun Alevi toplumunun mevcut kazanımlarını ve hukuki durumunu yeterince yansıtmadığını ifade etti. Örneğin, cemevlerinin elektrik giderlerinin zaten ödendiğini, Milli Eğitim Bakanlığı’nda Alevilik eğitimi verildiğini ve ilahiyat fakültelerinde Alevilik çalışmalarının yapıldığını, ancak raporun bu gelişmelerden habersiz olduğunu söyledi.
Programın tamamını YOUTUBE üzerinden dinlemek için lütfen tıklayınız
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.