IŞIK VE SEVGİ: ÜÇ KİTAPTAN GELEN TEK GERÇEK
30 Temmuz 2025, Çarşamba 23:17İlk kelimeyle başladı her şey: “Ol!”
Bu emir, Yaratılış’ın özüdür.
Eski Ahit’in başlangıcında Tanrı, “Işık olsun,” dedi ve ışık oldu (Tekvin 1:3).
Karanlığın üzerine doğan bu ilk ışık, yalnızca fiziksel bir aydınlık değil; ruhun, aklın ve kalbin uyanışıydı. Işık, varoluşun nefesiydi. Işık, Tanrı’nın dokunuşuydu.
Kur’an’da bu ışığın adı “Nur”dur. Nur Suresi’nin 35. ayeti şöyle der:
“Allah, göklerin ve yerin nurudur. Onun nuru, içinde lamba bulunan bir kandil gibidir; lamba bir cam içindedir. Cam sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır…”
Bu ayet, sadece bir betimleme değildir; ilahi ışığın insan kalbinde nasıl yandığını anlatır. İçimizdeki karanlığı delen o ince ışık, Allah’ın sevgiyle üflediği ruhun kıvılcımıdır.
İncil’de ise bu ışık, beden alır. Yuhanna 1:5 şöyle der:
“Işık karanlıkta parlar, karanlık onu alt edemedi.”
Mesih, bu ışığın tecellisidir.
Ama asıl anlatılan, her insanın içinde parlayan ilahi kıvılcımın yeniden doğuşudur. Sevgiyle dolu olan bu ışık, yargılamaz, ayırmaz, bölmez. O, bağışlayan, onaran, birleştiren ışıktır.
Üç kitap da bu gerçeği haykırır: Tanrı, sevgiyle ışık saçandır. Ve her insan, bu ışıktan bir kıvılcım taşır.
Sevgi, ışığın sesi gibidir. Onu göremezsin ama varlığını hissedersin.
Tıpkı Kur’an’da geçtiği gibi:
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve O’nun Rasûlü’ne iman edin ki size rahmetinden iki katını versin ve sizi bir nur ile yürütsün.” (Hadid 28)
O nurla yürüyen, kin tutmaz.
O nurla bakan, kusur aramaz.
O nurla seven, koşulsuz sever.
Eski Ahit’te, “Komşunu kendin gibi sev” buyruğu; İncil’de, “Düşmanını bile sev” emrine dönüşür.
Kur’an’da ise, Allah’ın Rahman ve Rahîm isimleriyle, merhametin her şeyin üstünde olduğu ilan edilir.
Bu bir tesadüf değildir. Üç kutsal metin, tek bir mesajda buluşur: Sevgi olmadan ışık kör eder. Işık olmadan sevgi yönsüz kalır.
Bugün zor zamanlardan geçiyor olabiliriz...
Yalanlar, korkular, öfke ve ayrılıklar ruhumuzu örtüyor olabilir. Ama kutsal kitapların sesine kulak verdiğimizde, hep aynı fısıltıyı duyarız:
“Korkma. Sen ışığın çocuğusun.”
Ve ışığın çocukları bilir ki, sevgi sadece bir duygu değil, bir eylemdir.
Yardım etmek, affetmek, anlamaya çalışmak, sessizce dua etmek, susmak ve sadece yanında olmak…
İşte bunlar, o kadim ışığın dünyadaki yankılarıdır.
Belki de şimdi, üç kitabın kalbinde atan o sonsuz sevgiyi bir kez daha hatırlamalıyız.
Dilimiz farklı, sembollerimiz başka olsa da hepimiz aynı nurdan yaratıldık.
Işığa yürüyen sevgiyle yürür.
Ve sevgiyle yürüyen, karanlıktan korkmaz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum