Bir Gezinin Ardından Hissetiklerim
04 Mayıs 2025, Pazar 00:16Bir Bektaşi fukarası olarak 28 Nisan’da başlayıp 3 Mayıs’ta sonlandırdığımız ve Yunanistan’daki Bektaşi türbe ve tekkelerinin kısıtlı zamanımızda bir kısmını ziyaret ettiğimiz gezimiz bugün sonlandı.
İskeçe Hasip Baba Dergahı, Katarin Sarı Abdullah Baba Tekkesi , Baba Boğazı Hasan Baba Tekkesi , Selanik Musa Baba Tekkesi ve Durbalı Sultan Tekkesinde Türk Babalar ve Dervişlerce çerağlar uyandırıldı , gülbanglar çekildi …
Balkanlar’ın dağlarında yankılanan ilk nefes, sadece bir asker postalı değil; aynı zamanda bir derviş nefesiydi. Bektaşi erenleri, kılıçla değil gönülle fethe çıktılar. Gittikleri her köyde bir ocak kurdular, her ocakta bir ışık yaktılar. Onların dili Türkçe, yüreği İslam ile yoğrulmuştu. Sadece Allah aşkını değil; hoşgörüyü, kardeşliği ve adaleti de taşıdılar yanlarında. Bektaşilik, bu toprakların ruhuna öyle derin işledi ki, bir türbeden yükselen dua sesi, yüzyıllar sonra bile bir çocuğun annesinden duyduğu ilk ninnide yankı buldu. Bu yüzden Balkanlar’da bir taşın altını kaldırdığınızda hâlâ bir erenin hatırasıyla karşılaşırsınız. Çünkü onlar, fethe gelen değil; yerleşmeye, yaşamaya ve yaşatmaya gelenlerdi.
Bu ziyaretlerin manevi hazzı kelimelere sığmaz; ancak yaşanır, hissedilir. Yine de paylaşmak istediğim bir yönü var: Yunanistan’ın ve Balkanların dört bir yanı, Bektaşi irfanının ve Türk kültürünün izleriyle örülmüş; sanki her taşta, her duvarda bizden bir nefes saklı.
Asırlar sonra bu topraklarda ata yadigârını ziyaret etmek, onları unutmadığımızı göstermek... İşte bu, o kadim kültür dairesinden beslenen canların yüzünü aydınlatan bir ışıktı. Ve ben, o ışığın gözlerdeki yansımasına şahit oldum. Yüzlerce kilometre yolculuğun verdiği yorgunluk bir anda yok oldu. Bektaşiliğin doğal merkezinin Türkiye olmasının önemini daha iyi idrak ettim.
Türkçe konuştuğumuzu duyan nice yüzü ve gönlü Türkiye’ye dönük canlar yanımıza yaklaştı; Türkiye’ye yürekten selamlarını iletti. Onları ihmal ettğiimiz için utandım …
Resmî sınırlar ayrı düşürse de bizleri, gönülden gönüle kurulan yollar hiçbir hudut tanımıyor bunu yaşayarak gördüm.
Fakir bir iş insanıyım ve normal şartlarda vize almak ile ilgili bir sorunum yok ancak o vize evraklarını doldurup adeta boynu bükük çıkacak mı diye beklemek fıtratıma ters olduğu için yıllardır yurt dışına çıkmıyor ve ziyaret etmek istediğim bu kutsal mekanlara da gidemiyordum. Bu engeli kaldırarak bu hizmeti görmeme vesile olan Alevi- Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na da bu vesile ile teşekkür etmek isterim.
Aşk olsun .
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum