İbrahim Afatoğlu,Gadir-i Hum Bayramı'nı kaleme aldı

Araştırmacı yazar İbrahim Afatoğlu’nun kaleme aldığı yazıda, Gadir-i Hum’un İslam tarihindeki önemi ve günümüze taşıdığı mesajlar vurgulandı.
Araştırmacı yazar İbrahim Afatoğlu’nun kaleme aldığı yazıda, Gadir-i Hum’un İslam tarihindeki önemi ve günümüze taşıdığı mesajlar vurgulandı. Hicretin 10. yılında, 16 Mart 632 tarihinde, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in Veda Haccı’ndan dönerken Mekke ile Medine arasındaki Gadir-i Hum mevkiinde Hz. Ali’yi halife ilan ettiği bu tarihi olay, adalet, liyakat ve birlik çağrısının sembolü olarak anılıyor.
Peygamber’in Tarihi Konuşması
Afatoğlu, yazısında Gadir-i Hum olayını şöyle aktarıyor: Peygamber Efendimiz, on binlerce sahabe huzurunda Hz. Ali’nin elini kaldırarak, “Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır. Allah’ım, onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol!” diyerek Hz. Ali’yi vekili ve halefi olarak tayin ettiğini ilan etti. Bu sözlerin ardından sahabeler sırasıyla Hz. Ali’yi tebrik etti. Afatoğlu’na göre bu olay, sadece bir şahsı yüceltmekle sınırlı değil; ümmete adalet, hakikat ve sorumluluk emanet eden bir dönüm noktasıydı.
Alevi ve Şii İnancında Gadir-i Hum
Gadir-i Hum, Alevi ve Şii inancına göre Hz. Ali’nin açıkça halife ilan edildiği gün olarak kabul ediliyor. Sünni kaynaklarda ise bu olay, Hz. Ali’nin üstünlüğünün ilanı olarak yer alıyor. Afatoğlu, hangi mezhepten bakılırsa bakılsın, Gadir-i Hum’un sevgi, sadakat, liyakat ve birlik çağrısı olduğunu vurguluyor. “Bu olay, sadece geçmişte değil, bugün ve gelecekte de yol gösterici bir ışık. Çöldeki o konuşma, bir ümmete bırakılmış büyük bir emanet ve sorumluluktu,” diyor.
Günümüze Taşınan Mesajlar
Afatoğlu, Gadir-i Hum’un günümüz toplumlarına yönelik mesajlarını da güçlü bir şekilde dile getiriyor: “Liyakat mi önde, yoksa menfaat mi? Hak mı önemli, yoksa güç mü? Gadir-i Hum’u sadece tarihi bir olay gibi görmek, onun ruhunu anlamamak demektir.” Hz. Ali’nin mazlumun yanında duran, adaletten şaşmayan ve bilgeliğiyle yol gösteren bir önder olduğunu belirten Afatoğlu, onu anmanın, onun temsil ettiği insani ve ahlaki değerleri yaşatmak anlamına geldiğini ifade ediyor.
Yazıda, Gadir-i Hum’un kardeşlik, eşitlik ve hak temelli bir toplum inşa etme çağrısı yaptığına dikkat çekiliyor. Afatoğlu, günümüzde ayrışmalar, adaletsizlikler ve liyakatsizliklerin derinleştiğini belirterek, Gadir-i Hum’un bu zor zamanlarda adaletin, hakikatin ve liyakatin sesini yükselttiğini vurguluyor: “‘Mevla Ali’dir’ derken, aslında ‘Mevla adalettir, hakikattir, liyakattir’ demektir.”
Bayram Kutlaması ve İyi Dilekler
Afatoğlu, yazısını 2025 Gadir-i Hum Bayramı’nı kutlayarak sonlandırıyor: “Tüm İslam âleminin Gadir-i Hum Bayramı’nı içtenlikle kutluyor; başta Hz. Ali olmak üzere hak ve hakikat yolunda yürüyen tüm kutlu isimleri rahmet ve saygıyla anıyorum. Gadir-i Hum’un öğrettikleriyle büyüyen, birlik ve kardeşlik içinde bir gelecek diliyorum.”
Gadir-i Hum Bayramı, Alevi-Şii İslam Alemi için sadece bir anma değil, aynı zamanda adalet, sevgi ve liyakat gibi evrensel değerleri yeniden hatırlama ve yaşatma fırsatı sunuyor.
Araştırmacı yazar İbrahim Afatoğlu’nun kaleme aldığı yazı şöyle:
GADİR-İ HUM BAYRAMI’NIN ANLAMI NEDİR VE BİZLERE HATIRLATTIKLARI NELERDİR?
Gadir-i Hum, İslam tarihinde derin anlamlar taşıyan önemli bir duraktır. Hicretin 10. yılında, 16 Mart 632 tarihinde, Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa Veda Haccı’ndan dönerken Mekke ile Medine arasında, Gadir adı verilen bir su kenarında, Hum mevkiinde konakladı. Hazreti Ali’yi yanına çağırdı. Onun elini yukarı kaldırdı; beraberinde on binlerce sahabe huzurunda yaptığı tarihi konuşmada;
“Ben kimin mevlası (velisi, önderi, lideri) isem, Ali de onun mevlasıdır. Allah’ım, onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol!” diyerek Hz. Ali’yi kendi vekili ve halefi olarak tayin ettiğini açıkladı. Peygamber efendimiz Muhammed Mustafa’nın bu açıklamalarından sonra orada bulunan sahabelerin tamamı sırasıyla gelip Hz. Ali’yi tebrik ettiler.
Bu söz, sadece bir şahsı yüceltmek değil; ümmete emanet edilen bir sorumluluğun, hakikatin ve adaletin ilanıydı. Gadir-i Hum, Alevi ve Şii inancına göre Hz. Ali’nin açıkça halife ilan edildiği gündür. Sünni kaynaklarda da bu olay, Hz. Ali’nin üstünlüğünün ilanı olarak yer alır. Hangi mezhepten bakılırsa bakılsın, bu olay İslam tarihinde sevgi, sadakat, liyakat ve birlik çağrısının simgesidir.
İslam tarihi boyunca bazı anlar vardır ki, sadece geçmişi değil, bugünü ve geleceği de aydınlatır. Gadir-i Hum işte o anlardan biridir. Kumların, susuzluğun ve çöl sıcağının ortasında yapılan bu konuşma, yalnızca bir hitap değil; bir ümmete bırakılmış büyük bir emanet, ağır bir sorumluluktu.
Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa’nın on binlerce sahabeyi durdurup, onların gözlerinin içine bakarak söylediği “Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır” sözü, bir gönül bağı kuruyordu. Bu cümle; sadece Hz. Ali'yi yüceltmek değil, aynı zamanda adaletin, doğruluğun, ilmin ve cesaretin temsilcisine yönelme çağrısıydı.
Bugün, bu sözün üzerinden asırlar geçmiş olabilir. Fakat hâlâ şu soruyla yüzleşmek zorundayız: Liyakat mi önde, yoksa menfaat mi? Hak mı önemli, yoksa güç mü? Gadir-i Hum’u yalnızca tarihi bir olay gibi görmek, onun ruhunu anlamamak demektir. Çünkü o gün konuşulan şey; adaletin, sadakatin, bilginin ve samimiyetin yanında durma çağrısıydı.
Hz. Ali; mazlumun yanında duran, adaletten şaşmayan, bilgeliğiyle yol gösteren bir önderdi. Onu hatırlamak, sadece bir şahsı anmak değil; onun temsil ettiği tüm insani ve ahlaki değerleri yaşatmaktır. Gadir-i Hum, bize sorumluluğu hatırlatır. Hakkı tutup kaldırmamızı ister. Kimseyi dışlamadan, ayrıştırmadan; kardeşlik, eşitlik ve hak temelli bir toplum inşa etmemizi bekler.
Bugün toplum olarak pek çok zorlukla karşı karşıyayız. Ayrışmalar, adaletsizlikler, liyakatsizlikler derinleşiyor. Oysa ki Gadir-i Hum, tam da bu zor zamanlarda sesini yükseltiyor: “Mevla Ali’dir” derken, aslında “Mevla adalettir, hakikattir, liyakattir” demektir.
2025 yılı 15 Haziran Pazar günü Alevi-Şii İslam Alemi için Gadir-i Hum Bayramıdır. Bu anlamda tüm İslam âleminin Gadir-i Hum Bayramı’nı içtenlikle kutluyor; başta Hz. Ali olmak üzere hak ve hakikat yolunda yürüyen tüm kutlu isimleri rahmet ve saygıyla anıyorum. Gadir-i Hum’un öğrettikleriyle büyüyen, birlik ve kardeşlik içinde bir gelecek dileğiyle...
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- Demiroğlu:Körfez'den iki ülke KAAN ile ciddi şekilde ilgileniyor
- İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü: ABD desteği olmadan bu saldırılar gerçekleşmezdi
- İbrahim Afatoğlu,Gadir-i Hum Bayramı'nı kaleme aldı
- Alevi Gündemi’nde Hüseyin Dedekargınoğlu Vefa Etkinliği konuşuldu
- Koçarlı’daki Cemevi ve Kültür Merkezi'nin yenilenme çalışmaları tamamlandı
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.