Dr. İhsan Ünlü yazdı: Pir Sultan Abdal Sempozyumunun ardından..

Sivas Valiliği himayesinde, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile Sivas Cumhuriyet Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen “Pir Sultan Ocağı ve Pir Sultan Abdal Sempozyumu" nda bir de bildiri sunan Dr. İhsan Ünlü izlenimlerini haber sitemiz için yazdı.
Sivas Valiliği himayesinde, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile Sivas Cumhuriyet Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen “Pir Sultan Ocağı ve Pir Sultan Abdal Sempozyumu" nda bir de bildiri sunan Dr. İhsan Ünlü izlenimlerini haber sitemiz için yazdı.
“Pir Sultan Ocağı ve Pir Sultan Abdal Sempozyumu” 4 Eylül Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Beş yüzyıl sonra Pir Sultan Abdal’ın kendi memleketinde akademik düzeyde ilk kez kapsamlı şekilde ele alındığı sempozyum, iki gün sürdü ve 62 bildiri sunuldu.
Programa Sivas Vali Vekili İlhami Doğan, Sivas Belediye Başkan Vekili Av. Esra Meran Uslu, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Cem İnan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Değirmen, Rektör Danışmanı Doç. Dr. Nevzat Balıkçıoğlu, Genel Sekreter Yardımcısı Av. Bahadır Kır, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Vehbi Ünal, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkan Yardımcısı Esin Saykan ile il protokolü üyeleri katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan program, Türk Müziği Devlet Konservatuvarı tarafından sunulan Türk halk müziği dinletisiyle devam etti.
Açılış konuşmalarında, Pir Sultan Abdal’ın yalnızca bir halk ozanı değil; adalet, eşitlik ve insan sevgisini esas alan düşünceleriyle Anadolu’nun manevi ve kültürel mirasında önemli bir yere sahip olduğu vurgulandı. Konuşmacılar, Pir Sultan Abdal’ın eserlerinin yaşadığı dönemin toplumsal yapısına ışık tuttuğu gibi evrensel bir vicdan çağrısı niteliği taşıdığını da ifade etti.
Bu bağlamda, Pir Sultan Ocağı’nın tarihsel süreçte bir inanç üssü olmasının ötesinde, manevi/kültürel kimliğin ve toplumsal dayanışmanın yaşatıldığı bir irfan ocağı olduğu belirtilerek, sempozyumun Anadolu’nun kadim kültürel değerlerini koruma ve genç nesillere aktarma açısından önemli bir işlev üstlendiği dile getirildi.
Programda ayrıca, Gürcistan’da düşen Türk Silahlı Kuvvetlerine ait C-130 kargo uçağında şehit olan askerler rahmetle anıldı. Konuşmacılar, hayatını kaybeden personel için başsağlığı mesajları iletti. İki gün süren sempozyum boyunca, alanında uzman akademisyenler; Pir Sultan Abdal’ın düşünce evreni, eserlerinin edebiyat ve müzik dünyasındaki etkileri, Alevi-Bektaşi inanç geleneğindeki yeri ve Anadolu kültürüne ve inanç dünyasına sunduğu katkılar üzerine kapsamlı oturumlar gerçekleştirdi. Bu bağlamda 62 sunum yapıldı.
Programın kapanış oturumunda şu değerlendirmeler yapıldı: “Aradan geçen 5 asır sonra ilk defa bir sempozyum düzeyinde Pir Sultan Abdal’ın kendi memleketinde anılması çok anlamlıdır. Bu sempozyum, meselelerin kavga yoluyla değil oturup konuşarak barış yoluyla da çözülebileceğinin en somut örneği olmuştur. Bu sempozyumda İlahiyat/Tasavvuf konularının yanında Halk Bilim, Halk Edebiyatı ve Müzikoloji alanlarındaki bildiriler öne çıkmıştır. Akademisyenler, genellikle Pir Sultan'ı şiir analizleri yoluyla tahlil etmeyi tercih etmişlerdir. Burada tarihsel belge araştırmalarının ve ocak çalışmalarının zayıf olduğu görülmüştür. Pir Sultan mahlasıyla yazılmış farklı şiirlerin ortaya çıkması kafaları karıştırmakla birlikte Pir Sultan Abdal’ın tarzı ve üslubu ile farkını koruduğu tespiti yapılmıştır. Ancak yine de bazı katılımcılara göre, bu alanda Pir Sultan Abdal yerine “Pir Sultan Abdallar” dizisinden bahsetmek daha isabetlidir.”
Sempozyuma “Pir Sultan Abdal’da Allah Tasavvuru” adlı bildirisiyle katılan Araştırmacı-Yazar Dr. İhsan Ünlü şunları söyledi: “Asırlar sonra Pir Sultan Abdal’ı kendi şehrinde anmak ve anlamaya çalışmak çok kıymetli. Buraya katılan katılımcıların Alevi-Sünni ayrımına takılmadan Pir Sultan’ın manevi şahsında, onun mehabetine uygun bir yaklaşımla konuları ele almaları ve ortak temalar üzerinde durmaları çok anlamlıdır. Bu sempozyuma genç akademisyenlerin katılımı ve onların Pir Sultan’ın şahsında adalet, merhamet, hak ve özgürlükler bağlamanda ortaya koydukları performansları geleceğimize dönük umutlarımızı artırmaktadır. Yine bu sempozyum, adına Pir Sultan koyup da onunla hiç alakası olmayan, Pir Sultan’ı din dışı gören ve gösteren zihniyete de en büyük bilimsel cevabı vermiştir. Şiirlerine bakıldığında Pir Sultan’ın tasavvufi derinliğe sahip, zühde dayalı bir yapısı ve bakış açısı olduğu anlaşılmaktadır. Örneğin bir şiirinde İslam dinine mensup olduğunu, Mürşit olarak Hz. Ali’yi seçen müminlerden olduğunu şöyle dile getirir:
“Muhammed dinidir bizim dinimiz
Tarikat altında geçer yolumuz
Cibril-i Emin’dir hem rehberimiz
Biz müminiz mürşidimiz Ali’dir”
Pir Sultan, yaygın İslam anlayışın dışında daha mistik ve deruni İslam yorumuna sahip olmakla birlikte, Hakk’a inanan ve hak kelamı dillendiren bir Hak aşığıdır.
“Mümin olan neresinden bellidir
Hakk’ı söyler nefesinden bellidir”
Mısralarında görüldüğü gibi, kendisini mümin olarak tanımlayan, nefesleriyle Hak kelamını dile getiren ulu ozanlardandır. Pir Sultan Abdal, Anadolu Aleviliğinin inanç, düşünce ve duyuş biçimini en güçlü şekilde dile getiren şairlerden biridir. Pir Sultan, 131 şiirinde Allah ismini ve aynı manaya gelen farklı isimlerini kullanmıştır. Bu husus, şairin şiirlerinde Allah inancının ne denli merkezi bir yere sahip olduğunu açık biçimde gösterir. Bu durum ayrıca, bazı modern algı ve yanlış anlayışlarda dile getirilen “Pir Sultan ve Alevî-Bektaşî geleneğinde Allah inancı zayıftır” iddialarını da tarihî ve metin temelli olarak çürütür.
Pir Sultan, sanıldığının aksine sürekli muhalefet eden, dine lakayt ve lâdini bir şahsiyet değil aksine dine daha derin anlamlar yükleyerek öze dönük nefesleri dile getiren bir ozandır. Şiirlerinde yaygın İslam anlayışının dışında daha içsel ve batınî yorumları tercih etmiştir. Şiirlerine bakıldığında tasavvufun ana konularından olan ilahi aşkın, kişiyi Allah’a götüren mistik yolu tercih ettiğini görmek mümkündür. Bu bağlamda şekilsel ve biçimsel ögeler yerine öze ve derûna yönelik motifler öne çıkmaktadır. Şairin, genel tasavvuf anlayışıyla uyumlu olarak korkuya değil sevgiye dayalı bir yaklaşımı esas aldığı; bu manada şiirlerinde Allah sevgisi, Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisi, doğa sevgisi, insan sevgisi ve kul hakkı üzerinde durduğu anlaşılmaktadır.”
17.11.2025
Dr. İhsan ÜNLÜ
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- Dr. İhsan Ünlü yazdı: Pir Sultan Abdal Sempozyumunun ardından..
- Türkoğuz Kılıçgedik'in Pir Sultan Ocağı ve Pir Sultan Abdal Sempozyumu'nda yaptığı konuşma
- Balkanlar’da iki önemli kültürel proje tamamlandı: Naim Süleymanoğlu Anı Evi ve Kırcaali Merkez Camii açılıyor
- Ukrayna ve Fransa arasında tarihi savunma anlaşması imzalandı
- Ardan Zentürk: Zorbalık çağı! ABD Venezuela'yı bombalamayı tartışıyor
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN






Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.