İstanbul
17 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

AHMET CEMALETTİN ÇELEBİ'NİN AŞIĞI(ZAKİRİ) SIDKI BABA'NIN LOZAN ZAFERİNE YAZDIĞI NEFES

11 Ekim 2023, Çarşamba 09:25


Ceddimiz Hacı Bektaş Veli Evladı ve Amcazademiz Ahmet Cemalettin Çelebi Efendimin Zakiri Aşığı Aşık Sıdkı Babanın nefesi Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Ulusal Kurtuluş Savaşında bedel ödeyen tüm Şehit, Gazi ve Ataların ruhu revanı şadı handan ola. Lozan kahramanı ismet Paşa'ya da rahmet ola.
.
Bektaşi Alevi Babalardan Ahmet Cemalettin Çelebi Efendimin Zakiri Aşığı Sıdkı Baba'nın Kurtuluş Savaşı' için yazdığı Destansı Nefes.
…….
.
Hamdülillah doğdu nür-i hidayet
Şu’leyâb eyledi kevn i mekânı 
Şefı’ül-müznibün şah-i risalet 
Kurtardı zulmetten ehl-i imam. 
Cihar yâr-i güzin eshab-i ebrar.
Hep rical-i gaip oldular izhar 
Rikâbında düldül Haydar-i Kerrar 
Açtı bu cihadı Hakkın Aslanı. 
..
Çekti Zülfikâr’ın şah-i velâyet.
Buldu belâsını div-i gavayet 
Memleket vilâyet buldu selâmet 
Katlettiler yedi başlı evranı. 
.
Ehl-i İslâm eyleyince hareket.
Düvel- ecnebide kalmadı takat 
Min ba’di buluruz fevz ü bereket 
Çıkarttılar akrep ile yılanı. 
.
Çektik din yolunda türlü sefalet.
Avn-i Yezdan ile bulduk selâmet 
Cümle müminlere olsun beşaret 
Sahipkıran katleyledi Mervan’ı. 
.
Ümera vükelâ hep bil-ittifak.
Kıldık din yolunda ahd ile misak 
Ehl-islâm içinde kalmadı nifak 
Gülistana döndü dehrin her yanı.
.
İttifak eyleyip verdik el ele.
Düşman ordusuna düştü velvele 
Oynadı dârül-harp koptu zelzele 
Kimseler görmedi böyle tufanı. 
.
Birbirine karşı süngüler şişler 
Olmadı cihanda böyle savaşlar 
Düşman ordusunda yatan o leşler.
Sığmaz defterlere yoktur pâyanı. 
.
Nâra vurdu evliyalar şehitler 
Firara yüz tuttu kâfir pelitler 
Gayret zamanıdır babayiğitler 
Çiğneyip geçelim Yunanistan'ı.
.
Çalınır tabıl nay sazlar sızılar 
Asker ile doldu dağlar yazılar 
Mükâfata nail oldu gaziler 
Şühedalar buldu bağ-i cinanı. 
.
Gayrete geldiler gaip erleri
Seyf-i sâr'ım ile beher birleri 
Hamle kılıp Anadolu şirler'ı.
Çok devlere boylattılar ummanı.
.
Ehl-i islâma yardım etti melekler 
Hayran oldu bu kavgaya felekler 
Hamdülillah kabul oldu dilekler 
Verdi muradımız Hak keremkânı.

Bir zaman gözümüz görmedi uyku 
Bin türlü sualât çok idi sorgu 
Açıldı beldeler kalmadı korku 
Şimdi selâmetle yürüt kervanı. 
.
Doldu bu dünyaya sulh ile salâh 
Buldu milletimiz fevz ile felâh 
Kıldı eşkiyalar teslim-i silah 
Kalmadı badema vatan düşmanı. 
.
Şâd etti cihanı bu sulh-i umum 
Min ba’di kavgaya kalmadı lüzum 
Keşf’ olup sıyrıldı sehab-i gumum 
Doğdu adaletin mâh-i tâbanı. 
.
Ulemalar el kaldırdı duaya 
Zabitan sarıldı seyf-i sahâya 
Türkiye sancağı kalktı bâlâya 
Arttı dinimizin şöhreti şanı. 
.
Yaşasın kahraman askerlerimiz 
Cünüd-i Hüdadır leşkerlerimiz 
Bil-ittifak millet her birlerimiz 
Koyduk din yolunda baş ile canı. 
.
Dolmuştu cihana Ye’cüc’le Me’cüc 
Bu milletin işi olmuştu pek güç 
Zuhur etti bir merd-i sahib huruç 
Döktü denizlere ehl-i tuğyanı. 
.
Namıdır Mustafa Kemal-i kudret 
Sabr ü sebat ile buldu çok nusret 
Dergâh-i ulyadan giyindi kisbet 
Oldu bu devranın din pehlivanı. 
.
Vardır cemalinde âsâr-i sücüd 
Şir ü dilâverler yanında mevcut 
Kılıp din yolunda isbat-i vücut 
Oldu vükelânın başkumandanı. 
.
Himmet etti ana ol Hazret-i Pîr 
Himmet-i Pir ile oldu cihangir 
Cenâb-i Mevladır her şeye kadir 
Sulh ile şâd etti cümle cihanı. 
.
Kutb-i âlem Hacı Bektaş-i Veli 
Yürüdü beraber Hazret-i Ali 
Şeriat tarikat olup münceli 
Küşat eylediler yolu erkânı. 
.
Bir alay mücahit gönüllü asker 
Söylenir şöhreti şanı seraser 
İştirak eyleyip gittik beraber 
Kılavuz eyleyip kutb-i devranı. 
.
Al yeşil sancaklar parladı elbet 
Kapladı cihanı şan ile şöhret 
Düşman ordusuna gösterdi heybet 
Mükâfat olarak aldık nişanı.
.
Maksud olan budur ancak dünyada 
İktida gerektir şer’-i Ahmed’e 
Beş vakit namazda, eller duada 
İhlâs ile okuyalım Kur’anı.

Kur’an içre olan emr ü alâim 
Şayan-i kabuldür akla mülâyim 
Salât ü savm ile gel ol müdavim 
Cenab-i Mevlânın budur fermanı. 
Eğer ister isen iman-i kâmil 
Ferman-i Hüdaya olagör kail 
Seyf-i şer’-i pâk-i kılıp hamail 
Lâ tahaf âlemde eyle seyranı. 
.
Doldu cihana sulh verildi destur 
Mevlâ esbabını eylesin mağfur 
Gözlerimiz aydın sa’yimiz meşkür 
Şükrana keselim koçu kurbanı. 
.
Güş eyle kelâmı anla rumuzu 
Kimsenin kimseye kalmadı sözü 
İnşallah yayılır kurt ile kuzu 
Adl’e kıyam etti vaktin çobanı. 
.
İndi mi semadan Hazret-i İsa 
Çelâle mi geldi Hazret-i Musa 
Inşallah uyandı mübarek asâ 
Aştı sihirbazlar Frengistanı. 
.
Mevlâ gidenleri kılsın mağfiret 
Kalanlara versin sıhhat selâmet 
Olsunlar garik-i derya-yı rahmet 
Yazdırıp yazanlar iş bu destanı.
Bin üç yüz kırk birdir tarih-i hicret
Şad olsun ümera şen olsun millet 
Enbiya evliya eyledi himmet
Şükür münafıkın geçti zamanı. 
Çok gezdim cihanda bir merd-i garip 
Göründü gözüme tarik-i musip 
Merzifon şehrine atıldı nasip 
Harız karyesinde tuttum mekânı. 
.
Sıdkî’ya kalbimiz oldu münevver
Gaziler hil’ atın giydi askerler
Yüceldi namımız olduk muzaffer 
Yetişti Mevlânın lütf ü ihsanı.
.
Not: Nefeste geçen 1341 yılı nefesin yazıldığı tarihtir ve Miladi olarak Temmuz ayı sonuna kadar 1923 yılını Ağustos ayından itibaren de 1924 yılına denk gelir.

 

 PEKİ SIDKI BABA KİMDİR ?

Doğum: 1281 (Miladi: 1865)
Gerçek adı Zeynel Abidin olan, Sıtkı Baba’nın soyu Oğuz Türkleri’nin Bozok koluna bağlı Dedekargın örelerine da aşiretinden gelir. Dedekargın aşireti Anadolu’nun çeşitli yörelerine dağılırken bir grup da Malatya’da Tohma çayı kenarında Çerme adında bir köye yerleşmişler, uzun yıllar bu köyde yaşayarak arazi ve mülk sahibi olmuşlardır. Bunların arasında Hacı Ahmetler diye tanınan bir aile vardır. Sıdkı Baba’nın dedesi bu Hacı Ahmetlerdendir.
Zeynel Abidin ‘in ilk adı Pervane’dir. Pervane on iki yaşına geldiğinde ününü duyduğu Hacıbektaş Dergâhına gitmeyi arzular, annesinden izin ister. Annesi çocukluğu bahane ederek izin vermez, “biraz daha büyü de sonra gidersin” der. Fakat Pervane aklına koyduğu için bir gün habersizce kaçar, farkına varan annesi arkasından atlı göndererek yoldan çevirtir. Pervane bir süre sonra tekrar kaçar ve bu sefer planını uygulamayı ve Hacıbektaş’ a ulaşmayı başarır.
Pervâne 1293 yılında dergâha gittiğini ve o zaman on iki yaşında olduğunu deyişlerinde tekrarlamaktadır. Buna göre doğum yılı 1281 miladi 1865’tir.


Pervâne, Feyzullah Çelebi’ ye gösterdiği bağlılığı daha fazlasıyla oğlu Cemaleddin Çelebi’ ye de göstermiştir. Kendisine verilen görevleri yapmaktaki çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile dikkati çekmiştir.
Pervane, iki yıl sonra kısa bir süreliğine memleketine gider, dergaha döndüğünde Feyzullah Efendi ölmüş, yerine Cemalettin Çelebi geçmiştir. Bundan böyle ona hizmet edecektir. Ömrünün sonuna kadar kullandığı mahlassı da Cemalettin Efendi’ den alacaktır; On dört yıl sonra, Pervane hizmetine sadakatini gösteren Sıtkı adını alacak ve deyişlerinde buna değinecektir.


Aşk ile
Mehmet Özgür Ersan
Abdal Yesari

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum