Meryem Gülbetekin:Alp Arslan ve Selahaddin Eyyubi’nin mirası

İsrail'in Gazze'ye tam işgal kararına muhalefet lideri Lapid'ten sert tepkiHaberi görüntüle

Genç kuşak yazar ve TV program yapımcısı Meryem Gülbetekin, tarihin iki büyük lideri Sultan Alp Arslan ve Selahaddin Eyyubi’yi ele aldığı “İki Hilal Bir Kılıç: Alp Arslan ve Selahaddin Eyyubi Üzerine Bir Bakış” başlıklı yazısıyla dikkat çekti. Gülbetekin, bu yazısında, İslam dünyasının ortak hafızasında direniş, adalet ve iman sembolü olarak yankılanan iki liderin hayatlarını ve miraslarını derinlemesine inceledi. Alp Arslan ve Selahaddin Eyyubi’nin mirası, sadece geçmişin değil, geleceğin de yolunu aydınlatmaya devam ediyor.

Alp Arslan: Anadolu’nun Kapılarını Açan Lider

Yazıda, Sultan Alp Arslan’ın 1071 Malazgirt Zaferi’nin sadece bir askeri başarı değil, Anadolu’nun Türklere açılmasında bir dönüm noktası olduğu vurgulanıyor. “Ölürsem beni kefensiz gömün, bu kefen Anadolu’ya feda olsun” sözüyle, Alp Arslan’ın Anadolu’yu bir emanet olarak gördüğü belirtiliyor. Büyük Selçuklu Devleti’nin lideri olarak, nizam-ı âlem idealini benimseyen Alp Arslan, liyakat ve adalet anlayışıyla da tarihe damga vurmuş bir devlet adamı olarak anılıyor.

Selahaddin Eyyubi: Kudüs’ün Adalet Savaşçısı

Selahaddin Eyyubi ise 1187’de Kudüs’ü Haçlılardan geri almasıyla tarih sahnesinde yerini alıyor. Ancak Gülbetekin, onu özel kılanın yalnızca zaferleri değil, adalet ve tevazu anlayışı olduğunu ifade etti. Kudüs’ü fethettikten sonra şehirde katliam yapmayan, kiliselere dokunmayan ve Hristiyan halka yaşama hakkı tanıyan Selahaddin, Batı kaynaklarında bile hayranlık uyandırmış. Ölümünde geriye maddi bir servet bırakmayan bu lider, adalet ve onurla yoğrulmuş manevi bir miras bırakmış.

Ortak Miras: Adalet, Liyakat ve Tevazu

Gülbetekin, her iki liderin İslam’ın izzeti, mazlumların savunulması ve adaletin tesisi için yaşadığını belirtiyor. Alp Arslan ve Selahaddin Eyyubi’nin ortak yönleri arasında ilahi adalet anlayışları, liyakatli yöneticiler yetiştirmeleri, barışa verdikleri önem, sabır ve tevekkülle hareket etmeleri yer alıyor. Onlar, sembol liderler olmanın ötesinde, halklarına hizmet eden liderler olarak tarihe geçmiş.

Günümüz için Bir Pusula

Yazar, günümüz İslam dünyasının çatışmalar ve adaletsizliklerle mücadele ettiği bir dönemde, Alp Arslan ve Selahaddin Eyyubi’nin mirasının sadece övünülecek bir tarih değil, aynı zamanda yeniden inşa edilmesi gereken bir ahlaki pusula olduğunu vurguluyor. Emanet, adalet, liyakat, tevazu ve inanç gibi kavramların yeniden hayat bulması gerektiğini ifade eden Gülbetekin, bu değerlerin bugünün dünyasında da ilham kaynağı olabileceğini söylüyor.

Meryem Gülbetekin'in yazısının tamamını okumak için lütfen tıklayınız.