hava durumu20° İstanbul
29 Temmuz, 2025, Salı
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2412.9
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66248.09$

HANGİ RESİM ASİMİLE EDER?

25 Mayıs 2025, Pazar 00:08

Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Genel Başkanı Cuma Erçe gündeme gelmek için düşünmüş taşınmış ve Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na karşı bir demeç vermeyi münasip görmüş!

Demecinin ana fikri de “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı asimilasyon merkezi” olarak ilan etmek- miş!

Diyeceksiniz ki, bu adam zaten her gün aynısını yapıyor.

Evet, ama sevgili okur, durum bu kez farklı!

Erçe, bu kez güçlü bir delil yakalamış!

Efendim, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, Pir Sultan Abdal dinletisi düzenlemiş.

Ve sıkı durun, dinletinin duyurusunun yapıldığı afişe bakan zehir hafiye Cuma, asimilasyonu derhal tespit etmiş!

Nasıl mı?

Kendi ifadesiyle, afişte: “Pir Sultan Abdal’ın portesindeki sazı kaldırılarak, yerine elleri rüku şeklinde bağlanmış ve boynundaki teslim taşı kolye olmuş bir Pir Sultan” görmüş!

Aman, aman!

Tiz demeçler verile!

Tiz canlı yayınlar yapıla!

Tiz basın açıklamaları yayınlana!

* * *

Değerli okur,

İnanın, ben de çok sıkıldım.

Ben artık bu işi “Allah’ın sınavı” olarak görüyorum.

Herhalde, bizim de bu dünyadaki sınavımız, bu!

Allah düşmanın bile akıllısını ve mertini nasip etsin!

Örgütlü cehalet ile karşı karşıyayız!

* * *

Efendim, “bu adam” emekli öğretmen!

Sivaslı!

Alevi olduğunu iddia ediyor!

Ama, hayatında bir kere bile ceme girmemiş olmalı ki, rükû nedir bilmiyor!

Rükûda duran insanlar sırt ve baş hafif eğik olacak şekilde eğilirler.

Halbuki, afişte resmedilen Pir Sultan Abdal’ın “elleri rüku şeklinde bağlanmış” değil!

Ortada rükû yok!

Boynunda teslim taşı olması da bir zorunluluk değil, çünkü Pir Sultan Abdal “babagan Bektaşi” değil!

Düşünün, “bu adam” Pir Sultan Abdal adına kurulmuş ve yüzün üzerinde şubesi olduğunu iddia eden bir kuruluşun genel başkanı!

Teslim taşını kim takar, onu da bilmiyor!

Rükû duruşunu da bilmiyor!

Bilse, Sünnilerin rükûda el bağlamadığını ama bizim el bağladığımızı bilirdi!

Daha doğrusu, cemde rükûda durduğumuzu bile bilmiyor!

* * *

Cuma Erçe ve saz arkadaşlarının boş vakitleri çok olmalı.

Düşünün, bu saçmalığı birisinin “düşünmesi”, birisinin tepki verelim demesi, birisinin kameraman vs ekip görevlendirmesi, birisinin kayıtları çözümleyip habere dönüştürmesi ve birisinin da yayınlaması gerekiyor!

Allah, inşallah bunların da doğru yolu görmesine yardımcı olur, diye dua ediyorum!

* * *

İşin traji-komik tarafı ise şu:

Cuma Erçe’nin “görüp de, gerçek sandığı” resmi çizen ile dinletide kullanılan afişi tasarlayan aynı sanatçı!

PSAKD’nin de beş kuruş telif ödemeden tepe tepe her fırsatta kullandığı “7 Ulu Ozan” resmi var ya; işte o resmin yaratıcısı Ali Can Meydan, Pir Sultan Abdal dinleti afişini de tasarlayan kişi!

O resmin sol başında Pir Sultan Abdal duruyor.

Sanatçı o resmi tasarlarken Pir Sultan’ın boynuna teslim taşı koymuş.

Bu adam” ise, bunun bir “tasavvur” olduğunu idrak edememiş, bunu gerçek sanmış!

Bir öğretmenin zihin dünyasına bakar mısınız!

Her iki resmi de tasarlayan sanatçının aynı kişi olması bir yana, sanatçının özgür yaratıcılığını gerçek sanmak, gerçek yerine koyup “durumdan vazife çıkarmak” nasıl bir insanî trajedidir, anlayabiliyor musunuz?

* * *

Pir Sultan Abdal’ın afişte kullanılan görseline benzer eskiden çizilmiş pek çok resim var. Yani yeni bir çizim değil.

Elinde saz olmadan çizilecek bir Pir Sultan Abdal’ın “asimilasyon” olduğunu iddia eden “bu adam”a Allah akıl fikir versin demekten başka bir şey elimden gelmiyor.

Öte yandan, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı Pir Sultan Ocağı ve Pir Sultan Abdal Sempozyumu gibi başka etkinliklerde Pir Sultan Abdal’ın elinde bağlama olan görseller de kullanmış.

Üstelik, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kendi logosunda da dört kapıyı temsilen dört tane teslim taşı kullanmış.

Anlayacağınız kurum, Alevi inancının sembollerine saygıda kusur etmiyor.

Dahası, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı tarafından Cemlerde kullanılmak üzere cemevlerine saz-bağlama dağıtıldığı gibi, genç nesillerin bu kültürü öğrenmesi için kurs veren cemevlerine bağlama desteği de veriliyor.

Cem meydanlarında zakirlerin saz çalması teşvik ediliyor. Gençlerin bağlama-saz öğrenmesi destekleniyor.

* * *

İnsan sormadan edemiyor: peki, “bu adam”ın derdi gerçekte nedir?

Hakikaten derdi Aleviliğin karşı karşıya kaldığı asimilasyon tehlikesi idiyse, örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çıkardığı kitabında Hacı Bektaş Veli’nin “Cemil İpekçi gibi” çizilmesine neden sesini çıkarmadı?

Üstelik, aynı kitapta teslim taşı bile 12 köşeli çizilmemişti!

Veya, “bu adam”ın İBB Alevileri Mezarlıklar Müdürlüğü’ne bağladığında bir tepki verdiğini duyan oldu mu?

Hadi, hepsinden geçtim; yahu 1992’den beri her katresini sömürdükleri Pir Sultan Abdal için ne yaptılar?

Pir Sultan Abdal’ın şiirleri için beste yarışması mı açtılar? Ressamlara tablolar mı yaptırdılar? Tiyatro, senaryo yarışmaları mı yaptılar? Pir Sultan Abdal romanları mı yazdırdılar?

Hiç birisini yapmadılar!

Hatta, yapmak isteyenlere de engel oldular!

İftira attılar!

Linç kampanyaları düzenlediler!

Tüm cehaletleriyle şimdi, aynı ressamın yaptığı iki resmi kıyaslayıp birisini “asimilasyon delili” ilan ediyorlar!

Hadi ordan!

* * *

Cemevlerinden tekke ve türbelere, anmalardan kültürel etkinliklere kadar her alana hizmet götüren Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, Alevi-Bektaşi toplumunun ihtiyaçlarına yanıt veriyor.

Büyük de takdir topluyor.

Bu kurum, Erçe’nin ve saz arkadaşlarının yıllardır istismar ettiği Alevi Bektaşi toplumunun teveccühünü kazanıyor.

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın yaptığı çalışmalar ve destekler Aleviliği, Alevileri ve cemevlerini siyasetin, özellikle de terör örgütleriyle iltisaklı çevrelerin çirkin arenasından uzak tutuyor.

Yaptığı iş ve işlemlerle Başkanlık, Alevi Bektaşi inancını kültürel ve manevi bir çerçeveye oturtarak toplumu birleştiriyor.

Gerçek ortada: Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, Alevi Bektaşi toplumunun ihtiyaçlarına kulak veriyor, kültürünü yaşatıyor, gençleri bağlamayla buluşturuyor.

İnancı ve kültürü merkeze alıyor.

Öyle ki, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin de pek çok şubesi, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile ortak hareket ediyor, taleplerini iletiyor, destek alıyor.

Bunu haber yaptığımızda, Cuma Erçe benzerine dünyada az rastlanan bir pişkinlikle biz almıyoruz, onlar veriyor, demişti!

* * *

Erçe’nin Alevi Bektaşi toplumunu siyasetin hatta terörün kirli oyunlarına alet etme çabası da gözlerden kaçmıyor.

PKK’nın kurucularından Mazlum Doğan’ın izinde olduğunu açıkça ifade eden konuşmaları, Erçe’nin Alevi toplumunu terör örgütlerine yedekleme niyetini açıkça ifşa ediyor.

Alevilikle uzaktan yakından hiçbir alakası olmayan ne kadar terör bağlantılı ölmüş şahsiyet varsa, Cuma Erçe bunların izinde gittiğini tekrarlamaktan hiç çekinmiyor!

Buna karşılık, bir kere bile Hz. Ali’nin, Hacı Bektaş Veli’nin, Şah İsmail Hatâî’nin izinden gittiğini söylemedi!

Ama, Avusturya’da “Aleviliği ayrı bir din olarak kabul ettirdiklerini” davul zurna ile ilan edenlere derhal desteğe koşmuştu!

* * *

Cuma Erçe ve saz arkadaşları her gün toplumdan daha fazla siliniyorlar.

Birisinin çevresini Daltonlar çetesi sarmış.

Diğerini rakibi deprem paralarıyla kendisine makam arabası almakla suçluyor.

Ancak, Alevi Bektaşi toplumu bu simsarlara boyun eğecek yapıda değildir.

Anlayacağınız, Cuma Erçe ve saz arkadaşları traji-komik duruma düşüyor ama Alevi-Bektaşi toplumu artık bu numaraları yemiyor.

* * *

Hamiş:

Çabalama, bay düzenbaz!

Taban uyanıyor, taban!

Hele bir ayağa kalksın,

Durduramaz onu baban!

Âşık İHSANÎ

Yorumlar

  • yorum avatar
    Nuri Derin
    25-05-2025 14:17

    Allah doğru yoldan ayırmasın bir toplumun Kendi içinde barışık değilse başka birine derdini anlatamaz selamlar sevgiler

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum