İstanbul
01 Ekim, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

SEVGİ FREKANSI: BİLİMSEL Mİ, EZOTERİK Mİ?

29 Eylül 2025, Pazartesi 13:40

Sevgi, insanlık tarihi boyunca sadece bir duygu değil, aynı zamanda bir “enerji” olarak da tanımlandı.

Ezoterik öğretilerde sevgi, evrenin temel titreşimi, birleştirici ilahi güç olarak görülür. Modern bilim ise bu yaklaşımı doğrudan doğrulamasa da, kalp ritminden beyin dalgalarına kadar uzanan araştırmalarıyla “sevgi frekansı” fikrini kısmen destekleyen bulgular ortaya koyuyor.

Peki bu kavram, bilimsel bir gerçek mi, yoksa ezoterik bir metafor mu?

Kalbin yaydığı elektromanyetik alan üzerine yapılan araştırmalar, bu soruya ilk yanıtı verir nitelikte. HeartMath Institute’un çalışmaları, kalbin beyninkinden çok daha güçlü bir elektromanyetik alan yaydığını ve kişinin duygusal durumuna göre bu alanın frekansında değişiklikler gözlemlendiğini ortaya koyuyor. “Sevgi, şefkat, minnettarlık” gibi pozitif duygular kalp ritmini uyumlu hale getirirken; stres, öfke ve korku ise düzensiz titreşimler yaratıyor.

Ezoterik geleneklerde özellikle 528 Hz frekansı “sevgi frekansı” olarak bilinir.

Solfeggio dizilerinden gelen bu titreşim, DNA tamirinden ruhsal uyanışa kadar pek çok iddia ile ilişkilendirilmiştir. Ancak bu konuda bilimsel bir konsensüs yoktur; 528 Hz’nin biyolojik ya da ruhsal bir üstünlüğe sahip olduğuna dair güçlü kanıtlar bulunmamaktadır.

Buna rağmen bazı müzikal terapiler ve alternatif şifa yaklaşımları, bu frekansı “huzur ve kalp açıklığı” ile ilişkilendirmeye devam ediyor.

Nörobilim ise aşkın beyindeki izlerini incelerken başka bir pencereden katkı sunuyor. Fonksiyonel MR çalışmaları, sevgi ve bağlanma duygularının beynin ödül merkezlerini harekete geçirdiğini, dopamin ve oksitosin salgısını artırdığını gösteriyor.

Bu biyokimyasal süreçler, sevginin yalnızca soyut bir titreşim değil, aynı zamanda bedensel ve kimyasal bir deneyim olduğunu da ortaya koyuyor.

Öte yandan, ezoterik yorumlarda sevgi frekansı yalnızca biyolojik bir olgu değil; insanlık bilincini dönüştüren, bireyleri kolektif uyuma taşıyan bir güç olarak görülür.

Tasavvufta “aşk-ı ilahi”, Budizm’de “metta (sevgi dolu şefkat)” bu anlayışın farklı kültürel tezahürleridir.

Burada sevgi, sadece bir duygulanım değil, tüm varoluşu titreşimsel bir düzeyde birleştiren metafizik bir yasa olarak kabul edilir.

Sonuç olarak, sevgi frekansı hem bilim hem de ezoterik gelenekler için farklı anlam katmanları taşır.

Bilim, kalbin elektromanyetik alanı ve beynin biyokimyası üzerinden somut veriler sunarken; ezoterik öğretiler sevginin kozmik düzenin anahtarı olduğunu savunur.

Belki de hakikat, her iki yaklaşımın birleştiği noktadadır: Sevgi, hem ölçülebilen bir enerji hem de ölçülemeyen bir anlamdır.

Kaynakça:

  1. McCraty, R. (2017). Science of the Heart. HeartMath Institute.

  2. Puleo, J. & Horowitz, L. (1999). Healing Codes for the Biological Apocalypse. Solfeggio frekansları üzerine ezoterik iddialar.

  3. Zeki, S. (2007). “The Neurobiology of Love.” FEBS Letters, 581(14), 2575–2579.

  4. HeartMath Institute. “Coherence and Heart-Brain Interaction.” Araştırma raporları.

  5. Targ, R. & Puthoff, H. (2005). Mind-Reach: Scientists Look at Psychic Abilities. Enerji ve şifa alanında spekülatif çalışmalar.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum