Site en üst
İstanbul
16 Aralık, 2025, Salı
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

ALEVİ TEOLOJİSİ (5) ALEVİ OCAKLARI VE DERGAHLARI

16 Aralık 2025, Salı 01:20

Cem vakfının, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin katkıları ile yayınladığı “ALEVİLİK BİLİNMELİDİR” adlı el kitabının beşinci bölümünde, Alevi Dergahları ve Ocaklarını ele alacağız. Prof. Dr. Ali Yaman, Prof. Dr. Caner Işık, İlahiyatçı-yazar Mustafa Cemil Kılıç, Alevi Dedesi ve inanç önderi Mesut Yıldırım ve Cem Vakfı Genel Başkanı Sayın Ahmet Rasim Tükek’ten oluşan bir heyet tarafından kaleme alınan eserde, Alevi Dergahları ve Ocakları hakkında verilen bilgilerin özetini sunacağız.

Alevi İnancı-Teolojisi ile ilgili yayınladığımız seri dizisi, kamuoyunda olumlu tepkiler aldı. Bu ilgiden dolayı bütün okurlara teşekkür ediyorum. Alevilik hakkında bu yayınların yapılmasının Alevi toplumunun bilinçlenmesinde önemli bir yer tutacağı ve Alevilikle ilgili bazı kesimlerde var olan önyargılarının da yıkılmasına katkıda bulunacağı şüphesizdir. Bu hizmetlerinden dolayı, başta Cem vakfına, Kocaeli Büyükşehir Belediyesine, katkıda bulunan akademisyenlere ve inanç önderlerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Bunu belirttikten sonra makalemizin konusuna geçebiliriz.

ALEVİ DERGAHLARI

Alevi İslam inancı, Osmanlı devleti döneminde, Anadolu ve Balkanlar’da nüfusun kalabalık olduğu bölgelerde tekkeler, dergahlar, zaviyeler şeklinde, kırsal kesimlerde ise, Ocaklar olarak örgütlenmiştir. Cumhuriyetten sonra başlayan kentleşme ile birlikte inanç merkezleri eski işlevlerini yitirmiş, bunun yerine bu görevi, köylerde Cem evleri, kent ve ilçelerde ise dernek ve vakıflar tarafından yaptırılan Cem evleri ve Kültür merkezleri üstlenmiştir.

Anadolu ve Balkanlarda Alevi İslam inancının bugünlere gelmesinde tekke, zaviye ve dergahların çok büyü katkıları olmuştur. Ancak, Yeniçeri ocağının 1826 yılında Padişah İkinci Mahmut döneminde kaldırılmasından sonra, bu dergah ve zaviyeler ya kapatılmış ya da Nakşibendi gibi tarikatların şeyhlerine devredilmişti. İşte yüzlerce bu dergah ve tekkelerden çok az sayıda olanı ancak bugüne ulaşabilmiştir. Bugün hala ayakta olan bu dergah ve zaviyeler şunlardır:

--Abdal Musa Sultan Dergahı (Antalya-Elmalı)

--Battal Gazi Dergahı (Eskişehir)

--Erikli Baba Dergahı (İstanbul)

--Gül Baba Dergahı (Macaristan-Budapeşte)

--Hacı Bektaş Veli Dergahı (Nevşehir-Hacı Bektaş ilçesi)

--Harabati Baba Dergahı (Makedonya)

--Hamza Baba Dergahı (İzmir)

--Hasan Dede Dergahı (Kırıkkale)

--Hıdır Abdal Sultan Dergahı (Erzincan)

--Hubyar Sultan Dergahı (Tokat)

--Karaağaç Dergahı (İstanbul)

--Karaca Ahmet Sultan Dergahı (İstanbul)

--Kar Yağdı Baba Dergahı (İstanbul)

--Pir Sultan Abdal Degahı (Sivas)

--Sarı Saltuk Dergahı (Romanya)

--Seyyid Ali Sultan Dergahı (Yunanistan)

--Şahkulu Sultan Dergahı (İstanbul)

--Şeyh Hasan Onar Baba Dergahı (Malatya)

--Şücaettin Veli Sultan Dergahı (Eskişehir)

Bugün bu dergahların arazileri üzerinde kurulan dernek, vakıf ve Cem evleri, Alevi toplumuna hizmet etmeye devam etmektedirler.

ALEVİ OCAKLARI

Alevi Ocakları, Alevi inancında önemli bir yere sahip olan Dedelerin soyunu ifade eden bir kurumdur. Bu kurum, sadece biyolojik bir bağdan ibaret olmayıp, aynı zamanda dini, kültürel ve sosyal bir aidiyeti de beraberinde getirmektedir. Sekiz yüzlü yıllarda şekillenen ocaklar, Hacı Bektaş Veli tarafından Anadolu’da yeniden düzenlenmiştir. Hacı Bektaş Veli’nin etrafında toplanan, Anadolu ve Balkanlara yayılan ocaklar, “YA ALLAH, YA MUHAMMED, YA ALİ” diyerek yüzyıllardır nesilleri aydınlatmaya devam etmektedirler.

Ocakların Özellikleri ve Görevleri:

--Alevi Ocakları, Dedelik makamının soy temeline dayalı olarak sürdürülmesi üzerine kuruludur. Bu sayede nesiller boyu sürecek bir dini ve kültürel miras aktarımı sağlanmıştır.

--Dede, ocakta önemli bir yere sahip olan ve topluma yön veren bir liderdir. Dini konularda rehberlik eder, toplumsal sorunlara çözüm üretir ve toplumun birliğini sağlar.

--Ocaklar sadece bir dini kurum değil, aynı zamanda toplumsal bir yapıdır. Dedeler, toplumun sosyal ilişkilerini düzenler, adaleti sağlar ve barışı korur.

--Alevi ocakların büyük kısmı Hacı Bektaş Veli’yi Pir olarak kabul eder. O’nun öğretilerine bağlı kalır. Hacı Bektaş Veli’nin dergahı uzun yıllar ocaklar arasında güçlü bir bağ oluşturmuş ve Alevi toplumunda kültürel bir birlik sağlamıştır.

OCAKLARIN OLUŞUMU

Alevi ocaklarını, Emevi zulmünden kaçan Seyyitlerin kurduğu “Seyyid Battal Gazi” gibi eski ocaklar, Horasan erenlerinin kurduğu ocaklar ve Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu’nun değişik yerlerine gönderdiği öğrencileri tarafından oluşturulan ocaklar olarak üç ana başlık altında sınıflandırabiliriz.

Hacı Bektaş Veli 1240 yılında meydana gelen BABABİ isyanından sonra bozulan dirliği, liderliği ile yeniden düzenlemiş ve ocakların günümüze kadar ulaşmasına büyük katkılarda bulunmuştur. Alevilik, Hacı Bektaş Veli’nin öğretileri ile yeniden şekillenmiş, öğrencileri tarafından Anadolu ve Balkanlarda en ücra yerlere kadar yayılarak, irşat-aydınlatma görevlerini yerine getirmişlerdir.

Ocakların Mürşit veya Rehber ocağı olmasına bakılmaksızın, toplumun saygı duyduğu her ocaktan saygın Pirlerin, Mürşitlerin çıkabileceği kabul edilmiştir. Anadolu, bir zamanlar ocaklarda hizmet etmiş pirlerin ziyaretgahları ile doludur. Bu durum, Tanrısal tecellinin tek bir ocağın tekelinde olamayacağı bilgisini hatırlatarak, ocaklar arasındaki hiyerarşinin Hak olana uyma, Hak ile hak olmaya imkan vermiştir.

 OCAKLARIN YAPILANMASI

Alevi ocaklarının tamamı birbirine bağlıdır. Ocakların büyük çoğunluğu Hacı Bektaş Veli’yi en tepede Ser çeşme (ocakların başı) olarak kabul eder. Söz konusu yapı hiyerarşik bir yapı gibi gözükse de esas olan Yol’un her şeyin üzerinde olduğu gerçeğidir. Bütün ocaklar için hedef, Alevi yol ve erkanının doğru yürütülmesi ve nesiller boyu devam ettirilmesidir.

Pir ve Mürşit Ocağı: Bazı ocaklar, diğer ocaklara bağlıdır. Bağlı olunan ocak “MÜRŞİT” bağlı olan ocak ise “PİR” ocağı olarak adlandırılır. Ama bu bağlılık bir görev bölüşümüdür. Yoksa birbirine üstünlük olarak görülmez.

El Ele, El Hakk’a Sistemi: Bu sistem ocaklar arasındaki iş birliğini, bilgi paylaşımını ve iç denetimi ifade eder. Hak olan hedefe ulaşmak için, ocaklar arasında el ele verilmesini simgeler. Böylece, her bir Dede’nin, başka bir Dede’nin mürşitliğinde Yol’u doğru bir şekilde nesilden nesile aktarması sağlanmış olur.

Ocakların Günümüzdeki Durumu: Günümüzde Alevi ocakları, değişen toplumsal koşullar ve modernleşme etkisinin altında olsa da hala Alevi toplumunun önemli bir parçası olmaya devam etmektedir. Ancak, kırsal kesimden kentlere göç, eğitim seviyesindeki artış ve küreselleşme gibi faktörler, ocakların yapısını ve işlevlerini yerine getirmesini etkilemektedir.

(İşte bu iletişim çağında Alevi toplumuna önderlik edecek olan Dedelerin eğitimi ve bilgisi öne çıkmaktadır. Dedeler, Geleneksel Alevi Dedesi görünümünden çıkarak, modern çağın bilgileri ile donanmış önder kişiler olmak zorundadırlar. Aksi taktirde, Alevi toplumuna hem inanç bakımından hem de kültürel bakımından liderlik yapma misyonları kalmayacaktır. Bu nedenle, modern çağımızın dedelerinin yetiştirilmesi için Alevi Akademilerinin kurulması bir zorunluluk arz etmektedir. Alevi toplumunun talepleri arasında bunun bir an önce ele alınarak bir sonuca varılması elzem görünmektedir.) Parantez içindeki görüş tarafıma aittir. H.Dedeoğlu

Özetle, Alevi ocakları, Alevi inancının ve kültürünün yaşatıldığı, toplumsal dayanışmanın ve kültürel kimliğin korunduğu önemli kurumlardır. Alevi ocaklarını temsil eden Dedelik kurumu, dini liderlik ve toplumsal işlevler bakımından Alevi toplumunda önemli bir yere sahip olmaya devam edecektir.

“Aleviliğin Teolojisi” serisinin beşinci bölümünü tamamlamış olduk.

Yararlı olması dileği ile…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum