İstanbul
06 Ağustos, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

MİNNETSİZLİĞİN MAVİSİ: NESİMİ'NİN SIRRI

04 Ağustos 2025, Pazartesi 12:38

Bir gonca gül düşer kalbe, tam açacakken har içinde yanar da susar. O suskunluk bir dile değil, bir hale minnet etmemeyi öğretir. Dil ister Arabi olsun ister Farisi, hakikatle konuşmuyorsa gönül onunla konuşmaz. Ve gönül, özüne sadıksa, sırat-ı müstakimi gözler, yola değil; yolu gösteren rahmete uyar.

Nesimi, bu dünyada ne öğrendiyse zalimin talim ettiği yoldan değil, gönlünün kıble aldığı ışıktan öğrendi. Ve bu yüzden “Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem” diyerek asırlar ötesinden hâlâ yankılanan bir ezoterik meydan okuma bırakmıştır insanlığa.

Dünya, herkesin karına koştuğu bir çarşıdır. Kalp pazarında ise yalnızca aşk satılır. Nesimi, “Bir acayip derde düştüm herkes gider karına” derken, aşkın ve hakikatin yolunu seçenlerin dünyalık beklentilerle nasıl da ters düştüğünü anlatır.

Bugünüyle yetinen, yarını Allah’a bırakan bir ruh hali…

Burada “bugün buldum, bugün yerim” sözü, yalnızca tevekkülü değil; aynı zamanda zamanın döngüselliği içinde anın kutsiyetini idrak edebilmeyi anlatır.

Çünkü zaman da Hakk’tandır; rızık da, nasip de…

Rızkımı veren Hüdadır, kula minnet eylemem” sözü, yalnızca bir gurur ifadesi değildir. Bu, bir ezoterik özgürlük ilanıdır.

Ruhun zincirlerinden kurtulduğu, iradenin saflaşarak kadere teslim olduğu noktada ortaya çıkan o mavi hâl…

Kula değil, kula kulluk eden düzene değil, yalnızca Yaradan’a bağlı olmanın, hem dünyevi hem de ilahi bir başkaldırıdır bu.

Nesimi’nin “Ey Nesimi, can Nesimi ol gani mihman iken” dizeleriyle başlayan final ise, kelimenin tam anlamıyla sufiyane bir veda niteliğindedir.

Çünkü can, bu dünyada yalnızca misafirdir. Gani olanın, yani sonsuz olanın evinde misafirken, dünyevi hükümdarlıklara neden minnet edelim?

Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem” demek, zahiri otoriteleri değil, batıni hakikati yüceltmektir.

Şefaatı yalnızca Ahmed-i Muhtar’dan uman biri, yeryüzünün makamına değil, semanın nuruna bakar. Ve minnetini yalnızca Hak’ka arz eder.

Ezoterik gelenekte minnet, bağdır. Kime minnet duyarsan ona bağlanırsın.

Oysa Hakk’a ulaşmak isteyen yolcu, tüm bağlarını kesmek zorundadır.

Nesimi’nin bu dizeleri, sadece birer şiir değil; bir yolun, bir halin, bir teslimiyetin şifreleridir.

Harflerin ardındaki hakikate ulaşmak isteyenler için mavi bir deniz gibidir: Derin, dingin ve sonsuz…

Minnet Eylemem Şiiri

Har içinde biten gonca güle minnet eylemem


Arabî, Farisî bilmem dile minnet eylemem


Sırat-ı Müstakim üzre gözetirim Rahim'i


İblisin talim ettiği yola minnet eylemem...

 

Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına


Bugün buldum bugün yerim, Hakk kerimdir yarına


Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına


Rızkımı veren Hüda'dır kula minnet eylemem...

 

Ey Nesimi can Nesimi ol gani mihman iken


Yarın şefaatkârım Ahmed-i Muhtar iken


Cümlenin rızkını veren ol gani Settar iken


Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem...

Kul Ali Nesimi

Kaynakça:

1. Nesimi Divanı**, Haz. Mehmet Akif Koç, Kültür Bakanlığı Yayınları, 2000.

2. Ocak, Ahmet Yaşar. Bektaşi Menakıbnamelerinde İslam Öncesi İnanç Motifleri**, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1996.

3. Corbin, Henry. İslam’ın Mistikleri: İrfan Geleneği**, İnsan Yayınları, 2003.

4. Nasr, Seyyed Hossein. İslam’da Bilgi ve Maneviyat**, İnsan Yayınları, 1995.

5. Schimmel, Annemarie. İslam’ın Mistik Boyutları**, Kabalcı Yayınları, 2001.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum