Son Dakika Haberleri
Japonya'nın Türkiye Büyükelçisi Masami Tamura, 12 Kasım tarihinde Kırşehir'in Kaman ilçesinde bulunan Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü'nü ziyaret etti. Ziyaret sırasında enstitünün uzun yıllara dayanan kazı çalışmaları, arkeolojik eserler ve tarihi bahçeler incelendi. Tamura, Anadolu'nun binlerce yıllık medeniyetlerine ev sahipliği yapan Türkiye'nin kültürel zenginliğini övdü ve herkesi bu bölgeleri ziyaret etmeye davet etti.

ABD Başkanı Donald Trump, Kolombiya'daki kokain üretim fabrikalarına yönelik sert bir açıklama yaparak, bu tesisleri vurmayı kişisel olarak gurur duyacağı bir eylem olarak nitelendirdi. Trump'ın bu açıklaması, Kolombiya ile ABD arasında artan gerilimlere ve uyuşturucu ticareti konusundaki tartışmalara ışık tutuyor.

Sivas Valiliği himayesinde, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile Sivas Cumhuriyet Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen “Pir Sultan Ocağı ve Pir Sultan Abdal Sempozyumu” 4 Eylül Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Araştırmacı yazar Türkoğuz Kılıçgedik, sempozyumun ikinci gününde konuşmacı larak yer aldı.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy ve Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron, Ukrayna'nın savunma kapasitesini güçlendirmek amacıyla tarihi bir anlaşma imzaladı. Anlaşma, Ukrayna'nın 2035 yılına kadar 100 adet Rafale savaş uçağı, SAMP/T hava savunma sistemleri, hava savunma radarları, hava-hava füzeleri ve hava bombaları gibi askeri teçhizatı Fransa'dan temin etmesini mümkün kılıyor.

Akciğer kanseri hem ülkemizde hem de dünyada en sık görülen ve en fazla yaşam kaybına neden olan kanser türü olarak önemini koruyor. Artan çevresel risk faktörleri, sigara kullanımı ve geç belirti vermesi nedeniyle hastalık toplum sağlığı açısından kritik bir konumda bulunuyor. 2025 yılında tanı ve tedavide yaşanan gelişmeler ise pek çok hasta için yeni bir umut döneminin başlangıcını işaret ediyor. Memorial Göztepe Hastanesi Kanser Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, “17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Günü” kapsamında hastalıkla ilgili güncel verileri ve yeni tedavi yaklaşımlarını paylaştı.

Prematüre doğum dünya genelinde ve ülkemizde çok önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ediyor. Yenidoğan bebek ölümlerinin yanı sıra uzun vadeli sağlık sorunlarının başlıca nedenlerinden biri olan prematüre doğumlar, aynı zamanda aileleri, toplumu ve ekonomiyi etkileyen çok yönlü sonuçlara neden olabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; dünyada tüm doğumların yaklaşık yüzde 10’u preterm doğum olarak gerçekleşiyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Sorumlu Neonatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Korkmaz Toygar, dünyada her yıl yaklaşık 15 milyon bebeğin vaktinden önce dünyaya geldiğine dikkat çekerek, “Türkiye İstatistik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı verileri de ülkemizde prematüre doğum oranının yüzde 10-12 arasında seyrettiğini ortaya koymaktadır. Buna göre, Türkiye’de her yıl 130-150 bin bebek prematüre olarak dünyaya gözlerini açmaktadır” diyor. Yürekleri ferahlatan haber ise geçmişte yaşama şansı çok düşük kabul edilen prematüre bebeklerin artık çok daha yüksek bir oranda hayata tutunabilmeleri. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Neonatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Korkmaz Toygar, prematüre bebeğin sağlıklı bir şekilde yaşatılmasının çok büyük bir emek, sabır ve incelik isteyen oldukça uzun bir süreç olduğunu belirterek, “Bu süreçte en önemli kilometre taşları gelişmiş bir yenidoğan yoğun bakım ünitesinin yanı sıra bilgili, tecrübeli, kalplerinde insan ve bebek sevgisi, şefkat, merhamet, sabır, dikkat, özen ve fedakarlık hissi olan hekimler, hemşireler ve yardımcı sağlık personelidir. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinden taburcu olduktan sonra özellikle 3 yaşına kadar olan dönem çok önemli olup, anne ve babanın işbirliği, bakımı, ilgisi ve sevgisi prematüre bebeklerin sağlıklı çocuklar olarak büyümeleri için çok önemlidir” diyor.

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), genellikle orta ve ileri yaşlarda ortaya çıkan, yavaş seyreden ve belirtileri nedeniyle çoğu zaman yaşlanmanın ya da sigara içmenin etkileriyle karıştırılan ciddi bir solunum hastalığı. Nefes darlığı, öksürük ve balgam gibi şikâyetlerle kendini gösteren KOAH’ın, erken dönemde fark edilmediğinde yaşam kalitesini belirgin biçimde düşürebildiğine dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Çalışkan, “KOAH’lı hastalar genellikle bu semptomları sigara kullanımına veya yaşlanmaya bağlayarak doktora başvurmayı geciktiriyor. Oysa erken tanı, tedavi başarısını ve yaşam kalitesini önemli ölçüde artırıyor” dedi.

Pentagon Eski Başdanışmanı ve emekli Albay Douglas Macgregor, yargıç Andrew Napolitano'nun "Judging Freedom" programında ABD'nin Ortadoğu, Ukrayna, Venezuela ve hatta Nijerya'daki askeri maceralarını eleştirdi. Macgregor, İsrail'in Gazze'deki eylemlerini "soykırım" olarak nitelendirerek, ABD'nin bu politikaları desteklemesini "utanç verici" bulduğunu belirtti.

Akademisyen Murat Ercan, raporu hazırlarken hiçbir alt kimliği yok saymadıklarını, aksine insani, hukuki ve Alevilik öğretilerine uygun bir yaklaşım benimsediklerini ifade etti. Atatürk'ün "Felaket başa gelmeden önleyici tedbirleri alınız" sözünü hatırlatan Ercan, çok kimlikli toplumlarda anayasanın kimlik kataloğuna dönüştürülmesinin ayrıştırma yaratacağını savundu.

Kısa süre önce tamamlanan Alevi Raporu’nun paydaşlarından; Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Başkanı Özdemir Özdemir, Yeni Akit gazetesinden Muhammet Kutlu’ya son derece çarpıcı açıklamalarda bulundu. Alevilerin içinde FETÖ’nün yeniden aktif olduğu uyarısı yapan Özdemir, Alevi dedelerini cemlerde toplumu bilgilendirmeye çağırdı.

Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Avukat Erdem Cömert"Cemevlerinin yasal statüsünün kanunlarda, yönetmeliklerde ve imar kanununda olduğunu görüyoruz. 5393, 5216 ve 5302 sayılı yasalar buna örnek. Buna rağmen 'devlet cemevlerini tanısın' talebi hala dile getiriliyor. Acaba cahillikten mi, yoksa işlerine mi gelmiyor?"

İsmet Avrupa'daki Aleviliğin masumane başlayan sürecinin politikleşerek farklı bir evreye dönüştüğünü vurguladı. "Bu, Siyonizmin bir projesi. Alevileri inançsızlaştırarak yeni bir güç elde etmek adına ciddi kaynaklar ayrılıyor. Sadece birkaç kurumun çabası değil; global bir yapıya büründü. Amerika'dan Güney Amerika'ya, Rusya'ya kadar yayıldı" dedi.

Hacı Bektaş Veli Dergahı Halife Baba Dursun Gümüşoğlu, raporun "zihniyet değişimi" bölümüne ilişkin soruya kapsamlı bir yanıt verdi. Gümüşoğlu, Alevi toplumunun devlet dairelerinde, sosyal ve kültürel etkinliklerde ötekileştirilmesine dikkat çekerek, devletin tüm unsurlarına eşit ve liyakat esaslı davranması gerektiğini vurguladı.

Celal Abbas Ocağı Dedesi Ali Şar Dede, Alisiz Alevilerin geleneksel Alevilikle hiçbir ilgisinin olmadığını vurguladı. "Ali'yi reddettiğin zaman Peygamber Efendimizi, onu reddettiğin zaman Allah'ı reddedersin" diyen Şar Dede, bu grupların geçmişteki fraksiyonlar ve Alevi ulularının isimlerini istismar ederek asimilasyon sağladığını belirtti.








