Meryem Gülbetekin yazdı: “Yaradan”ı ararken…

Genç kuşak yazarlardan ve TV program yapımcısı Meryem Gülbetekin, “Yaradan”a dair hissiyatını kelimelere döktü. İşte, o yazı:
“YARADAN”I ARARKEN…
Bazen bir taşın üstünde oturur insan. Ne konuşur, ne susar. İçinden bir sızı yürür kalbine, oradan gözlerine. Bir kuş geçer gökyüzünden, izini bırakmaz, ama seni değiştirir.
O an anlarsın: Yaradan bir yerde değil, bir hâlde saklıdır. Mekânda değil, anda…
“Yaradan” denince aklıma yüce bir kudretin yumuşak dokunuşu gelir.
Kavrayamadığım, ama içimde yankısını duyduğum bir sır…
Gecenin sessizliğinde bir çocuk gibi ağladığımda da oradaydı, kalabalığın ortasında kendime en uzak olduğumda da. Bana hiçbir şey demedi, ama ben her şeyi orada duydum.
Bazıları Tanrı’yı gökte arar, bazıları taşta.
Ben bir insanın gözlerinde gördüm onu.
Affedişinde, gülüşünde, sabrında…
Birinin bir lokmayı paylaşmasında gördüm, bir annenin evladına dua edişinde…
O yüzden bana “Tanrı nerededir?” diye sorsalar, elimle bir yönü gösteremem. Ama derim ki, “İyi bir kalbe dikkatle bak. Orada izini göreceksin.”
“Yaradan”, belki de hiçbir zaman adını söylemedi bize. Ama biz ona binlerce isim verdik. Belki her isim, bir yönünü anlatıyordu. Ama o, hiçbir kelimeye sığmadı.
Çünkü “Yaradan”, sadece bilinen değil, bilinmeyi isteyen de değil.
“Yaradan”, belki sadece “olmaya” çağıran bir varlıktı.
Ol ki, göresin. Dön ki, bulasın…
Bir gün kendime çok kızdığımda, sustum. Derin bir utançla içime döndüm.
O zaman bir ses duydum: “Kendine bu kadar yüklenme, ben seni böyle de sevdim.”
İşte o an, “Yaradan”ı dışarda aramaktan vazgeçtim. Çünkü en karanlık tarafıma bile şefkatle dokunan o ses, içimden geliyordu.
Ve bana öğretti ki: “Yaradan”, kusursuzluk değil, kabuldür…
“Yaradan”, bazen bir çobanın ıslığında, bazen yaşlı bir adamın baston sesinde kendini hatırlatır.
Bazen bir türküde, bazen suskunlukta…
O, aramaktan vazgeçtiğimizde bizi bulan şeydir.
Dön dediğinde değil; biz zaten döndüğümüzde çoktan oradaydı.
Yol erenlerine göre, “Yaradan”a giden yol, dışarıda değil; insanın içindedir.
Kendini bilen, Hakk’ı bilir. Hakk’ı bilen, her varlıkta O’nu görür.
Çünkü: “Her can, Hakk’ın bir yansımasıdır.”
Kimsenin “Yaradan”ı aynı değil belki. Ama hepimizin içinde aynı öz var. Bunu görebilmek, onunla buluşmaktır.
Bazen bir kapı çalmadan da açılır. “Yaradan” işte o açılan kapıdır.
Ve biz, içeriye her seferinde ilk defa gireriz…
MERYEM GÜLBETEKİN
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 3ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.